Paris’te striptiz kulübü

Eğer Pink Paradise’ın tam önünden geçerken Paris’te yaşayan Türk arkadaşımız, "Bu striptiz kulübünün sahibi Türk" demeseydi, o kadar ilgimi çekmeyecekti.

"Hadi girip konuşalım" dedim merakla.

Kişi başı 30 euro bayılıp içeri girdik. Ve kırmızı halılı, kırmızı ışıklı bir tünelden yürüyerek esas mekana indik.

Mekan sahibi Türk’ü, yani Murat Atık’ı sorduk.

Ama şanssızlık işte, Atık o gece orada yokmuş. Merak ettiklerimi, bu işe nasıl girdiğini filan soramadım haliyle.

Hazır gelmişken oturduk localardan birine ve striptiz şovları izlemeye başladık.

Bahsettiğim podyuma beş dakikada bir farklı kadınlar gelip soyunmaya başladı. Bu seksi kadınlar dekoltesi had safhada bir gece elbisesiyle podyuma çıkıyorlar. Sonra yavaşça o elbiseyi çıkarmaya başlıyorlar.

Gerisi malum, podyumun çeşitli yerlerine konuşlandırılmış borularla yakın temas dans, filan...

Özel şovda striptizci kadın müşterinin her yerine dokunabiliyor, ama müşterinin ona dokunması yasak!-Mış yani, öyle dediler. Zaten birkaçını gözlemledim, hakikaten kimse dokunmuyordu kadınlara. Racona uyuyorlardı yani. Pink Paradise’ın müşterisinin çoğu tahmin edileceği gibi erkekler.

Ama içeriye kadınlar giremez diye bir kural yok.

Nitekim bizim yanımızda da kadın arkadaşlarımız vardı. Hatta karşı locamızda oturan gruptaki birkaç adam sevgilisiyle gelmişti.

Mini "buz bar"ı olan otel

Paris’ten bildirmeye devam... Bugünlük böyle.

Efenim, ağırlıklı olarak Hint, Pakistan ve Senegal’lilerin yaşadığı Paris’in 18. bölgesinde Kube diye bir dizayn otel var.

Pek kalkınmamış bir bölge olmasına rağmen gelip buraya dizayn otel kondurmuşlar.

Kube’un içinde bir adet hakiki "ice bar" var. Montlarınızı giyip giriyorsunuz ve buz koltukların üzerinde içkinizi yudumluyorsunuz. Ta İsveç’teki Ice Hotel’e kadar gitmeden daha mini bir deneyim...

Peki ne işim vardı 18. bölgedeki dizayn otel Kube’da? Bir parti sebebiyle tabii. Bulunduğumuz günlerde Paris’te birkaç tane birden moda fuarı varmış. Bunlardan biri de kumaş fuarıymış.

Fuara katılan Türk firması Saydam da Kube’da havalı bir parti vermeyi uygun görmüş. Davet etmeselerdi burayı göremezdim haliyle.

Kube’un parti odasında başlayan parti, az önce bahsettiğim "ice bar"da devam etti. Sonra da sigaracı Türk ve Fransızlar’ın istilasına uğrayan avluda!

Parti için Londra’dan kalkıp gelmiş Bir Türk’le konuştum. Çok acayip bir bilgi verdi: "Londra’da kızımla yaşadığım evde kazara sigara içersek eğer, 24 saat içinde evi boşaltmamız gerekiyor. Şaka değil, kontratta öyle yazıyor!" Konuşmamızı dinleyen Fransızlar, "Aman Tanrım" oldular tabii. Türkler de öyle tabii.
Yazarın Tüm Yazıları