Padokta şampanya krizi

‘FORMULA 1’ yarışlarına 48 saat kala çok ciddi bir kriz yaşandı. Bu kriz, yarışların ertelenmesine bile yol açacak kadar önemliydi.

Düşünün.

Bütün araçlar İstanbul’a getirilip padoklara çekilmiş.

Her şey hazır.

* * *

Ancak o akşam ‘Formula 1’in bir yetkilisi, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş’ı arıyor.

Arabaların yarış sırasında kullanacağı özel yakıt, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına gelmiş.

Ama gümrük yetkilileri, yakıtın Türkiye’ye girmesine izin vermiyor.

Çünkü Türk mevzuatına göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan yetki belgesi almayan kişi ve kuruluşlar yakıt ithal edemiyor.

Yani gümrük yetkilileri haklı.

Yarışları düzenleyecek kişi ve kuruluşlar son ana kadar bunu düşünmemişler.

Ama ortada da ciddi bir sorun var.

Yarışların başlamasına 48 saat kalmış ve bu yakıt getirilemezse büyük bir skandal yaşanacak.

Yalçıntaş hemen Başbakan’ı arıyor.

Gerekli konuşmalar yapılıyor ve yakıtın son anda Türkiye’ye girmesi sağlanıyor.

* * *

Bunun dışında bir de şampanya krizi yaşanıyor.

‘Formula 1’ geleneklerinde, şirketlerin davetlisi olan özel kişilere mükemmel yemek ve içecek servisi yapılıyor.

Bu büfelerin en önemli geleneklerinden biri de şampanya.

Davetlilere Formula 1’in anlaşmalı olduğu ‘MUMM’ marka özel şampanyalar sunuluyor.

Öteki ülkelerde olduğu gibi Türkiye’ye de bu şampanyalar getiriliyor.

Getirilen şampanyanın değeri 70 bin Euro civarında.

Ancak gümrüğe gelen şampanyalar için vergi isteniyor.

Tam rakamı alamadım ama 70 bin Euro’luk şampanya için 100 bin Euro’ya yakın vergi ödemek gerekiyor.

‘Formula 1’ yetkilileri bunu kabul etmiyor.

Bunun üzerine yine Yalçıntaş devreye girip Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı arıyor.

Unakıtan’dan gelen cevap ise şu:

‘Bunu misafirlere ikram etmeyecekler mi? Öyleyse vergisini ödeyiversinler canım.’

Sonuç...

Misafirler o gün şampanyalarını içtiler. Ama vergisi ödenmiş şampanyayı.

* * *

Şimdi bu iki olayı nasıl değerlendireceğiz?

Liberal bir insan şöyle düşünebilir:

‘Bu ülkede iş yapmak zordur. İş yapana mutlaka engel çıkarırlar.’

Doğru.

Bu ülkede başarının mutlaka bir cezası vardır.

Doğru, bu ülkede başarılı insan kıskanılır.

Doğru, bürokrasi akıl almaz engeller çıkarır.

Ama gümrüklerdeki bu olaya bir başka açıdan da bakabiliriz.

Demek ki devletin kanunları işliyor.

İşletiliyor. Demek ki bu ülkede devlet var.

Demek ki, ‘Canım kanun bir kere delinse ne olur’ zihniyeti geçerli değil.

Pragmatizm uğruna kanunlardan vazgeçilmiyor.

* * *

Öyleyse doğru olan ne?

Bu kanunları yaparken ve uygularken pragmatik esnekliği sağlayacak bir iklimi oluşturmalıyız.

Modern devlet, bunu başaran devlettir.

Türkiye artık küresel bir devlet.

Çok büyük ve prestijli projelere imza atıyor.

Dolayısıyla, bu projeler Batı’da nasıl hayata geçiriliyorsa, burada da aynısı olacak.

Orada özel şampanya mı var?

İstanbul padoğunda da olacak.

Çünkü küresel olaylar, küresel dekorlar önünde cereyan ediyor.

Bunun dışında kalamayız, kalmamalıyız...

Bunun adı da ‘pragmatik devlettir’.
Yazarın Tüm Yazıları