GeriSeyahat Patagonya'da 'Sonsuz Ölüm'ün izleri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Patagonya'da 'Sonsuz Ölüm'ün izleri

Patagonya'da 'Sonsuz Ölüm'ün izleri

Bugüne kadar seyahat edeceğim yerlere karar verme konusunda bana en çok ilham veren hep filmler oldu. İzlediğim herhangi bir filmin kısacık bir sahnesinde gördüğüm bir mekânı görebilmek için yıllarca beklediğimi hatırlıyorum. Örneğin Indiana Jones’un üçüncü macerasından sonra yıllarca Petra’nın El Hazne’sini görmeyi beklediğim gibi... Şimdi de Butch Cassidy and the Sundance Kid (Sonsuz Ölüm) filminin izinde Patagonya'dayım...

Nüfus kağıdı azıcık eskimiş olanlar hatırlayacaklardır. George Roy Hill’in yönettiği ve başrollerinde Paul Newman ve Robert Redford’un yer aldığı 1969 yılı yapımı bu film oldukça önemli western tarzı bir filmdir. Üstelik anlattığı hikâye de gerçektir. Butch ve Sundance, 1890’ların Vahşi Batı’sında tren ve banka soyan iki hayduttur. Devir değişir, devran döner, Vahşi Batı gittikçe modernleşip kanun adamları da daha zorlu olmaya başlayınca, düzene ayak uyduramayan iki kafadar önce New York’a oradan da gemiyle Güney Amerika’ya ve Arjantin’e geçerler. Sonra da Bolivya’ya... Amerika’ya kıyasla geri kalmış Bolivya’da banka ve tren soymaya devam ederler. Ta ki, 1908’de Bolivya Ordusu tarafından kıstırılıp silahlı çatışma sonucu öldürülünceye kadar. 

Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri

Sonsuz Ölüm 1969 ABD yapımı western macera filmi

Filmi ilk kez uzun yıllar önce TRT’de izlemiş ve çok da sevmiştim. Ama yolumun bir gün Butch ve Sundance ile kesişeceğini bilmiyordum. Birlikte seyahat ettiğimiz dostlarla birlikte Patagonya’daki ilk günümüzdü. Arjantin Patagonya’sının önemli şehri El Calafate’nin havalimanından doğrudan El Chalten’e doğru yola çıkmıştık. Patagonya’nın güçlü rüzgarların estiği 'Pampa' denilen uçsuz bucaksız otluk steplerinde 110 kilometre kadar ilerledikten sonra 'Campa La Leona' isimli küçük bir otelde mola verdik.

Aynı isimli nehrin üzerindeki köprünün yanı başında yer alan tek katlı ahşap bir binadan oluşan otelin restoranında kahvemi yudumlarken duvardaki bir şey ilgimi çekti. Çerçevelenmiş, eski bir 'aranıyor' ilanı. Kovboy filmlerinde veya çizgi romanlarda gördüklerimize benzer bir ilan. Onlardan tek bir farkı vardı. Üzerinde “Butch Cassidy veya gerçek ismiyle Robert Leroy Parker’ı ölü veya diri getirene 4 bin dolar ödül verilecektir” yazan bu ilan gerçekti.

Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri

La Leona Hotel

İlanın öyküsünü restoranda elime geçen bir broşürden öğrendim. 1905 yılında kimselerin tanımadığı üç Amerikalı 'gringo'  iki kovboy ve yanlarında bir kadınla bir süreliğine La Leona’da konaklamışlar. Ardından da kimseciklere nereye gittiklerini söylemeden yollarına devam etmişler.  Bir süre sonra otele polisler gelmiş ve otel sahiplerine bazı resimler göstermişler. Oteldekiler resimlerdeki üç kişiyi hemen tanımışlar. Bir süre önce ayrılan gizemli misafirleri ünlü haydutlar Butch, Sundance ve  eşi Ethel’miş. Yaklaşık 450 kilometre uzaklıktaki Rio Gallegos şehrinde iki bankayı soydukları için aranıyorlarmış... 

Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri


Filmlerin peşinden yollara düşen biri olarak hiç beklemediğim bir anda çok sevdiğim bir filmin karakterleriyle karşılaşmak heyecanlandırıyor beni. Bu kez farklı olarak filmin çekildiği mekânlardan birinde değilim ama çok daha özel bir yerdeyim. Gerçek Butch ve Sundance’ın bir zamanlar kaldığı oteldeyim. Bu çok daha özel bir an ve özel bir  tecrübe oluyor benim için...  Aranıyor ilanındaki haliyle Butch Cassidy’nin görüntüsü Paul Newman’a kıyasla ciddi hayal kırıklığı yaratsa bile... 



La Leona’daki güzel sürprizin sonrasındaki iki günü El Chalten’de geçirdikten sonra meşhur Perito Moreno Buzulu'nu görmek için yeniden El Calafate’ye döndük.  Lago Argentino Gölü'nün kıyısında kurulmuş, bir kasabadan hallice El Calafate sevimli bir şehir. İsmini de 'diken üzümü' de denilen bir tür böğürtlenden alıyor. Ve en önemli özelliği de Patagonya’nın belki de en bilinen buzulu olan Perito Moreno’ya sadece 80 kilometre mesafede olması.  Perito Moreno’yu ziyaret ettiğimiz gün, akşamüzeri El Calafate’ye dönerken şehrin sokaklarında dolaşmak istediğimizi söyleyince rehberimiz Pilar bize harika limonlu kek yapan bir kafeden söz ediyor; La Zaina Kafe. 

Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri

La Zaina

El Calafate’nin ana caddesinde bir tur attıktan sonra sonra Pilar’ın sözünü ettiği kafeyi aramaya başladık. La Zaina ana cadde Avenida del Libertator’a çıkan ara sokaklardan birinin hemen köşesinde karşımıza çıktı.  Her ne kadar kafe dediysem de La Zaina’nın tabelasında 'Müze ve Sanat Barı' yazıyordu. Kapıdan içeriye adım attığınızda karşınıza çıkan da bir kafe veya bardan çok bir müzeydi zaten. Her bir köşede farklı antika bir obje olan, bir an kendinizi kovboy filmlerindeki 'Saloon’lardan birine girmiş gibi hissediyorsunuz. 
Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri


Tabii ki 'limonlu kek' ve kahve ısmarladıktan sonra etrafı incelemeye başladım. Bir köşedeki antika soba, sayfaları sararmış dergiler, eski fener, ütü, çaydanlık gibi bir sürü ıvır zıvır derken yine duvardaki bir fotoğraf ilgimi çekti. Butch ve Sundance ile karşılatığım La Leona otelin, büyük olasılıkla uçaktan çekilmiş bir fotoğrafı.  Sonradan kafenin sahibi olduğunu öğrendiğim garsona sordum; “Burası La Leona değil mi?” “Evet” diye karşılık verdi. Başka bir fotoğrafı işaret etti ardından. Diğer bir duvarda asılı siyah beyaz eski bir fotoğraf... Fotoğraftaki kadın annesiymiş ve La Leona’nın de eski sahibiymiş aynı zamanda... Böylesine bir tesadüf olunca muhabbet de uzadı tabii ki. Cana yakın ev sahibimiz Finlandiya asıllıymış. Kafedeki tek müşteriler biz olunca, masamıza geldi, aile albümünden fotoğraflar gönderdi ve ailesinden söz etti uzun uzun. 

Patagonyada Sonsuz Ölümün izleri


Konu tabii ki dönüp dolaşıp Butch ve Sundance’e geldi. Ben heyecanla konuyu açınca La Zaina’nın konuksever sahibesi hiç beklemediğim bir şekilde Butch ve Sundance'ın aslında çok daha güneyde görüldüklerinden söz etti.  “La Leone tarafına gelmiş olmaları pek mantıklı değil, nehri buradan geçmişlerdir” diyerek bize, masanın üzerine yaydığı harita üzerinde, La Leona’dan çok daha güneyde başka bir noktayı gösterdi. La Leona’nın duvarlarındaki aranıyor ilanlarından, broşürden söz ettiğimde ise; “Onlar turistler için” deyiverdi. 

Limonlu kek bitip muhabbet sonra erdiğinde, La Zaina’dan çıkarken hayal kırıklığına uğramış olsam da, o gün Patagonya’nın o sevimli küçük şehrindeki bu muazzam kafede geçirdiğim harika zamandan ötürü mutluydum.  Yine de “Kim bilir belki de yanılıyordur, o üç gringo” gerçekten de onlardı diye düşünüyordum El Calafate sokaklarında gün batarken...



False