Padişah, Stalin, Gökçek, Zizek

BAŞBAKAN beğenin/beğenmeyin karizmatik bir lider.

10 yıl önce gecekondu evlerine "Seni seviyoruz şiir okuyan adam" posterleri asılıyordu.

Ezilenlerin, kenarda bırakılmışların desteğini aldı, yıpranmış bir siyasi akımın gömleğini çıkardığını söyledi ve birbirinden bitik rakiplerini silkeleyip iktidar oldu.

* * *

Bugün "Son Osmanlı Padişahı Recep Tayyip Erdoğan" pankartıyla karşılanıyor.

Ne zaman çığırından çıksa, ne zaman meydan konuşmalarında "orantısız güç" kullansa, aklıma başbakanlık koltuğuna oturduğu gün bizzat oğlunun cep telefonuna açılış notu olarak kaydettiği meşhur cümle geliyor:

"Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var..."

Kendi kendime, "Meğer sadece padişah kısmını ciddiye almış. Haksız da değil; bak millet iradesi pankart olmuş Mobese açılışına gelmiş" diye söyleniyorum.

Ben de saftirik miyim neyim?

* * *

Başbakan bilmez mi o "mağruriyet"in ne yüce bir erdem olduğunu.

Benden mi öğrenecek?

Hayvan sevgisinde de geçemezsiniz kendisini, manalı sözlerin derinliklerine inmek bahsinde de, Türk Halk Ozanları Antolojisi’nden konuşmaya serpiştirilecek eser seçmece işinde de, halka karanfil fırlatmakta da...

* * *

Bu ve benzeri özellikleri, "Tek Ülke, Tek Millet" derken haliyle Tek Lider, Son Padişah’a kadar yol alıyor.

Adaylığı kesinleşmeden önceki kısa sürede Melih Gökçek’in ürkek ve gergin halini hatırlayın.

Nasıl bakıyordu Başbakan’ın iki dudağının arasından çıkacak isme.

Sadece o mu?

Affedersiniz (!) boru ihalesi neticesi açıklanırken bile ilgili bakan, bürokrat lafa "Başbakanımız sayesinde..." diye başlıyor.

Halk da -Nazlı Ilıcak dahil- hayranlıkla seyrediyor, yüceltecek yer bulamıyor ve "Padişahım çok yaşa!" diyecek yere kadar geliyor.

Padişahlık, karizma, liderlik, Melih Gökçek demişken konuyu modern felsefe ikonu Zizek ve Stalin’e bağlayayım, kafalar daha güzel karışsın.

* * *

Slavoj Zizek, günümüz felsefe áleminin rock yıldızı.

Ülkemizde de "hayran kitlesi" bulunan Zizek, "Stalinizm: Ya Da Stalin İnsanın İnsanlığını Nasıl Kurtardı?" adlı şahane kitabında lidere bağlılığın ve liderden duyulan korkunun kara mizah şeklinde tezahür ettiği şu anekdotu aktarıyor:

"Birleşik Troçkist-Zinovyevist Merkezi’ne karşı açılan davada savcı, ’Merkez’in suikast yapmayı planladığı devlet büyüklerinin isimlerini açıklar: Stalin, Kirov, Jdanov...

Bu ölüm listesi Stalin’e seçkin bir yakınlık gösterdiği için acayip büyük bir iltifat halini alır.

Dönemin ünlü simalarından Molotov, Stalin’le arası gayet iyiyken adının listede bulunmadığını görünce şoke olur; bu neyin göstergesidir?

Stalin’den bir uyarı mı?

Yoksa yakında onun da tutuklanma sırasının geleceğinin bir belirtisi mi? Hiç şüphesiz ki, Mısırlıların sırları Mısırlılar için de bir sırdı..."

* * *

Zizek’e eliniz değerse, yine "Stalinizm" gibi bir cep kitabı olarak yayınlanan "Önce Trajedi Sonra Komedi: Ya Da 2008 Finansal Krizi"ni de okuyunuz.

(Encore Yayınları’ndan çıktı kitaplar. Taze taze...)
Yazarın Tüm Yazıları