‘Passion’un çilesi

Redhouse sözlüğü, İsa adının önüne geldiği zaman ‘Passion’u bakın nasıl açıklıyor: ‘İsa’nın çarmıha gerilmesinde çektiği ıstırap’. Murat Bardakçı, her nedense, ‘Passion’un Latince ‘Passio’ sözcüğüyle hiçbir ilişkisi bulunmadığını yazsa da herhangi bir ‘Petit Robert’ sözlüğüne bakacak olursa, karşısında ‘soufrance’ (Acı, ıstırap) yazdığını görebilir.

Murat Bardakçı yazısını (Hürriyet, 11.04.04) keşke bu kadar geciktirmeseydi. O zaman ‘Passion’a karşılık önerdiği ‘Azap’ sözcüğüne şimdi itiraz etmek zorunda kalmazdım. Murat Bardakçı, ‘Azap’ sözcüğü için Redhouse sözlüğünün belki de yüz yıl önce basılmış Eski Türkçe baskısını tanık gösteriyor. Oysa aynı sözlüğün 1999 yılında yapılan 29. basımında ‘Passion’ karşılığı olarak ‘Kuvvetli his, hırs; tutku, ihtiras, aşk, hiddet, öfke; ıstırap, elem; özlem, iştiyak; aşırı heves; delilik’ karşılıkları var ama ‘Azap’ sözcüğü yok. Ayrıca ‘çile’ sözcüğü de yok. Yok, çünkü ‘çile’ benim yorumum.

Böyle bir yoruma neden gerek gördüm onu açıklayacağım:

*

Redhouse sözlüğü, İsa adının önüne geldiği zaman ‘Passion’u bakın nasıl açıklıyor: ‘İsa’nın çarmıha gerilmesinde çektiği ıstırap’.

Aynı sözlükte şu açıklamalar da var:

Passion Music: Hazreti İsa’nın çarmıha gerilişini canlandıran müzik parçası. Bach’ın ‘Aziz Yuhanna’ya Göre Passion’ ve ‘Aziz Matta’ya Göre Passion’ adlı iki oratoryosu vardır.

Passion Play: Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmesini canlandıran piyes.

*

Murat Bardakçı, her nedense, ‘Passion’un Latince ‘Passio’ sözcüğüyle hiçbir ilişkisi bulunmadığını yazmaktadır. Büyüğüne gerek yok ama herhangi bir ‘Petit Robert’ sözlüğüne bakacak olursa, orada, Yunanca ‘Pathos’un Latince’ye çevirisi olan ‘Passio’ sözcüğünü bulabilir ve karşısında anlamı olarak ‘soufrance’ (Acı, ıstırap) yazdığını görebilir.

*

‘Çile’ karşılığını kuşkusuz kafadan atmadım. Hiç kuşkusuz Osmanlıca ve Türkçe sözlüklerde araştırma yaptım. Dahası Arapça bilen bir arkadaşım bana ‘azap’ sözcüğünü önerdi. Ancak ‘azap’ sözcüğünü sözlükte araştırınca, karşılığı olarak şunları buldum:

1. Ceza; 2. Günahlara karşı ahirette çekilecek ceza; 3. Eziyet, işkence; 4. Büyük sıkıntı; 5. Şiddetli acı.

‘Azap’ sözcüğünden beni ‘Ahiret’ (öbür dünya, son dünya) anlamı caydırdı.

İsa, cezasını öteki dünyada değil bu dünyada çekiyor; üstelik günahlarının cezasını çekmiyor. Dediğim gibi sözcüğün içerdiği öteki dünya anlamı yüzünden ‘azap’tan vazgeçtim.

‘İsa’nın Cezası’, ‘İsa’nın Eziyeti (işkencesi, acısı)’ kullanımları da filmin adının işaret ettiği içeriğin anlamını vermiyordu.

O zaman, ‘Passio’ sözcüğü için referans verilen ‘Pátir’ fiili ve Türkçe’deki anlamları (yüklenmek, üzerine almak, dayanmak, katlanmak, çekmek, -e uğramak, başına....gelmek) aklıma geldi. Bunun üzerine, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinde anlatılanları anımsadım: İsa’nın satıcıları tapınaktan kovmasını; Başkahinlerin, Din bilginlerinin, Ferisilerin, Sadukilerin İsa’ya kurduğu tuzakları; Yahuda’nın ihanetini, Petrus’un inkárını; iftira yüzünden tutuklanmasını, Yüksek Kurul’un önüne çıkartılmasını, yargılanmasını, sırtındaki haçla Via Dolorosa’daki yolculuğunu ve Golgota Tepesi’nde çarmına gerilişini...

*

Gelelim ‘Çile’ sözcüğünün anlamına. Elbette dervişlerin kırk gün hücreye kapanmalarıyla ilgili, ama halk bu sözcüğü(aşamalı bir şekilde) acı çekmek, zahmet ve sıkıntı çekmek anlamında kullanır; dervişlikle ilgili anlamını bilmez. Halk ‘azap’tan çok ‘çile’yi bilir. Aşamalı bir süreçle örtüştüğü için ‘çile’yi tercih ettim. Çünkü, İsa kendisine yapılan maddi ve manevi eziyetlere, işkencelere katlanıyor. Bu bir süreçtir. Sadece bir anlık, bir seanslık işkenceden ibaret değil. İsa en yakın dostlarının ihanetine uğramıştır, kendisine ihanet edecek olanları önceden bilmiştir. Bütün bunlar öteki dünya’da değil, bu dünyada olmaktadır.

Bunlar da yetmedi, Vatikan’ın İstanbul temsilcilerinden ‘Monseigneur’ unvanlı bir din adamıyla konuştum, ‘İsa’nın Çilesi’ çevirimin doğru olduğunu söyledi. Türkiye Hıristiyanlarının yayınladığı ‘Gerçeğe Doğru’ dergisinin Mart-Nisan 2004 sayısının kapağında da ‘İsa’nın Çilesi’ yazıyor.

*

Bütün bunlardan sonra Murat Bardakçı, Eski Türkçe Redhouse sözlüğünün verdiği anlamı (‘azap’) tercih edebilir. Ama ben Eski Türkçe’yle basılmış sözlükleri sevmem!
Yazarın Tüm Yazıları