Patavatsızlık...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Başbakan Mesut Yılmaz, lafın ölçüsünü biraz kaçırmış galiba... Öyle ya, kavgada söylenmeyecek laflar vardır. Onlardan biri de Almanlar'la konuşurken veya Almanlar hakkında bir kanaat ifade ederken onları Hitler dönemine bağlayan bir söz söylemektir.

Neden? Hitler'den hakikaten nefret ettiklerinden mi?

Kimse tüm Almanlar'ın böyle bir düşünce içinde olduğunu sanmasın. Hatta, uygun bir fırsat zuhur ederse Alman toplumunun yeni bir Hitler üreteceğinden de kimsenin şüphesi olmasın.

Ama, İkinci Dünya Savaşı sonrasının yarattığı bir dünya var. Bu dünyada yerini alabilmek için Almanya'nın oynaması gereken rolü onlar da biliyor, biz de...

Bu rol, demokrasiye inanmış, Avrupa Birliği'nin patronluğunu taşıyacak kadar olgunlaşmış bir Almanya'yı gerektiriyor.

Zaten Konrad Adener'den Helmut Kohl'a kadar sahnede hep bunu görüyoruz.

Ona rağmen başka şeyler düşünebiliriz, lakin aklımıza gelen her lafı söylemeye de mezun değiliz. Velev ki onlar doğru olsa bile...

Hele uluslararası ilişkilerde bu çok daha önemlidir. Çünkü yapacağı tahribatın haddi hesabı olmaz.

O nedenle Başbakan Yılmaz'ın, Financial Times Gazetesi muhabirlerine, ‘‘Almanlar eski stratejilerini sürdürüyor. Onlar lebensraum (yayılmacılık) politikasına inanıyor’’ demesi, Almanlar'ı kızdırır. Hele bununla Hitler'in yayılmacılık politikası ima edilmiş gibi oluyorsa...

Ne var ki, Almanlar başkalarında görünce pek tepki gösterdikleri bu üslubun, aslında kendilerine ait olduğunu unutmamalıdırlar. Üstelik bunu, yani karşısındakinin gözünün içine baka baka aklından geçeni pat diye söylemeyi Almanlar biraz da övünme nedeni gibi görürler.

Hem unutulmasın:

Ortada bir patavatsızlık varsa bu Türkler'den değil, Almanlar'dan başladı. Avrupa Birliği'ne nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden yalnız Türkiye girmek istediğine göre, geçen yıl Avrupa'daki Hıristiyan Demokrat Partilerin ortak toplantısı ardından Türkiye'yi hedef alır şekilde en ağır sözleri Almanlar söyledi. Hem de Kohl'ün onayıyla...

Keza halen Kohl'ün kabinesinde Çalışma Bakanı olan Norbert Blum'un her fırsatta Türkler'i (ve Türkiye'yi) tahkir eden sözler söylediğini unutmayalım.

Türkiye'deki yargıçlardan biri aynen Frankfurt Eyalet Mahkemesi Başkanı'nın Tansu Çiller'e yaptığı gibi, eski bir Alman Başbakanı'nın ‘‘uyuşturucu kaçakçısı’’ olduğunu söylesin ve onu sonra ispat edemesin de... Almanlar o zaman anlasınlar, o tür sözlerin de Türkler'i ne kadar yaraladığını...













Yazarın Tüm Yazıları