Model gibi akademisyenler

Güncelleme Tarihi:

Model gibi akademisyenler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2008 00:00

Öğrenciler arasında çok popülerler. Dersleri dolup taşıyor, taklit ediliyorlar, giyim tarzları, saçları, küpeleri, dövmeleri, şapkaları ve hatta kemerlerindeki tokalarıyla bile öğrencilerinin hayranlığını kazanıyorlar.

Kolunda ve ayak bileğimde dövme var

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yasemin İnceoğlu (47) modayı takip etmiyor ama kolu ve bileğindeki dövmesi, tarzı, seçkinci duruşuyla genç kızları imrendiriyor.

Sokağa çıkarken de, işe giderken de giyimime özen gösteririm. Gidip son moda şeyleri almam. Ama, kendime uygun, farkında olmadan oluşturduğum bir tarzım var. Bir hocanın bakımlı olmasının bence artı puanları var. Çünkü öğrencinin karşısında sahne oyuncusu gibiyiz. Yaptığımız iş kolay değil. Çocuğun karşısına geçip bazen iki saat ders anlatıyoruz. Konsantrasyonun dağılmaması lazım. Öğrencilerimden, "hocam çok şıksınız, ne giyseniz yakışıyor" diyenler oluyor. Tabii çok şık olup ilgi çekmek de yeterli değil. Yoksa manken, fotomodel, herkes ders yapsın. Hocanın hitabet yeteneğinin iyi olması gerek. Eskiden daha spor giyerdim, ama 40 yaş sonrası biraz da klasikleşmeye başladım. Takı ve aksesuar merakım oldu. Ayakkabı ve çantaya tutkum da fazla. Saçlarıma özen gösteririm. Eskiden sarıydı, şimdi koyulaştırdım. Ama fönlü olmasına dikkat ederim. Kolumda ve ayak bileğimde dövme var.
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5380


Kıyafet yönetmeliğine uyan biri değilim

İTÜ’lü öğrencilerin forumu Teknikforum.com Gemi İnşaatı ve Denizbilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Fatma Yücel Kuş’u (48) "şık giyinişi ile fakültedeki genç kızlara taş çıkartıyor" diye tanımlıyor.

Memur kıyafet yönetmeliğine uyan biri değilim. Almanya’da uzun yıllar yaşadım. Nasıl rahat hissediyorsam, öyle giyiniyorum. Bu tarzım, öğrencilerin de hoşuna gidiyor. Hocanın derse şık ve bakımlı girmesi onları motive ediyor. Sanıyorum böyle bir ünüm var, derslerim ilk açıldığı gün doluyor. Kendimi de, onları da önemsiyorum. Üniversiteye gelirken ayna karşısına geçer, saçıma başıma bakarım. Ancak, klasik döpiyes giymem. Farklı, uyumlu model ve renkleri tercih ederim. Mümkün oldukça az aksesuar kullanırım. Gümüş takı severim, daha çok etek giyerim. Marka tutkum yok. Bütçemize uygun her yerden alışveriş yaparım. Malum öğretim üyelerinin kazançları belli.
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5382

Öğrencilerim iyi bir kemer görürse haber verir  Â

Kadir Has Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Serhan Oksay’ın (45) Facebook’ta fanclub’ı bile var. Kol düğmeleri ve birbirinden değişik kemer tokaları, küpe, şapka ve papyonlarıyla idol.

Herkesin giymeye cesaret edemediği şeyleri giyince dikkat çekiyorum. Sanırım giyimimde en çok fark yaratan aksesuarlarım. 70 tane tokalı kemerim var. Gömleklerim daima manşetlidir, çeşit çeşit kol düğmelerim var. Saçlarım her daim kısadır, sık sık küpe, arada bir de papyon takarım. Tek ceket severim. Ceketlerim çok spordur. Marka giymeyi seviyorum. Marka bağımlısı değilim ama üstüme yakıştığını düşündüğüm zaman nereden olursa olsa alırım. Öğrencilerim belki bu tarzımdan dolayı kendilerine yakın buluyorlar. Biraz sertim ama, sınıf dışında çok rahatım. Araya mesafe koyan hocalardan değilim. Benimle rahat iletişim kuruyorlar. Zaman zaman beni örnek alırlar. Bazen kemerlerini getirip gösterirler. Ya da iyi bir kemer gördüklerinde bana haber verirler. Aramızdaki bu giyinme ilişkisi benim de hoşuma gidiyor. Onlar üzerinde
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5384
olumlu etki yaptığımı düşünüyorum. Bakıyorum, bir sürü derste kalmışlar, ama benim dersimde geçmek için elinden geleni yapıyorlar.

Kumaşla kadifeyi bir arada iyi taşıyorum

İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Tevfik Balcıoğlu (55) okulun en popüler hocası. Öğrencilerine göre giydiğini yakıştırıyor.

Ben iyi giyenenlerden miyim, bilmiyorum. Bu tür insanların gömlek, kravatları özeldir. Oysa, ben kumaşla kadifeyi bir araya getirip, sırtına alanlardanım. Bilmiyorum, belki de iyi taşıyorum. Bazen çok yakışıklı hocalar olur, kızlar hayrandır. Ama, ben öyle yakışıklı da değilim. İyi bir öğretici iyi bir showman olmalı. Öğrenci karşısında tereddüt etmeyeceksiniz. Jestleriniz, mimikleriniz, yaşam tarzınızla günün insanı olacaksınız. Derse olan ilgileri artar, ön sırada oturup not tutmaya, sizi etkilemek için yüksek not almaya çalışırlar. Ama hocanın amacı öğrenciyi kendine hayran bırakmak değil. Öğrenci ile mesafeyi iyi korumak gerekiyor.
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5386


Biraz salaşım ama seçiciyim

Yeditepe Üniversitesi Moda-Tekstil Bölüm Başkanı Müşerref Zeytinoğlu’na (46) üniversitede moda ve tekstil tasarım kraliçesi deniyor. Kampusta ilginç takıları, şapkaları ve çizmeleri ile dikkat çekiyor.

Ben her zaman özgün olmayı istedim. Renk uyumu derdim olmaz. Öğrenciyken de öyleydim. Biraz salaşım ama, salaş içinde seçiciyim ve kendime ait rahat bir tarzım var. Pantolon da giyerim, şapka da, fular da takarım. Ama, şıkır şıkır giyen bir moda bölüm başkanı değilim. Dönem dönem bir şeye takılıyorum. Sürekli o üstümde oluyor. Örneğin Küba’da aldığım deniz kaplumbağası bileziklerimi bu aralar hiç çıkarmıyorum. Her yerden alışveriş yaparım. Pazardan da olabilir, marka da olabilir. Öğrencilerimin çoğu zengin aile çocuğu olduğu için vitrinde gördükleri ve beğendikleri kıyafetleri alır, üstüne geçirirlerse harika olduğunu düşünürler. Onlara "Her pahalı marka sizin tarzınız olmayabilir. Aldığınız giysiyi severek giyip, giymediğinize bakın" diyorum. Modadan nefret ederim. İnsanın kendi özgün tarzını yakalaması önemli. Kıyafetlerimde bir tezat vardır. Şık bir etek giydim diyelim. Herkes o eteğin altına yüksek topuklu ayakkabı giyer, ben kocaman bot giyerim. Saçımı hiç değiştirmedim. Öğrenciliğimden beri hep aynı. Çanta, ne olursa olsun takarım. Sırt çantası da, kol çantası da.

Bermuda, sandaletle bile okula gelirim
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5388

Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ÖJğretim Üyesi Recep Dönmez’in (55) tek küpesine okulda herkes hayran. Yazın bermuda şortla, sandaletle okula geliyor.

Kafeye giderken nasıl giyiniyorsam, okula gelirken de öyle giyiniyorum. Benim için rahat olacak şeyleri tercih ederim. Buna stil deniyorsa benim stilim. Çok spor giyinirim. Gömleğim pantolonun üzerindedir. Tişört de, kazak da giyerim. Küpe takarım. Yazın ve baharda derse bermuda ile gelirim, ayağımda sandalet olur. Öğrencilerim "Ne kadar güzel giyinmişsiniz hocam" derler. Onlar 20 yaşında, ben 55 yaşındayım. Ama bir öğretmen gibi değil, ağabeyleri gibi oluyorum. Onlarla diyaloğum iyidir. Konuşur, sohbet ederim. Bence, öğrencilerimi etkileyen, beni beğenmelerini sağlayan daha çok o yönüm. Bir de onlar gibi giyinmem.

Dönem başlarında daha iyi giyinirim, öğrenciler dikkat ediyor
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f538a

Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ufuk Çakmakçı (42) takım giymiyor, kravat takmıyor ama özel diktirdiği gömlekleri ve renkli kazaklarıyla her zaman şık.

Giyim tarzım ile öğrenci motivasyonu arasında bir ilişki var bence. Özellikle dönem başlarında daha iyi giyinmeye dikkat ederim. Çünkü, öğrenciler sınıfta bir stili olan, temiz ve şık bir hoca görünce etkileniyor. Dersler ilk günlerde doluyor. Takım giymiyorum, kravat takmıyorum. Şık bir gömlek, kumaş pantolon ve değişik bir ceket seviyorum. Pantolon, gömlekle derse girdiğim de oluyor. Gömlek benim için çok önemli: Diktiririm. Her yerden

alışveriş yapmam. Belli mağazalara giderim, belli bir markayı tercih ederim. Renklerle çok oynarım. Yeşil kazak da, mor gömlek de giyerim. Ama, renk uyumuna dikkat ederim.

Stil sahibi olmak iletişimin bir parçası

Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Gürgen’e (50) "yaşlanmayan hoca" deniyor. Kıyafete çok önem verir, öğrencilerinden de aynı
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f5384
özeni ister, pasaklılardan hazzetmez.

Kişinin kendini ifade etmede sevelim, sevmeyelim dış görünüşün çok önemli rol oynadığına inandım. Stil sahibi olmak iletişimin ayrılmaz bir parçası. Dış görünüş ilk izlenimi oluşturmada önemli rol oynuyor, kapıları açıyor, sizin bilginiz dinlenir oluyor. Öğrencilerim beni model olarak görür, bazen kıyafetlerimi nereden aldığımı sorarlar. Marka giyecek kadar büyük gelirimiz yok. Belirli bir uyumla üstümü başımı organize etmeye çalışırım. Mutlaka spor bir ceket vardır üzerimde. Tek ceket, farklı pantolon giyerim. Kumaşının iyi olmasına, dikişine özen gösteririm. Her yerden giyinirim, yurtdışından da, ucuzluk dönemlerinde de alışveriş yaparım. Yırtık giyinerek de stil sahibi olunabilir. Benim şartım temiz olmak. Derslerimde öğrencilerden de temiz ve titiz olmalarını, öyle giyinmelerini isterim. Benim de buna uygun bir hoca olmam lazım.

Mezunlar, sizin gibi şık giyiniyorum diyor
/images/100/0x0/55eaabfef018fbb8f88f538c

Boğaziçi Ünhiversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Esra Mungan (40) Ekşi Sözlük’te, güzelliği dillere destan çıtır hoca olarak anlatılıyor. Kışın öğrencileri donarken o sıfır kollu giysileri ve mini eteğiyle dolaşıyor.

Bazen mezun ettiğim bir öğrencimi görüyorum, bana "sizin gibi şık giyiniyorum" diyor. Öğrencilerimden iyi geri dönüşler alırım. Üniversite hocalığına 2002’de başladım. Daha önce özel sektörde çalışıyordum, üniversiteye geçiş yaptığımda özel sektörün etkisi olmuş olabilir. Ama ders verdiğim günlerde hakikaten öğrencilerin karşısına çıkarken dikkatli oldum. Kotla hiç çıkmadım. Kendime göre şık bulduğum, biraz eğlenceli, biraz ciddi gösterebilecek bir kıyafet tercih ediyor, temiz pak olmaya özen gösteriyordum. Moda ile pek alakam yok, hoşuma gideni giyinirim. Ne çok ağır, ne spor... Daha çok etek tercih ediyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!