Paylaş
Ömür boyu, "Bakanım" diye hitaplanır sana, makamını senden önce/yüce bulanlar.
Askerdeki onbaşınla karşılaş, varsın 40 yıl geçsin üzerinden:
Komutanım...
Daha üst rütbeliyse, "Paşam, Paşam"...
Nasiplen/hiziplen 15 kişi topla, parti kur.
İlk danışıklı kurultayda atsınlar sloganı:
Başbakan Onbeş, Başbakan Onbeş...
Züğürt Ağa'ya da, "Ağam" demiyorlar mıydı filmde...
Çok gülmüştünüz hani.
* * *
Hatta "asfalt görevlisi" ol, döşe kendine...
Sonra alsınlar seni görevden, hakkında soruşturma açılsın.
Olsun, boy fotoğrafını koy ve as kendi web sitene pankartını, dalgalansın sanal/digital:
"Yolların fatihi Burhan Yazar..."
Cadde, sokak, bulvar tabelasına ismini yazdır, mahkeme defalarca "Yapamazsın" desin.
Peh peh peh...
Bir hışmılan ko gitsin ismini, üç ayrı yere:
Saltoğlu Seyfi bey, bir beyin vekili, zor beyin vekili...
İktidar olsan bile yetmez.
Kim tutar cemaati, açarlar pankartı:
"Son Osmanlı Padişahı Recep Tayyip Erdoğan"...
* * *
Bu pankartların, tezahüratların, hitapların hepsi aynalı...
Bir ön yüzü var, bir de parla(t)mayan sır(lı) tarafı...
Bugün "Paşam" diyorsa sana; yarın ismini kaldırırlar bu ülkenin evreninden, ya sus-pus'tur, ya alkışta...
Başbakan Yılmaz diye ünleyenler, bugün Mesut etmez seni.
Erbakan'ın karşısında -saygıyla/kaygıyla- yere bakanlar, hepsi başkan, bakan, başbakan şimdi.
* * *
Gelelim, aynanın/pankartın sır (arka) yüzüne.
Öğrenci Kolektifleri, geçen gün ellerinde pankart yürüdü.
Güle oynaya, "kuş uçmaz, coplanmadan kervan sokulmaz" Başbakanlık önüne geldiler.
Çünkü ellerindeki pankart, yukarıdakiler gibi aynalı:
"Teşekkürler Sayın Başbakanım!"
Sonra, pankartın ön yüzünü sıyırıp, sır yüzünü açmasınlar mı:
"Teşekkür de yok, pazarlık da yok.
Harçlara Hayır!"
Genç, delikan'lı işte; öyle ağam, paşam, padişahım yok, pat diye yırtar atar.
Diyeceğim odur ki; aynanın, pankartın, tezahüratın, pohpohun, sır (arka) yüzü önemlidir her zaman.
Paylaş