Pahalı saat...

BAŞBAKAN saatinin 50 bin dolar olduğunu söyleyenlere kızdı. Ona göre daha ucuz.

Ucuzluğunu kanıtlamak için (miting meydanında söyledi) isteyen olursa 10 bin dolara veriyor.

Yani eski parayla 12.7 milyar lira...

Normalde zaman tespiti olarak Tayyip Erdoğan’ın "Üç vakte kadar" demesi lazım.

Ama saatine bakıyor.

Bu iyi bir şey.

Diyelim ki o pahalı saatine iyice bakıp bakıp, cumhurbaşkanı ile "görüşmeme" yaptı demek.

Ya da AB ile görüşememeler, cumhurbaşkanının seçilememesi, terör konusunda MGK’nın toplanamaması, muhalefet ile görüşmemeler...

Genelkurmay ile görüşmeme...

Yargı, üniversiteler, TÜSİAD gibi önemli özel sektör kuruluşları ile buluşamama...

Tümü o saate bakarak oldu.

* * *

Başbakan
’ın saati sizin-benim saatlerimiz gibi olacak değil.

Biliyorsunuz çorapları da çok özeldi, çorabın gözükür yerinde kocaman "Tayyip Erdoğan" yazıyordu.

Çorapta telefon numarası olmasa da (ki olabilirdi) biz onlara "kartvizit çoraplar" diyoruz.

Yani diyelim ki AB toplantılarına gittiğinde, İngiliz delegesine çorabını çıkartıp verse olurdu.

Dönüyorum saate:

İsveç gözlükleri, Fransız kravatı, İtalyan ayakkabıları kaç dolardır, elbette bilemeyiz, ancak saati en az 10 bin dolar...

* * *

Dünkü Milliyet’te ilginç bir "yardım haberi" yayınlandı.

Belediyelerden yiyecek ve kömür yardımı yapılan aile sayısı 2 milyondan fazla.

Sadece yiyecek yardımı alan, yani AKP’li belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç olan aile sayısı 1.1 milyon...

AKP’nin bu kesimlerden yoğun oy aldığını tahmin edersiniz.

Bunun saatle ilintisi şu:

Tayyip Erdoğan, belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç o ailelerin oyları ile 10 bin dolarlık saat takabildi.

Ve şimdi dakikaları sayıyordur.

Aç-muhtaç ve zavallı insanların oyları ile koluna geçirdiği 10 bin dolarlık saate baka baka...
Yazarın Tüm Yazıları