Persepolis

Bu filmi seyredin. Bu filmi seyreden bunu yazdı:

İki üç yıl önce kitabını okumuştum. Okuduğum ilk karikatürlü romandı. Hem ağlayıp, hem gülerek ve buna da çok şaşarak okumuştum. Türkçe çevirisini ben yapmak istemiştim. O kadar sevmiştim o İranlı kızı. O kadar ben yazmak istemiştim, o İranlı kadının yazdığını. Müthiş bir kadın: Marjane Satrapi. Röportajı vardı geçen hafta, çok güzel cevaplar vermiş. İstediği yerde istediği kadar sigara içebildiği için, Paris’e taşınmışmış. Evet sigara insanı öldürür ama hayat da insanı öldürür diyo. Dilinden ballı akıl damlıyo.

Politika, bana ancak bu filmdeki halinde dayanılır geliyor. Böylesi bir ironiyle ele alındığında. Hem mesajı da daha etkili. Meydanlardaki megafonlardan, televizyondaki forumlardan ve gazete başlıklarından daha dokunaklı. Bir diktatörlüğün, küçük bir kız çocuğunun gözüyle bakıldığında ne kadar korkunç, saçma, anlamsız, acımasız olduğunu daha iyi anlayabilir insan. Bazı şarkıları da bu anlamda politik buluyorum. Pop şurubuyla içirilen mesajlar koymaya çalışıyorum şarkılara bazen. Tek taşımı kendim aldım diye dans ettirmek daha derinlemesine nüfuz edermiş gibi geliyor bana. Kadın olan, kadınlığını yüceltmenin, korumanın, paylaşmanın yollarına bakar. Satrapi de inceden bunu yapıyor. Bir kızı paranteze alıp, dışarıya koca harflerle hep korktuğumuz şeyleri yazıyor. Parantez böylece seyredenin içinde açılıyor. Kızı kollarının arasına alıp, karşısındakilere dirsek atmak istiyorsun. Kendi korkularından, gülerek ödün patlıyor. Bunu başarmak çok zor. İnsanlar korktukları şeyleri çok ciddiye alırlar. Onlarla dalga geçmez ve geçtirtmezler. Bu yüzden tüm korkaklar sıkıcıdırlar. Öcülerle de oyun oynanmaz, onlar saklanma sırası kendilerine geldiğinde mızıkçıdırlar.

Savaşı, kadın olmayı, çocuk olmayı, İran’daki molla devrimini, önce ve sonrasını, niye ve nasılını merak ediyorsanız bu filmi izleyin. Çok güzel, çok değişik. Hep Hollywood, hep gerçek insanlar, hep mutlu sonlar olmaz ki. Biraz da şu kızın ananesini dinleyin. Güzel kokmak için, sutyeninin içine çiçekler koyan bu kadının, en az bir lafını yazın bir yere. Beklenmedik şeyler insana fener olur hayatta. Belki duymanız gereken bir şey, bu filmde gizlidir.

Kimbilir belki bu yazıyı sırf bunun için okudunuz.
Yazarın Tüm Yazıları