CNN Türkiye'yi nasıl kurtardı?

Kuyuya bir taş atıldı, hala çıkarmaya çalışıyoruz hep beraber.

Haberin Devamı

Kuyuya bu taş hafta başında atıldı. CNN International'dan üst düzey bir heyetin, Ankara'ya gelip hükümetten Gezi Parkı eylemleri sırasındaki yayınlarından dolayı özür dilediği iddia edildi.

Aradan çok geçmedi, bu haber yalanlandı. Üstelik CNN International'ın Atlanta'daki merkezinden de değil. Yalanlama, kurumun birlikte çalıştığı Londra merkezli halka ilişkiler şirketinin Twitter hesabından yapıldı.

Yetmedi, üstüne CNN'in Türkiye muhabiri Ivan Watson da kendi hesabından müdahil oldu: "Gazetecilik 101. Bir haber yapılırken, haberin tüm taraflarıyla görüşülür."

İddia yayınlandı, yalanlama geldi. Tartışmalar başladı.

CNN DAHA BÜYÜK SIKINTIYI ÖNLEDİ

Haberin Devamı


Size tüm bu yaşananların perde arkasına ilişkin elde ettiğim bilgileri aktaracağım.

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: CNN'in Ankara'ya yaptığı bu üst düzey ziyaret, esasen hükümeti çok daha büyük bir sıkıntıdan kurtardı.

Gezi Parkı eylemleri sırasında yabancı meslektaşlarımıza yönelik tatsız bazı şeyler yaşandı. Yine CNN muhabiri Ivan Watson, sivil polislerin kendilerine küfrettiğini yazdı, Twitter hesabından.

Anadolu Ajansı, Taksim'de görev yapan yabancı muhabirlerin fotoğraflarını ve isimlerini geçti tek tek. Sonra da Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, BBC Türkçe muhabiri Selin Girit'i "İngiliz ajanı " olmakla suçladı.

Bunlar ortaya çıkanlar. Bir de bilinmeyen tehdit, hakaret vakaları var.

Tüm bunlar, buradaki basın mensupları tarafından merkezlerine iletildi.

Genel merkezler ise önce kendi muhabirlerinin bir hatası ya da yayınlarında bir sıkıntı olup olmadığına baktı.

TÜM YAYINLAR İNCELENDİ

Türkiye'den geçilen görüntüler, yazılar, fotoğraflar; kare kare, satır satır, piksel piksel incelendi. Ve hem kurumların kendi kurallarına hem de evrensel gazetecilik ilkelerine uygun yayın yapıldığını tespit ettikten sonra ne yapabileceklerini düşünmeye başladı uluslararası medya kuruluşları.

Haberin Devamı

Bu dönemde ortaya Başbakan Erdoğan'a hitaben, yabancı gazetecilerin çalışma koşullarının zorlaştığını anlatan bir mektup yayınlama fikri atıldı. Bu mektup, eş zamanlı olarak kamuoyuna da duyurulacaktı.

Hatta mektubun ilk taslağı da oluşturuldu. Aralarında dünyanın en saygın uluslararası medya kuruluşlarının da bulunduğu Türkiye'den yayın yapan irili ufaklı çok sayıda kurum bu mektubu imzalamayı prensipte kabul etti.

CNN MEKTUPTAN İMZAYI ÇEKTİ

İşte tam bu dönemde, CNN, Ankara'dan randevu aldığını söyleyerek, mektuptan imzasını çekti. CNN çekilince, diğer uluslararası medya organları da "ya hep, ya hiç" diyerek mektubu imzalamaktan vazgeçti.

Özetle, CNN'in "zaten yüz yüze görüşeceğiz, mektubu imzalamamız şık olmaz" diye özetlenebilecek tavrı, Türk hükümetinin uluslararası alanda daha da zor bir duruma düşmesini engelledi.

Haberin Devamı

Peki, CNN'in kıdemli başkan yardımcısının da içinde olduğu görüşmede ne oldu?

CNN temsilcileri, bu görüşmede, sıkıntıları aktardı ve daha önemlisi, "hükümet karşıtı gösteriler" başlığı altında Kazlıçeşme miting fotoğrafının hatalı kullanıldığını kabul etti.

Zaten, daha görüşme öncesi CNN bu hatayı web sitesinde düzeltmişti.

Şunu vurgulamak gerekiyor: Bu tarz görüşmelerin daha önce de örnekleri var. Sadece Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde değil, önceki dönemlerde de üzerindeki baskının arttığını, buradaki ekiplerinin çalışma koşullarının zorlaştığını, tehdit altında olduğunu veya devlet yetkilileri tarafından hedef gösterildiğini düşünen başka yabancı kuruluşlar da geçmişte gelip, Ankara'da temaslarda bulunmuşlardır.

Haberin Devamı

Dolayısıyla, gelip görüşme yapmak, duyulan rahatsızlıkları iletme ve çözüme kavuşturma için başvurulan ilk yöntem.

CNN'in görüşmede yayınlarından dolayı özür dilemesi meselesine gelince, açıkçası ilk duyduğum andan itibaren bu iddia çok da gerçekçi gelmedi bana.

ÖZÜR DİLERLER ELBET AMA...

Bunun için uluslararası medya kuruluşlarının çalışma prensipleri ve özür dileme mekanizmaları hakkında biraz fikir sahibi olmak yeterli.

Özür dilemek, uluslararası basın için çok ama çok ciddi bir durum. Yer hatası, isim hatası, tarih hatası gibi maddi bir hatadan dolayı asla özür dilenmemesi birçoğu için bir kuraldır.

Hatalar için en fazla "üzüntü" (we regret the mistake) duyulduğu bildirilir, düzeltme notunun yanında.

Haberin Devamı

Özür diledikleri hiç olmaz mı peki, olur. Misal, CNN, 103 yaşında siyahi bir kadının hala araba kullandığını anlattığı bir haberinde müzik olarak "Negro", yani siyahiler için aşağılayıcı bir anlamı olan Zenci adında bir şarkı kullandığı için diledi...

Reuters, 2006 İsrail-Hizbullah savaşında kullandığı bazı fotoğrafların fotomontajlı olduğunun anlaşılması üzerine özür diledi. Hatta işin sorumlularını işten çıkardı.

Hatta kısa bir süre önce BBC de bir sunucusunun son Wimbledon şampiyonuMarion Bartoli için cinsiyetçi esprisinden dolayı özür diledi.

Özetle, uluslararası basın kuruluşları, tarafsızlık ve doğruluk ilkelerine obsesif bir şekilde bağlı olduğundan zaten kendi iç denetim mekanizmalarını etkin şekilde çalıştırıyor.

Düzeltilmesi gereken bir nokta olduğunda bizim alışık olduğumuz biçimiyle el altından değil, açık açık, göstere göstere yapıyor.

ÖNÜ ALINAMAZ BİR SÜREÇ BAŞLAR

Yeri geldiğinde özür de diliyor. Ancak saatlerce bir ülkeden canlı yayın yaptığı için değil, asparagas haber yaptığı için, bir ırkı, cinsiyeti, milleti rencide eden bir hata yaptığı için özür diliyor.

CNN gibi uluslararası bir basın kuruluşunun Türkiye'deki Gezi Parkı olaylarından dolayı özür dilemesi altından kalkamayacağı bir süreci de başlatır oysa. Türkiye'den özür dilerse, Tahrir'i verdiği için Mübarek'ten, Gazze savaşını canlı yayınladığı için İsrail'den, Atina'daki eylemleri gösterdiği için Yunanistan'dan, Suriye'de yaşananları aktardığı için de Esad'dan özür dilemesi gerekir.

Meselenin özüne de esasen böyle bakmak gerekir.


Yazarın son yazıları


#12 Temmuz 2013 Kadınsız değişim de Devrim de olmaz
#5 Temmuz 2013 Ortadoğu'da her şey silbaştan
#28 Haziran 2013 Onların derdi de Penguen değil,Muffin
#21 Haziran 2013 Kolay ama yanlış yolu seçmek
#14 Haziran 2013 O gece neler oldu?
#7 Haziran 2013Siz ne cool'muşsunuz,be abi!
#31 Mayıs 2013Acil çıkışı istemeden bir daha düşünün!


YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>

Yazarın Tüm Yazıları