Pakize Suda: Durum bu


Pakize SUDA
Haberin Devamı

Bu kriz iyi mi oldu kötü mü, bilmiyorum.

Yani benim açımdan.

Durumu arz edeyim, siz karar verin. Bilahare bana da bildirirseniz sevinirim.

***

Başbakan'ın MGK'dan başını alıp gitmesinden sonra hayat artık hiçbirimiz için aynı değildi.

Fakirleşmiştik.

Gerçi evin orasına burasına bakıp ‘‘Yok canım!’’ diyenler oldu ama, her şeyin bir idrak süresi vardı.

Nasıl ki insan yaşlandığını ya da şişmanladığının akşamdan sabaha farkına varamazsa, fakirleştiğini anlaması için de zamana ihtiyacı vardı.

Uzatmayayım, ‘‘Şahken şahbaz olma’’ sürecine girmiştik.

Sebep olanlara hayır dualarımı (!) yolladığım sırada gazeteden bir iyi, bir kötü haber geldi.

Kötü haber: Ekler kaldırılmıştı. Bu işsiz kaldığım anlamına geliyordu.

İyi haber: Artık ana gazetede yazacaktım. Yani yeniden bir işim olmuştu.

Tanrı, kulunu sevindirmek için eşeğini önce kaybettirir, sonra buldururmuş. Ben de sevindim haliyle.

Daha da çok sevinmem icap ettiğini söyleyenler oldu. Zira bir nevi terfi etmiş sayılıyormuşum.

Ben anlamam.

Benim için hepsi gazete. Eki de bir, kökü de.

Hadi bir an için terfi denebileceğini düşünelim, benimki yine de tam terfi sayılmaz. Seferberlik sırasında zuhur etti zira.

Yoksa bir gün aniden, ortada hiçbir olağanüstü durum yokken, ‘‘Çok başarılı bulunduğunuzdan ana gazetede yazma göreviyle taltif edildiniz’’ diye bir yazı falan almış değilim. Ha belki de niyetliydiler de bir kriz bekliyorlardı, bakın ona bir şey diyemem.

Bir de şu var, aslında hiçbirimiz ana gazeteye geçmiş falan değiliz. Geçen Kelebek. Kelebek nereye, biz oraya... Durum bu.

***

Gelelim sevineyim mi üzüleyim mi tam olarak kestiremediğim bir başka hususa.

Yazı günlerim dörde çıktı.

Salı, perşembe, cumartesi (eskisi gibi Hürriyet Cumartesi'de) ve pazar.

Bir seneden fazladır üçüncü güne direnip duruyordum. Sayısı artarsa çizginin altına düşerim endişesi içerisindeydim.

Al bakalım.

Aldım nitekim.

Nasıl altından kalkarım şimdi bu dört günün?

Bir yandan da herresten çok fakirleşme durumum var. Hadi aylık gelirimin yüzde 40'ının uçması neyse, ‘‘Elle gelen düğün bayram’’ diyorum. Lakin yazı günlerimin yüzde 100 artması nedeniyle maaşımın yazı başına düşen miktarının yüzde 50 azalması hususu var ki, beni herkesten daha fakir kılan işte bu.

***

Ne diyeyim?

Hay sizin gibi alıngan hükümete...

Bir masadan kalkmanız bana nelere m*al oldu.

Sebep olan kebap ola!

mış - muş

FP'li ‘‘Yenilikçiler’’in lideri Abdullah Gül, ‘‘Ecevit yaşlı, artık çekilmeli’’ demiş.

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.

***

Bayram tatili 9 güne çıkmış.

Bu yeni bir haber değil ki, seneler önce bir çıktı, çıkış o çıkış.

***

Rahmi Koç, ‘‘Neler atlattık, bu da geçer’’ demiş.

Elbette geçer de, bunu görmeye ömrü yetecek biri var mıdır aramızda bilmiyorum.

***

Süper patronlar kulübü kuruluyormuş.

‘‘Diva’’lığa kadar gider bu iş.

***

Sezer ile Ecevit'in arasındaki buzlar erimiş.

Şimdi de boğulma tehlikesiyle karşı karşıyayız.

***

MHP yeni Medeni Yasa Tasarısı ile ilgili ‘‘Evde reis olmalı’’ demiş.

Olsun da ill*a penisi olması şart olmasın.

***

Mars'ta hayat belirtisi varmış.

Mars'ta hayat da sıktı artık; bildim bileli belirtisi var kendisi yok.

***

Cottarelli'ye yol görünmüş.

İyi. Krizin bir sorumlusu varmış hiç olmazsa.

***

Haberin Devamı

Kutan, ‘‘Yetti artık inin milletin sırtından’’ demiş.

İnin, o binecek.

Yazarın Tüm Yazıları