Benzemez kimse sana

Futbolun kibirlileri birbirlerine çok benziyor. Leonel Messi ve Aykut Kocaman gibi isimler ise, lütuflarına ermek için perişan etmeden “Benzemez kimse sana” dedirtiyor. Endüstriyel futbolun mutlak başarı hesapları arasında birkaç mütevazı tavır, bir iki alçakgönüllü konuşma bu oyunu seyredilir kılıyor.

Haberin Devamı

Kendilerinden isimleri ve soyadlarıyla söz eden insanlar vardır. Adlarının marka olduğuna adları gibi emindirler. Bu insanların kendileriyle dünya arasına koydukları mesafe büyük, özgüvenleriyle kibirleri arasındaki mesafe azdır. Özgüvenle kibir arasındaki oynak ibre, kendini kolayca kibre doğru kırıverir.  İşin kötü yanı, bir süre sonra reflekse dönüşür, sonra cümle âlem tarafından kanıksanır. Kimileri bunu karizma sanır, kimileri başarılı insanın haklı ve doğal gönenci.

/images/100/0x0/55ea8a11f018fbb8f8869873
Jose Mourinho ve Fatih Terim’in Galatasaray maçı sonunda sarıldıkları an “yeşil sahalarda görmek istediğimiz hareketler” klişesinin hakkını sonuna kadar verdi. Mourinho, maçın bitimini beklemeden gitti, az daha turu kaptıracağı takımın teknik direktörüne sarıldı. Galatasaray’ın başarısından öyle büyülenmiştik ki, “Hayat bayram olsa” şarkısı eşliğinde izledik sahneyi. Ama literatürde “Mourinho kibri” olarak bilinen tabirin hayata geçmesi iki dakika sürdü.

Haberin Devamı


Mourinho, Galatasaray’ın soyunma odasını ziyaretinden söz ederken “Onları, Real Madrid’i yendikleri için tebrik ettim” dedi. “Onları, bizi yendikleri için tebrik ettim” demedi. Kendini bir anda takımın yenilgisinden sıyırırken, bir yandan da Real Madrid’in dayanılmaz büyüklüğünün altını çizdi. Sportmence bir ziyaret fikri, yerini birden özgüven sosuna fazlaca bulanmış, artık bir reflekse dönüşmüş, “Adam tutamıyor kendini” dedirtecek çok tanıdık bir kibre bırakıverdi.


Hem dünyada hem Türkiye’de futbolculara temel eğitimde “Tevazu gösterme, gerçek sanırlar” sözü belletilmiş gibi. Mesela İbrahimovic, kendisiyle yapılan röportajda “Futboluna on üzerinden kaç verirsin?” sorusuna daha cümle bitmeden, “On” cevabını yapıştırıveriyor. “Eksik olduğunu düşündüğün bir yan?” sorusunu algılayamıyor bile, öyle bakıyor. Cevap veriyor, ama kerhen.

/images/100/0x0/55ea8a11f018fbb8f8869875

Teknik direktörlerin kulağına da“Yüksek makamda tevazu illettir” sözü kuvvetlice fısıldanmış sanki.  Kibrin, kimi teknik adamları nasıl ele geçirdiğini anlamak için bazen konuşmalarına gerek bile kalmaz. Beden dillerinden, üstlerine sanki kendi terzilerinin elinden çıkmış gibi oturan lakaplarından, başarıyı karşılama biçimlerinden, oynananın bir futbol maçından çok öte bir şey olduğunu hissettiren tavırlarından anlarsınız.

Haberin Devamı





Tavrına hayran olayım

Benzemez kimse sana


Bir yanda gollerinin niteliğiyle de niceliğiyle de rekorları hallaç pamuğu gibi atan, çoktan gelmiş geçmiş en büyük futbolcuların arasında yerini alan, hatta önde gidip flama sallayan Messi var. Elinde altın ayakkabı ödülüyle "Bazı gollerimi hatırlayamıyorum, takım arkadaşlarım olmasa bu kadar gol atıp, bu ödülü alamazdım, onlara ithaf ediyorum" diyen Messi.

Tırışkadan gollerini mıh gibi akıllarında tutup "Açıkçası her golüm çocuğum gibi, hiçbirini birbirinden ayıramam vallahi" diye yıllarca ortalarda dolanan futbolcular arasında başarısını tevazuuyla taçlandırıyor. Öyle gerçek, öyle sahici, öyle sevimli ki “Fazla tevazu kibirdendir” kelam-ı kibarını tartışmaya bile açmadan kapattırıyor.

Haberin Devamı

Bir diğer yanda da Fenerbahçe tarihine hem futbolcu hem teknik direktör olarak geçmiş Aykut Kocaman var. İroniktir, kendilerinden rahatlıkla isim ve soyadlarıyla söz eden futbol ulemasının “Yılların alışkanlığı canım!” mazeretini arkalarına alıp, uzunca bir süre “Aykut” dedikleri Aykut Kocaman... Oysa aynı alışkanlıkla “Fatih” dendiğini hiç duymadık. Duysak da bir kere ve son kere duyardık herhalde.

Benzemez kimse sana

Aykut Hoca, Lazio maçından sonra kendi başarısına yapılan atıflara cevap verdi. Kendisinden ismi ve soyadıyla söz ederken çok zorlandı. Yine ironiktir, aslında en çok onun soyadı müsait başarısına güzelleme yapmaya. “Aykut Kocaman, Aykut Kocaman diyorlar” dedi, “Yok öyle bir şey, bu takımın başarısıdır.” Mourinho kibri kendini yenilgiden sıyırırken, Kocaman tevazuu kendini başarıya sadece ortak ediverdi.

Haberin Devamı

Futbolun kibirlileri birbirlerine çok benziyor. Leonel Messi ve Aykut Kocaman gibi isimler ise, lütuflarına ermek için perişan etmeden “Benzemez kimse sana” dedirtiyor. Endüstriyel futbolun mutlak başarı hesapları arasında birkaç mütevazı tavır, bir iki alçakgönüllü konuşma bu oyunu seyredilir kılıyor.

Tevazu göstermeye devam etsinler, biz gerçek sanmayız.




Yazarın son yazıları

#9 Nisan 2013 Ben tekim,siz hepinizsiniz
# 6 Nisan 2013 Akil adımlar
# 23 Mart  2013 Beni rahatta dinleyin
# 19 Mart 2013 Sardı korkular
# 16 Mart 2013 Futbolcuyum, futbolcu!
# 12 Mart 2013 Üç korner bir penaltı

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN  >>

 

Yazarın Tüm Yazıları