Patriotun anlamı

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

George Bush ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Brent Scowcroft ‘A World Transformed’ (Değiştirilmiş Bir Dünya) başlıklı kitaplarında Saddam'ı neden devirmediklerinin gerekçelerini anlatıyorlardı.

‘‘Uğradığı yenilgiden sonra Saddam'ın ya bir ayaklanma, ya da bir darbe ile devrileceğini düşünüyorduk’’ diye yazıyorlardı Bush ve Scowcroft.

‘‘Saddam'ı devirmek için kara savaşını genişletmiş olsaydık, Irak'a girecek ve hala yönetiyor olacaktık. O zaman da koalisyon derhal çökecek, Araplar bize kızacak, diğer müttefiklerimiz de desteklerini çekeceklerdi...’’

‘‘Bizim için önemli olan’’ diye devam ediyorlardı, ‘‘BM kararları çerçevesinde kalarak saldırganlığa karşı uluslararası tepkiye önderlik etmekti...Soğuk savaş sonrası Amerikan dışpolitikası açısından amacımız, istediğimiz an Ortadoğu'ya müdahale edebileceğimizi göstermekti.’’

Körfez Savaşı'nın mimarlarına göre bu süreç içinde en önemli nokta ABD'nin Irak'ta yalnız kalmamasıydı.

‘‘Bunun doğru olduğuna hala da inanıyoruz’’ diyorlardı.

Saddam'a karşı girişilecek her türlü operasyonda uluslararası destek ABD açısından bugün de önem taşıyor.

Üstelik sadece askeri değil, siyasi bir önem de taşıyor.

Her ne kadar bu kez Washington, BM Güvenlik Konseyi'ni dikkate almadıysa da Arap ülkeleri arasında destek lobisini sürdürüyor.

* * *

TÜRKİYE'nin tavrı ise Washington açısından ayrı bir önem kazanıyor.

Bu yüzden Ankara'nın Patriot isteğine balıklama atlanıyor ve son yıllarda füze taleplerine kulak tıkanan Türkiye'ye üç adet patriot gönderiliyor.

Bunlar tabii ki Amerikan komutasında ve Amerikan askerleri tarafından kontrol edilecek, gerektiğinde Amerikalılar tarafından kullanılacak.

Bu işin askeri yanı ama bir de siyasi yanı var.

İşin bu tarafı Washington için daha önemli.

ABD Dışişleri ve Savunma Bakanları son operasyonla ilgili gerekçelerinde hep şu noktayı vurguluyorlardı: ‘‘Saddam, kimyasal silah potansiyeli ile sadece kendi halkı değil ama komşuları için büyük tehdit oluşturuyor.’’

Irak'a müdahalenin ‘komşu’ların da talebi olduğu ima ediliyordu.

Onlar böyle diyordu ama Körfez Savaşı'nın aksine bu kez Irak'ın komşusu olan hiçbir Arap ülkesi Amerikan güçlerine topraklarını açmaya yanaşmıyordu. Kimse ilk seferki gibi koalisyona hevesli değildi.

İşte Türkiye'nin Patriot talebi durumu kurtardı.

Saddam'ın komşular için tehdit oluşturduğu tezini kanıtladığı gibi İncirlik'in kullanılmasının önündeki psikolojik engelleri de kaldırmış oldu.

* * *

BAŞBAKAN Ecevit'in dünkü gazetelerde yayınlanan sözleri sanki iki Türkiye varmış izlenimi veriyor.

Biri ABD ile kolkola, diğeri ABD'ye karşı.

Ecevit, ABD'nin Irak'a ilişkin politikalarından rahatsızlık duyduğunu saklamıyor ve ‘‘Esasen ABD'nin bugüne kadar ne yapmak istediğini anlamış değiliz. Bölge için bizim de bir planımız olmalı’’ diyor.

Bu arada, İncirlik'ten kalkan uçaklar Irak'ın kuzeyindeki hava savunma sistemlerini yerlebir ediyor.

Patriolar İsrail'den sonra Türkiye'ye yerleştiriliyor.

Ankara'daki Amerikan Büyükelçilik müsteşarı bu işlerde en deneyimli kişi olarak Irak muhalefetini örgütlemekle görevlendiriliyor.

Türkiye'nin kendi planı mı? Biraz geç kalınmadı mı?



Yazarın Tüm Yazıları