Pazarlıksız...

TERÖR suçlamasıyla Türkiye'de hapse düşmüş (bugün sayılarının 8600 kadar olduğu bildirilen) tutuklu ve hükümlülerin işi, Hikmet Sami Türk gibi bir Adalet Bakanı'nın eline düştükleri için çok zor.

Çünkü zor kullanarak, şantaj yaparak, ödün talep ederek bu bakana bir şey yaptıramazlar.

Zaten İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya Baro Başkanlarının ‘‘F-Tipi cezaevlerindeki üçer kişilik odaların kapıları açılsın, burada bulunan hükümlüler tüm gün boyu cezaevi koridorunda bir araya gelsin’’ isteğiyle başlattıkları kampanya o yüzden sonuç vermedi.

Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk önceki akşam, bu kampanyanın neden sonuç vermeyeceğini İstanbul'da, gazetecilere önce kendisi anlattı. Sonra da Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun bilgi verdi.

Baro başkanları, ‘‘Adalet Bakanlığı üç odanın kapısını açarak, dokuz kişinin o birim içinde (aslında hapishane koridorunda demek istiyorlar) bir arada olabilmelerini ve belli saatlerde var olan ortak mekánlardan yararlanmalarını sağlasın’’ diyorlar ve bu yapılınca yer yer devam eden açlık grevi ve ölüm orucu türü eylemlerin biteceğini söylüyorlar.

Lakin bu dedikleri yapılırsa söz konusu koridorları işgal eden tutuklu ve hükümlülerin cezaevinde idareyi yeniden ele geçirmelerinin nasıl engelleneceğini söylemiyorlar.

Keza, zaten topu topu 1.5 metre genişliğinde, 45 metre uzunluğunda olan koridorlarda mahkûm ve tutuklular -itiş kakış- bir arada dururken ‘‘genel arama’’, ‘‘yemek servisi’’, ‘‘kantin siparişlerinin karşılanması’’, ‘‘günlük gazete ve dergi dağıtımı’’, ‘‘revire ve hastanelere sevk’’, ‘‘başka cezaevlerine sevk’’, ‘‘tahliye’’, ‘‘duruşmalar için mahkemeye sevk’’, ‘‘telefon görüşmesine götürme’’, ‘‘ortak yaşam alanlarına götürüp getirme’’, ‘‘avukatlarla ve yakınlarla görüşmeye götürme’’ gibi görevler nasıl yerine getirilecek, söylemiyorlar.

Kaldı ki bakan, idarece belirlenecek açık görüş alanlarında ve diğer ortak yerlerde, haftada toplam 5 saati aşmayacak şekilde, sohbet amacıyla bir araya gelmek isteyenlere bu olanağın sağlanacağını açıkça söylüyor. Yeter ki, bundan yararlanmak isteyenler, ‘‘kütüphane gibi, işyeri gibi olanaklardan yararlanmaya’’ razı olsunlar.

İki tarafın da istek ve iddiasını dinlemiş olmanın huzuruyla söyleyelim:

Terör suçlamasıyla tutuklanan veya mahkûm olanlar akılları başlarındaysa boşu boşuna açlık greviyle, ölüm orucuyla kendilerini heba etmesinler.

Anlamsız bir inat uğruna kendilerine eziyet etmelerine değmez.
Yazarın Tüm Yazıları