Pandanın başparmağını kim yarattı?

Toplum hayatına dini esasları egemen kılmak isteyen Amerikalı ‘akıllı tasarım’ tayfası, Penguenlerin Yürüyüşü adlı filmi, iffetli yaşam modeli olarak göstermişti.

Bütün Hıristiyanların penguenleri örnek almasını istemişlerdi. Şimdi de pandalar çıktı. Daha doğrusu, evrimcilerle yaratılışçılar arasındaki kavganın sembolü olan ‘pandanın başparmağı’ yeniden gündeme oturdu. Pandalar ve İnsanlar adlı kitap aracılığıyla... Darwin teorisini tamamen reddeden Pandalar ve İnsanlar, bir lise tarafından biyoloji müfredatına alınınca, bir grup veli, okul ile mahkemelik oldu. Şimdi ‘Pandalar’ yargılanıyor ve evrim uzmanları tanık kürsüsüne çıkıp kitaptaki çarpıklıkları anlata anlata bitiremiyorlar. Bütün canlı türlerinin aynı anda peydahlanıverdiğinden tutun da, ilk kuşların kanat ve tüyleriyle birlikte yaratıldığına varıncaya kadar yığınla yanıltıcı bilgi var kitapta.

Hakim, panda davasında ifade vermeye gelen bilim adamına soruyor:

‘Bilimsel yayınlarda akıllı tasarımla ilgili bir makale çıktı mı hiç?’

Bilim adamı yanıt veriyor:

‘Mahkemeye gelmeden önce, bir bilgisayar taraması yaptım. Rastladığım tek akıllı tasarım makalesi ergonomik sandalyelerle ilgiliydi. Ama onları da Tanrı’nın yaptığını zannetmiyorum.’

Bu gerçek bir diyalog. Geçtiği yer, ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki federal mahkeme salonu. Dava konusu: Lise dokuzuncu sınıf biyoloji dersinde Darwin’in evrim teorisi yerine, ‘akıllı tasarım’ öğretilebilir mi?

Dava, başladığı ilk günlerde haber konusu olmuştu. Çocukları Dover Lisesi’nde okuyan bir grup veli, biyoloji dersinde öğrencilere ek kaynak olarak ‘Pandalar ve İnsanlar’ adlı kitabın tavsiye edilmesi üzerine mahkemeye başvurmuştu. Çünkü bu kitap Darwin’in evrim teorisini reddediyor ve bütün canlı türlerinin üstün bir zeka tarafından tasarlanıp yaratıldığını iddia ediyordu. Yaklaşık 15 yıllık geçmişi olan kitap, akademik çevreler tarafından bilim dışı diye niteleniyor ve İncil’deki Yaratılış’ı evrim teorisinin yerine geçirip okullara sokmak üzere hazırlanmış bir truva atı olarak değerlendiriliyordu.

Nitekim, okulda öğrencilere tavsiye edilen kitaptaki ‘akıllı tasarım’ kavramı, aynı kitabın eski baskılarında ‘yaratılış’ şeklinde ifade ediliyordu. İncil’deki öğelerin fen dersi kitaplarına girmesi ise laiklik ilkesine aykırıydı. Anayasa, hükümetin dini referanslarda bulunmasını yasaklıyordu. Yüksek Mahkeme de 1987’de aldığı bir kararla, Yaratılış’ın fen derslerinde okutulamayacağına hükmetmişti.

Hıristiyan vakıfları tarafından desteklenen akıllı tasarım hareketinin kutsal metinlerinden olan Pandalar ve İnsanlar böylece yargılanmaya başladı.

NEDİR BU PANDANIN BAŞPARMAĞI

Şimdi bu noktada, ‘Neden pandalar?’ sorusunun yanıtını vermek gerekiyor.

Evrimciler ve yaratılışçılar teorilerini desteklemek için ‘pandaların başparmağı’yla ilgili kendilerine göre bazı argümanlar ileri sürerler.

Darwinciler: Evrim teorisine göre, doğal seleksiyon bir canlıyı başka bir canlı türüne dönüştürürken yeni gelişen organlar, eldeki malzemeye göre şekillenir. Ünlü evrimbilimci Stephen Jay Gould, bu ‘mevcut malzeme’ye pandaların başparmağını örnek olarak gösterir: Pandanın beş parmağı dışında, bileğinden gelen bir kemik çıkıntısı daha bulunmaktadır. Panda, aslında ayılar gibi etobur sınıfındandır, ancak daha sonra bambu ile beslenmeye başlamıştır ve altıncı parmak bambu yemeğe uyum sağlaması için sonradan çıkmıştır. Ne var ki bu altıncı parmak mükemmel değildir, bambu filizlerini ayıklamakta fazla başarılı değildir, çünkü doğal seleksiyon elindeki malzemeyi kullanarak ancak bu kadarını oluşturabilmiştir.

Yaratılışçılar: Bir tür, asla başka bir türe dönüşemez, çünkü türler başlangıçta mükemmel yaratılmıştır. Pandanın etobur sınıfından olduğunu, başka bir canlı sınıfından evrimleştiğini gösteren tek bir kanıt yoktur. Başparmağa benzeyen altıncı kemik uzantısı, bambu kabuğunu soymak için değil, pandanın bambu ağacına tırmanmasına yardımcı olsun diye yaratılmıştır. Yani evrimcilerin iddia ettiği gibi, mükemmel olmadığı doğru değildir. Söz konusu kemik, mevcut haliyle canlı için son derece uygundur. Evrimcilerin doğada uyumsuzluk veya kusur aramalarının tek nedeni, Tanrı’nın kusursuz tasarımını görmek istememeleridir.

AKILLI TASARIM APTAL VE CAHİL YAPAR

İşte yıllardır süregelen bu başparmak meselesi şimdi Amerikan mahkemesinin huzurunda. Hani neredeyse pandaların o altıncı parmağı hangi yolla edindiğine hakim karar verecek. Tabii dava henüz bu kadar spesifik bir aşamaya gelmedi. Şu aşamada, kitaptaki bilgilerle ilgili uzman görüşlerine başvuruluyor.

Mahkeme, geçen haftaki duruşmada California-Berkeley Üniversitesi’nden paleontolog Dr.Kevin Padian’ı dinledi. Dr.Padian’a göre Pandalar kitabı baştan sona yanıltıcı, yanlış, eksik, mantıksız ve çarpıtılmış bilgilerle doluydu. Dava edilen lise ise Darwin’in evrim teorisi ‘eksik ve kanıtlanmamış bilgiler’ içerdiği gerekçesiyle, öğrencilerin daha doyurucu bilgi edinmeleri için Pandalar’ı salık vermişti.

Mahkemede, hakimle Dr.Padian arasında kuşlara, dinozorlara, Tasmanya canavarına ve köpeklere dair hayli hararetli diyaloglar geçti. Yazının girişinde de bir kesitini verdiğim diyalog şöyle tamamlandı:

Hakim: ‘Peki, okullarda akıllı tasarımın öğretilse ne olur?’

Padian: ‘Bence insanları aptal ve cahil yapar.’

Pandalar ve İnsanlar kitabındaki yanlışlar

Percival Davis ve Dean H. Kenyon adlı yazarlar tarafından kaleme alınan Pandalar ve İnsanlar kitabı, materyalist dünya görüşünün bilime egemen olduğunu ileri sürüp, buna son vermeyi amaçlayan Discovery Institute adlı kuruluş tarafından destekleniyor. Enstitünün bir kolu olan Bilim ve Kültür Merkezi aracılığıyla akıllı tasarım propagandası yapıldığını öne süren evrim biyologlarına göre kitaptaki başlıca yanlışlar şöyle:

Kitap bütün canlı türlerinin bir seferde yaratıldığını, örneğin kuşların aynı bugünkü gibi kanatlı ve tüylü vaziyette dünyaya geldiğini iddia ediyor. Oysa kuşların etobur dinozorlardan türediğini gösteren fosiller mevcut.

Memelilerle balıkların ve kuşların milyonlarca yıllık süreç içindeki evrimini kanıtlayan fosilleri kesinlikle görmezden geliyor ve balinaların kara memelilerinden türediğini gösteren kanıtların da bulunmadığını ileri sürüyor.
Yazarın Tüm Yazıları