Pazarlama!

BAŞBAKAN geçen gün şunu söyledi:

‘Ben Türkiye’yi pazarlamakla yükümlüyüm.’

Pazarlamak! Her kuruluşun pazarlama bölümü vardır, bunlar ellerindeki malı satmanın peşindedir. Sat, kime satarsan sat! Maksat para gelsin, parayı veren düdüğü çalsın!

Ancak, başbakanların görevi ülkeyi pazarlamak değil, yönetmektir.

Recep Tayyip Erdoğan’
ın bu cümlesini geçmişte başka bir başbakan, ya da devlet ve hükümet yetkilisi söylemiş olsaydı kıyametler kopardı. Ortalık birbirine girerdi.

Demirel, Ecevit, Çiller, Yılmaz, Bahçeli, Baykal, hiç fark etmezdi. Sağcı, solcu, İslamcı, laik, zengin, fakir, bütün kesimler o sözü söyleyen kişinin üzerine giderdi...

Çünkü bunlar altından kalkılması mümkün olmayan sözlerdir.

Şimdi bakıyorum, tık yok!..

Çünkü olanları kanıksıyoruz.

En tehlikelisi de zaten bu.

***

Şimdi size ‘pazarlama’ konusunda somut bir örnek vereyim. Afyon’dan karayolu ile geçen herkes iyi bilir. Ankara-Kütahya-İzmir-Antalya kavşağının hemen yanıbaşında, Afyon’u kavşağa doğru geçtikten sonra sağ tarafta ve yolun üzerinde Bölge Trafik Müdürlüğü var.

Buradan hemen sonra kavşağa gelirsiniz. Burada da çok sayıda dinlenme tesisleri, benzin istasyonları, restoranlar, termal oteller ve alışveriş merkezleri bulunur.

Bölge Trafik Müdürlüğü’nün bulunduğu arazi geçmişte işlek bir yer değildi. Şimdi ise bu arazi altın değerine ulaştı. Arazi toplam 385 dönüm. Üzerinde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait binalar, lojmanlar ve öteki tesisler bulunuyor.

***

Şimdi gerçek olayımıza geliyorum. 3 ayrı şirket, geçtiğimiz 25 ve 26 Temmuz günlerinde Maliye Bakanlığı’na ayrı ayrı dilekçelerle başvurup bu altın değerinde arazinin kendilerine bedelsiz olarak tahsis edilmesini istiyor.

Maliye Bakanlığı bu istemi jet hızıyla inceleyip kabul ediyor!..

Ve durumu 8 Ağustos 2005 tarih ve 32077 sayılı yazıyla İçişleri Bakanlığı’na bildiriyor.

‘Afyon’da Emniyet Genel Müdürlüğüne tahsisli arsanın, talepçi şirketler tarafından verilen ilişikteki dilekçeler doğrultusunda, 5084 sayılı yasanın 5. maddesi uyarınca değerlendirilerek, bu arazide Bakanlığınıza ait olan tahsisin kaldırılması hakkında görüş bildirilmesi...’

İkbal’e 12, Lila Turizm A.Ş.’ye 175 ve Termal SPA Ltd. Şirketine 200 dönüm! Ücretsiz! Bedava!’

Sonuç henüz belli değil. Belli ise bile ben bilmiyorum.

Peki bu iş nasıl oluyor? Araya kimler giriyor? Aracılık işine kimler soyunuyor?

AKP Afyon Milletvekili Sait Açba aynı zamanda TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı. Kendi ilinde uçan kuştan bile haberi var!

Acaba bu olanları biliyor mu? Ne bileyim, belki biliyordur, belki de hiç bilmiyordur!

***

Yukarıdaki sözünü ettiğim ve AKP döneminde çıkarılan 5084 sayılı yasanın 5. maddesi şöyle:

‘En az 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek ve tüzel kişilere... Hazine, katma bütçeli kuruluşlar, belediyeler veya il özel idarelerine ait arazi ve arsaların mülkiyeti BEDELSİZ olarak devredilebilir.’

Doğrusunu isterseniz ben bu maddeyi dün bu konuyu araştırırken öğrendim... Ve mantığım almadı. Bu çok karışık, şaibeli bir iş.

Bu maddeye göre, kamuya ait bütün arazi ve arsaları birilerine BEDELSİZ devretmek mümkün.

Türkiye’de bu işlerde araya siyaset, parti yandaşlığı, torpil, avanta, rüşvet, her şey girer.


Ayrıca, bu işin sonu gelmez. Örneğin, İstanbul Boğazı’nda yine Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait Baltalimanı tesisleri var. Boğaz kıyısında paha biçilmez arazi ve tesisler. Bu tür yerler saymakla bitmez. Bunların tamamı günün birinde bazı kişi ve kuruluşlara -bedelsiz- devredilecek mi? Evet! Şimdi ısındırma ve alıştırma turlarındayız. (Anlaşılan, Dubai Şeyhi’ne de bu gibi en değerli araziler aynı nedenle veriliyor.)

Yukarıda anlattığım Afyon olayı, belki denizde bir damla. Ancak bu damlalar fazlasıyla birikiyor.

‘Pazarlama’ yapmanın da bir adabı usulü olmalı. ‘Türkiye’yi pazarlamakla’ yükümlü olduğunu söyleyenler, gün gelir o pazarlama sürecinin altında ezilir kalırlar.
Yazarın Tüm Yazıları