İzmirli olmak dedikleri işte bu

Güncelleme Tarihi:

İzmirli olmak dedikleri işte bu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2009 00:00

Türkiye’nin en çok konuşulan ve konuşturan ili neresi diye bir araştırma yapsalar İzmir açık ara önde çıkar. İzmirli olsun olmasın herkes, kızını, yazını, zeybek havasını, kumrusunu, çiğdemini, Kemeraltı’nı, Kordonboyu’nu, Levanten ailelerini, gávur olup olmadığını, 35,5’unu, körfez kokusunu konuşur durur. Bugüne kadar hakkında çok yazı yazıldı. Ama son noktayı bundan yaklaşık iki ay önce yazdığı yazıyla Yılmaz Özdil koydu.

Öyle bir yazıydı ki, İzmirli olmanın bütün kodlarını ayan beyan ortaya dökmüştü. Özdil’in yazısı hálá gündemde. İzmirli olup da okumayan yok. Herkes internet üzerinden birbirine gönderiyor ve yazıdaki kodları tartışıyor. Buradan yola çıktık, geniş çaplı bir araştırma yaptık. İzmir’in ileri gelen isimlerine İzmirli olmanın onlar için ne anlama geldiğini sorduk. İzmirliliğin şifresini çözdük.

Yılmaz Özdil

HER ŞEY BU YAZIYLA BAŞLADI
Hürriyet
İZMİR

Türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben. Simite gevrek deriz biz... Çekirdeğe çiğdem. Kordon elektrik aleti değildir. Kumru da kuş değildir bizim için... Yengen’i yeriz. Sen sigorta dersin... Biz asfalya deriz. Uzatmayız... Gidiyom geliyom deriz.

Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz.

Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar!

Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... Gönül Yazar’ız, Sezen Aksu’yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı Despina’yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.

Erkeklerimiz de fena değildir hani... Detaya girmeyeyim, Ayhan Işık, Metin Oktay, Mustafa Denizli mesela, bi fikir verir sana... Ertuğrul Özkök’ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına ütü atmış...

Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir’de. Siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye Saat Kulesi’ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz!

Rahatızdır... Çocukları Kemeraltı’da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta Kemeraltı Karakolu’ndan alırız... Ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi...

Aceleye gelemeyiz! Bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 Ağustos saat 20’de tiyatro başlıyor... 20.30’da geliriz... Sanatçılar da İzmirliyse, tiyatro zaten 21’de filan başlar...

35’imiz var. 35 buçuğumuz da var. Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.

Ertuğrul Özkök

80 yaşındaki annem yazıyı okuyunca Yılmaz Özdil’i aramış

Yılmaz Özdil’in İzmir yazısı çıktığı gün İzmir’deydim.

Annemin yaş gününü kutluyorduk.

Ailemizin dört nesli oradaydı.

Baktım annem yazıyı okumuş. Kız kardeşlerim okumuş. Onların çocukları da okumuş.

Gerçekten olağanüstü bir yazıydı.

Üç gün sonra Yılmaz aradı.

"Abi bugün hayatımda ilk defa bi genel yayın yönetmeninin annesinden telefon aldım" dedi.

80 yaşındaki annem aramış ve yazıyı ne kadar çok sevdiğini anlatmış.
Hürriyet
Yazı, İzmirli kadınlar ve genç kızlar için bir methiye gibiydi.

O yazıyı ben de çok sevdim.

En çok hoşuma gideni ise, "Kemeraltı’nda kaybolmak" tespitiydi.

Her İzmirli çocuk mutlaka Kemeraltı’nda bir kere kaybolmuş ve karakolda annesini babasını beklemiştir.

Kimse heyecanlanmaz.

Türkiye’de hemşerilik duyguları kuvvetlidir.

İzmir’de ise hemşerilik duygusunu aşan, daha farklı bir şey var. Her İzmirli, hiçbir zaman dönmese bile, bir gün mutlaka şehrine döneceği duygusuyla yaşar.

Bana göre İzmir’in en çekici tarafı, kadınsı bir şehir oluşudur.

Daha doğrusu kadın duruşu çok kuvvetli bir şehir oluşu.

Hepimiz bu duruş ve meydan okumayla çok övünürüz.

Erkeklerimiz de, bu duruşun arkasında saf tutmaktan acayip keyif alır.

Mustafa Denizli (BJK Teknik Direktörü)

İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir

İzmirli hiçbir yere vaktinde gidemez. Ben hayatta bir tek işime vaktimde giderim. Onu da İstanbul’da öğrendim. Elektrik, su, doğalgaz fark etmez. İzmirli olmak her faturayı cezalı ödemektir. İzmir özgürlükler şehridir. Kordon’da iki gencin öpüşmesi olağandır bizim için. Bu manzaraya bir tek İstanbullular bakar ve şaşırır.

Yaşar Aksoy (İzmir araştırmacısı yazar)

Victor Hugo söylemiş: İzmir bir prensestir

Victor Hugo’ya katılmamak elde mi? "Les Orientales" isimli kitabına bulunan "La Captive" isimli şiirinin ilk dizesinde, "Smyrne est une princesse" demiştir. Yani, "İzmir bir prensestir." Hugo, İzmir’e hiç ayak basmadan, çok uzaklardan şöyle bir bakıp, ona nasıl prenses diyebilmiştir? Bunun sebebi İzmir’in baskın "dişilik" özeliğidir. Bir Amazon kraliçesi tarafından kurulduğu efsanelere kazınmıştır. İzmir üzerine yazılmış her şiir buram buram dişilik kokar. O bir prensestir, bazen bir sevgili veya eş, bazen kız kardeştir, bazen de küçük bir kız çocuğu.

Sezen Aksu

İZMİR’İN KIZLARI SEVİŞE SEVİŞE ÖLÜR DÖVÜŞE DÖVÜŞE DE İCABINDA

İzmir’in sembol isimlerinden Sezen Aksu geçen yılki albümünde İzmir kızlarını şöyle anlatıyor:

İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları / Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları / Çıktılar mıydı ipek çoraplarla kordon boyuna / Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları / İzmir’in kızları / Korku yok kitabında

İzmir’in kızları / Ayıptır söylemesi laf aramızda / Sevişe sevişe de ölür, / Dövüşe dövüşe de icabında

Şakir Eczacıbaşı (İstanbul Kültür Sanat Vakfı Başkanı)

Seksen yaşına geldim, bugünün İzmir’ini neredeyse tanımıyorum

Çocukluğumun İzmir’inde Türkler ve azınlıklar iç içe yaşarlardı. Ben onların Rum, Ermeni ya da Musevi olduklarını, Türklerden başka bir din ve ırktan geldiklerini ancak ilkokula gittiğimde öğrenmiş, çok şaşırmıştım. Kentin ekonomisi, "Levantenler" ve azınlıkların elindeydi. İttihat ve Terakki döneminin insanları, azınlık ve Levantenlerin bu gücü karşısında İzmir’in Türkleştirilmesi için savaşıma girişmiş. İzmirli bir eczacı olan babam Süleyman Eczacıbaşı da bu ortamda yetişmiş, cumhuriyet devrimlerine gönül vermiş bir kişiydi. Türklerle azınlıkların dostluk içinde yaşadıkları İzmir, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra değişmiş, dostlukların yerini düşmanlıklar almaya başlamıştı. Bu ilişkiler, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Kıbrıs Çıkarması gibi nedenlerle, daha da kopmuştu. Böylece çocukluğumun İzmir’iyle bugünün İzmir’i, yalnızca sokaklarınnın değişmesiyle değil, bu toplumsal kopuşlarla da farklılaşmıştı. Seksen yaşına geldiğim bu günlerde yaşadıklarımı özlemle anıyorum. Bugünün İzmir’ini ise neredeyse tanımıyorum...

Lucien Arkas (İşadamı)

Burada bir büyü var, ailem 300 yıl önce geldi, bir daha da gidemedi

Burada bir büyü var, herkesi kendine bağlar. Benim ailem de 300 yıl önce geldi bir daha gitmedi... Bu şehirde yaşamak için çok nedenim var; farklı kültürlerin uyumu, insanının samimiyeti ve yetenekli oluşu, balığın lezzeti, yazın imbatı ve tabii İzmir’in kızları ile güzel insanları... Dünyaya açılan bir liman... Arkasında da bu ülkenin en bereketli toprakları uzanıyor. Tarih desen tarih, turizm desen turizm. Böyle bir kentten vazgeçilir mi? Ben bu şehrin tadını çıkardım ve tadı damağımda kaldı. İzmir Akdeniz’in en güzel şehriydi, halen güzel fakat betonlaşmayı sınırlamazsak solup gidecek korkarım.

Tan Sağtürk (Balet)

Öyle insanlardır ki taştan yapılmış bir kaleye kadife derler

"Zeytin kokar Tanrıların ağzı, benim doğduğum memlekette" dedim. Fransa’da, benimle röportaja gelen Fransız gazetecileri sormuşlardı. Röportaj bu başlıkla yayınlandı. Ege’de batıdan, Yunanistan’dan gelen dalgalar, çakıl taşlarını okşar. O saatlerde turunçlar turunculaşırken, imbat rüzgarı içinizi ürpertirken dünyaya geldim. Su birikintilerinde kağıttan gemiler yüzdürdüm. Sokaklara doyamadım. İzmir’de bir kale vardır. Taştan yapılmıştır ama İzmirliler ona Kadifekale adını koymuşlardır. İzmir’de doğup yaşayanların taşa yakıştırdıkları sıfata bakın: Kadife.

İpek Tuzcuoğlu (Oyuncu)

Akdenizli bir Anadolulu olma şansıdır İzmir. Ama insanı pek tekin değildir. Siz siz olun bir İzmirlinin asfalyalarını (sigortalarını) sakın attırmayın.

Sinem Güven (Manken)

Kızım 14 aylık ama İzmirli kanı yüz metre öteden belli oluyor. Cıvıl cıvıl ve özgüvenli. Annemin bana yaptığını ben de ona yapıyorum. Ben nasıl 19 yaşından beri maddi olarak özgürsem o da olacak.

Zeynep Aksoy (Modacı)

Uğruna şarkıların, şiirlerin yazıldığı kadınların memleketidir İzmir. Sabahları kár yoluna, akşamları yar yoluna giden erkeklerin şehridir.

Öner Evez (Koreograf)

İzmir’in kızları güzeldir, çünkü aileleri onlara değer verir, eğitimleri önemsenir, özgüvenleri yüksektir.

Tania Eskenazi (Modacı)

Garip, kendine has, doğuştan gelen bir kültürdür gavur İzmirli olmak! İzmir şehri açık, ileri görüşlü, özgüveni yüksek ama ukala olmayan bir nesil yetiştirir.

Nuri Çolakoğlu (Gazeteci)

İzmirli geniş bakar geniş düşünür, yüksek sesle konuşur

İzmir yüzyıllardır Anadolu’nun dünyaya açılan penceresi olagelmiş. Bu pencereden ışık girmiş, yenilik girmiş. Onun için İzmir’in insanları dünyaya daha rahat bakar, yenilikçidir. Kaç göç yaşanmamıştır. Bundan 50 yıl önce Daryo Moreno Göztepe sahilinde bir kayığa uzanmış, elinde gitarı şarkılarını söylerken, İzmir’in kızları, erkekleri bu müziği denizde çevresinde yüzerek dinliyordu. Genç kızlar ve erkekler karşı cinsten olanlarla topluca gezilip tozulabileceğini daha çok küçük yaşta öğreniyorlardı. Terakkiperver Fırka’dan Demokrat Parti’ye kadar Türkiye’deki birçok yeni hareketin çıkış noktasıydı İzmir. Bu nedenle İzmirli geniş bakar, geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, karşıdan yükselen sesi de dinler, kabul etmese bile onunla birlikte yaşamayı bilir.

Uğurkan Erez (Koreograf)

Kanımız perşembeden kaynamaya başlar

İzmir’de eğlenceye ayrılan zaman her yerden uzundur. Perşembe akşamı kaynamaya başlayan kanlar, pazar akşamına kadar kendini eğlenceye bırakır. Her kadın güzeldir ama İzmir kızları daha bir başka oluyor nedense. Kariyerimde unutulmaz çoğunluğun İzmirli olduğunu söyleyebilirim.

Uğur Yüce (İsviçre’nin İzmir Fahri Konsolosu)

İzmirli, iktidarın vaat ve tehditlerine tenezzül etmemiştir

İzmirli Aydın’dır: Türk medyasını yöneten kişilerin çoğunun İzmirli olmaları bir tesadüf olamaz. Medeni’dir: 5 Kilisesi, 7 sinagogu, sayısız camii ile sevgili Sezen’in dediği gibi "Müslüman’ı, Yahudi’si, Urum’u"nu tek bir potada eritmiştir. Dürüsttür: Tüm ülkenin hayali ihracat skandalları ile çalkalandığı yılları büyük bir ekonomik güç kaybı pahasına tek leke almadan kapatmıştır. Kişiliklidir: İktidarın tüm vaat ve tehditlerine tenezzül etmeden, muhalefet cephesinde tek yumruk olmayı bilmiştir. Hiç mütevazı olmayacağım, İzmirli olmaktan büyük gurur duyuyorum.

Ali Kocatepe (Müzisyen, sanatçı)

İzmirli gönlünce hareket eder sıkıntıya gelmez

Şu İstanbul’da nerdeyse her kasabanın derneği var, bir İzmirlilerin derneği yok. Aslında kurduk da devam ettiremedik. Bir kez daha anladım ki, İzmirli kendi ayakları üzerinde durur, derneklere ihtiyacı yoktur, gönlünce hareket eder, sıkıntıya gelmez. Gevreği pekmezle pişirirler İzmir’de. Onun için gevrektir. Başka yerlerin simidine onun için alışamadım.

Haluk Özyavuz (Cevher CEO’su)

Sanki Avrupalıdan daha Avrupalıyız

Geçenlerde karımla Alsancak Çamlık Sokak’ta Radika diye ufacık, sadece zeytinyağlı Girit yemekleri yapan bir yere gittik! Karıma "İyi ki İzmirliyiz, iyi ki bu şehirde yaşıyoruz" deme ihtiyacı duydum. Etrafımızda o kadar yakışıklı insanlar vardı ki, cıvıl cıvıl! Sanki Avrupa’dan daha Avrupalıyız; içimizle, dışımızla ve davranışlarımızla! Sanki bağımsızız! Ama her şeyimizle. İzmir Türkiye’nin en büyük ihracat limanına sahiptir! Avrupa’da 10 milyon adet "alüminyum jant" üretim kapasitesine sahip tek şehirdir! 70’li yılların ortalarında, "Gávur İzmirli" gibi tabirleri dün gibi hatırlıyorum! Olsun biz aynı zamanda çok hoşgörülüyüz! İzmirliyiz, takmayız, cesuruz!

Kibariye (Şarkıcı)

Oynamadan duramam gülümsemeden yaşayamam

İzmirli olmak benim için sıcakkanlılığı ifade ediyor. İzmirliler insan sever. Girdiği her ortamda, herkesi kucaklar. Rahatızdır, genişizdir. Ben çok tezcanlıyım, tıpkı diğer İzmirliler gibi. Çat orda, çat kapı arkasında. Oynamadan duramam, gülümsemeden yaşayamam. Öyle kolay kolay karalar bağlayamam.

Emel Müftüoğlu (Sanatçı)

Taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer


İzmirli olmak herkesten daha sıcakkanlı ve sosyal olmaktır. İzmir’de doğmuşsanız eğer gözünüzü sosyal bir dünyaya açmışsınızdır. Rahattır İzmirliler. Herkesten çok toleranslıdır. Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler. İzmir kadınların en özgür olduğu şehirdir. Gece vakti komşudan eve yürüyerek dönerler. Canları istediği gibi giyinir, dekoltenin keyfine varırlar. İzmir’in taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer olduğunu iyi bilirim.

Nehir Erdoğan (Oyuncu)

Kadınların ortak ağda günleri vardır, birbirlerine yaparlar ağdayı, kocalarına güzelleşmeye

Özgürlükler şehridir İzmir. Kahkahaları patlatmak için ne efsuna, ne votkaya, ne de viskiye ihtiyaç vardır... Hani belki bir rakı balığın yanında, belki bir bira Kordon boyunda, gavuruz ya icabında! Kadınlar kuaför kavgası yapmaz, onun yerine ağda günleri vardır ortak, birbirlerine yaparlar ağdayı kocalarına güzelleşmeye... Kozmetik kokan kadınlar bir türlü anlamaz bu kadınların şanlarını, adlarının niye ’çok güzel’e çıktığını, en sonunda çalarlar karaya adlarını. Ama olmaz, İzmir’in kadınları balçık tutmaz.

Ferdi Özbeğen (Sanatçı)

Eğlenceli sektörleri İzmirliler yönetiyor sosyologların bunu incelemesi gerekiyor

15-20 yıl önce falan... TRT İzmir Stüdyolarında canlı yayın konuğuyum. O tarihlerde stüdyolar İzmir Fuarı’nın içinde. Yayın günü okulların kapandığı güne denk gelmiş, çocuklar karne almış. Fuar ana baba günü. Öğrencilerin bir elinde karne, diğer elinde tef, darbuka, zil, okulların kapanışını müthiş eğlenceli bir şekilde kutluyorlar. Aynı gün İstanbul’a döndüm. Sokakta çocuklara rastladım. Onlar da karne almıştı ama çok neşesizlerdi. Sessiz, sakin evlerine gidiyorlardı. İşte iki şehir arasındaki fark budur. Televizyon, gazete, müzik, sinema gibi eğlenceli sektörler İzmirliler tarafından yönetiliyor. Sosyologların bunu derinlemesine incelemesi gerekiyor.

Gönül Yazar (Sanatçı)

İzmir’e gávur diyorlar evet biraz karışığız ama kurban olsunlar

İstanbul’a ilk geldiğimde geliyom, yapcam, diyorum diye İstanbullular bana köylü gözüyle bakıyorlardı. Şimdi baksınlar bakalım! Bugün İzmir Türkiye’nin en Avrupai şepri oldu. Beyazıt Öztürk’ünden Haşmet Babaoğlu’na, Huysuz Virjin’inden Ajda Pekkan’ına herkes İzmir’de ev almayı düşünüyor. İzmir’in kadınları cesurdur, erkeklerinden daha sağlamdır. Erkekler verdiği sözü pek tutma. Kadınlar kendilerini sevdiği için ateşe atar. İzmir’e gávur diyorlar. Evet biraz karışığız. Ama kurban olsunlar. İzmir’in kızları hoppa diyorlar. Canları sağolsun. Evet hiç kimseyi takmazlar, takmasınlar.
Hürriyet
İzmirli olmayı simgeleyen bu fotoğraf için Uğurhan Akdeniz Ajans’ın modelleri İzmir Kordon’da poz verdi. Stil danışmanlığını Duygu Akdeniz yaptı. Kıyafetler Polo Garage ve Zone mağazalarından. Midye dolmalar Midyeci Şakir’e ait.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!