Bir tasfiye talebi de Beral Madra’dan

Geçtiğimiz haftalarda, katıldığı televizyon programında Body Worlds sergisini bir küratörden çok, insanları kışkırtma işini başarıyla yürüten Vakit Gazetesi yazarı mantığıyla eleştiren Beral Madra’ya yönelik bir yazı yazmıştım.
Bu yazım üzerine inanılmaz sinirlenmiş ve gazetenin üst düzey yöneticilerine de CC’lediği bir hakaretname döktürmüş. Daha sonra hızını alamayıp bir de Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu’na Hürriyet’in sanat politikasını da eleştiren bir şikayetname döşenmiş.
Kendisini daha önce Venedik Bienali’nde küratörlüğünü üstlendiği Orta Asya Pavyonu’na görsel sanatlar yönetmeni olduğu 2010 Ajansı’ndan çıkarttığı ödenekle kokteyl vermesini de eleştirmiştim. Aynı bienalde Türkiye pavyonu sponsor bulamadığı için böyle bir kokteyl verememişti çünkü.
Beral Madra’nın anlayamadığı, eleştirilerimin onun bilgi birikimine ve yaptığı sergilere yönelik olmadığı. Hiçbirinde de hakaret içeren tek bir kelime yoktu.
Elinde bulunan yetkiyle aldığı yanlış kararları eleştirdim sadece. Üstelik de Kültürazzi köşesi vereceği cevap ve açıklamalara her zaman açık oldu.
Hakaret içermedikçe elbette...
Yazdığı şikayetnamenin içeriği onun olaylara yaklaşımını da ele veriyor zaten: Bir düzeltme metninden çok, kültür sanat alanında kendince bir tasfiye talebi, özlemi...
Medyanın başka alanlarında karşılaştığımız gibi...
Ve bu hafta köşemi benim hakkımdaki şikayetnamesine bırakıyorum.
Buyrun siz karar verin:

TEKELCİ ZİHNİYETİN EMRİNDEYMİŞİM

“Geçen pazar günü Kültürazzi köşesinde hakkımda asılsız, saldırgan ve kişilik haklarıma tecavüz eden bir yazı daha çıktı.
Yazan kişi TV röportajını yarım yamalak dinlemiş; iki cümleyi çekip almış, anlamsız bir biçimde saldırıyor.
Kültürazzi, başlangıcından bugüne hakkımda sürekli bu tür yazılar çıkarıyor.
Bu köşeyi yazan kişiler kendilerini açıklamadıkları için, yanıt vermek olanaksız; bildiğim kaynaklara ileti gönderdim. Hiç ses yok!
Kültür köşesi için sorgulanması gereken bir husus!
Lütfen zahmet edip öğrenir misiniz, ben neden hedefteyim? Bu arkadaşlar, kime hizmet için bunu yapıyor?
İstanbul kültür ortamı şirket odaklı tekelci bir zihniyetin emrindedir; ne yazık ki sizin gazetenizin kültür politikası da bu tekelci zihniyete yıllardır hizmet sunmakta.
Bu politika çok köhneleşti; bir değişiklik yapın! Türkiye sanat ve kültür sanat sahnesi çok değişti; listeler değişti. Sizin kültür kontenjanınızın listesi değişmedi!
Kültürazzi, kültür ve sanat ortamına ahlaksızlık yansıtıyor!
Ayrıca, Radikal kurulduğu günden bu güne bu gazetede yazar kimliğimle yazmaktayım; gazeteci değilim ama disiplinli ve ahlaklı bir yazarım. Bunu hatırlatmak isterim. Yazılarımda ideolojimi ve söylemimi her zaman açıkladım; bunun dışında gizli bir ideolojim olduğunu ileri süren bir yazı, gerçek anlamda bir saldırıdır; beni ikiyüzlülükle itham etmektedir.
Gazetenizden ciddi bir özür ve yazılanların düzeltilmesini bekliyorum.”