Özkök’ü okumak

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, önceki günkü ‘nezaketli’ olsa da Türkiye’nin ‘hassas’ sayılabilecek sorunlarını neden sergileme gereğini duydu?

Böyle bir eleştiri yöneltmek acaba doğru mu?

Bir kere kamuoyuna karşı konuşmadı Özkök... Kendine bağlı kuvvet komutanları, generaller ve geleceğin kurmay subaylarına karşı TSK’nın ‘yıllık değerlendirmesini’ yaptı.

Sonuç itibarıyla emir ve komutası altındaki general ve subaylara ‘Türkiye fotoğrafı’ndaki ‘lekeleri’ ortaya koydu ve yaşanan sıkıntıları onlarla paylaşmak istedi.

Konuşmasında laiklik, üniter yapı, ılımlı İslam, PKK ve irticai terör konusunda Türkiye’nin ‘kırmızı çizgileri’nin bir kez daha altını çizerken, TSK’nın laiklik ve çağdaşlaşma konularında tarafsız kalmasını kimsenin beklememesini özellikle vurgulaması ciddi bir mesaj sayılabilir.

İŞTE ASIL MANZARA

Aşağıdaki sözlerine kimin itirazı olabilir?

‘İrticai unsurların; irticai terör örgütleri, radikal dini gruplar, dini motifli siyasal gruplar, dini gruplar, tarikatlar ve cemaatler adı altında legal ve illegal oluşumlar halinde geniş bir yelpazede yapılanarak ve Cumhuriyet rejiminin ve demokrasinin hoşgörülerini ustalıkla kullanarak bir aldatma içerisinde oldukları görülmektedir.

Bu konuda Ercan Çitlioğlu’nun değerlendirmesini okurlarımızla paylaşmak istiyoruz.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Ercan Çitlioğlu, stratejist ve terör uzmanı olarak öne çıkmış, bir araştırmacı ve yazar.

KONUŞMADAN DERSLER

Çitlioğlu
şöyle konuşuyor:

‘Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök’ün Harp Akademileri’nde yaptığı değerlendirme, çok dikkatli ve bütünün içine ustalıkla serpiştirilmiş parçalar bir araya getirilerek okunduğunda ortaya çıkan net bir mesaj var:

‘Endişeliyiz, her şeyin farkındayız, bu ülke sahipsiz değil.’

Bir ülkenin iç ve dış güvenliğinden sorumlu silahlı gücün 1 numarası; ülkenin parçalanması, üniter yapının hedef alınması, iç çatışma, tesadüfi çatışmalardan kaynaklanabilecek yüksek yoğunluktaki -ki savaş demektir- çatışmaya neden olabilecek olan simetrik -devletten devlete- bir tehdit algılamasından söz ediyorsa ortada ciddiyi de aşan bir durum var demektir.

Sayın Özkök’ün yaptığını, ülkenin hastalıklı tüm yönlerinin röntgenini çekerek, mevcut urlar habis karakter kazanmadan siyasi irade ve kamuoyunun dikkatine sunması ve Türkiye’yi bir yol kazasına karşı uyarması olarak nitelemeli. Sanırız Türkiye; gerekli dersler alınmadığında sözün bittiği bir kulvara doğru gitmek üzere.

Umarız Sayın Özkök’ün bilinen nezaketi ve seçtiği duyarlı, özenli söylem, konuşmasının içeriğindeki ağırlığın yeterince algılanması yönünde bir engel oluşturmaz.’

Bir okurumuzun söylediği gibi, ‘Genelkurmay Başkanı, bu gerçekleri söylemekte geç kaldı; ama sonunda taşı gediğine koydu’.

Türklerin 4 partisi oldu

BULGARİSTAN’
da 25 Haziran Cumartesi günü yapılacak genel seçimlerin hayli ilginç gelişmelere sahne olacağı anlaşılıyor. Partilerin bütün dikkatlerini Bulgaristan’daki Türkler ile Türkiye’deki göçmenlerin üzerine yoğunlaştırması dikkat çekiyor. Türkiye’deki 33 derneğin oluşturduğu ‘Balkan Türkleri İttifakı’ ile Bulgaristan’da yine çoğunluğu Türklerin oluşturduğu ‘Demokratik Kanat Hareketi (Osman Oktay) ve Demokrasi ve Adalet Partisi (Nedim Gencev), ‘Balkan Demokratik Ligi’ altında seçim ittifakı yaparak Ahmet Doğan’ın liderliğindeki Hak ve Özgürlükler Partisi’ne karşı alternatif bir cephe oluşturmak istiyorlar.

Amaç, 2007’de AB’ye girecek olan Bulgaristan Parlamentosu’na daha çok Türk üye sokmak ve AB Parlamentosu’na Türk üye göndermek...

8.5 milyonluk Bulgaristan’da büyük çoğunluğu Türk olmak üzere Pomak ve Roman (Çingene) Müslümanların sayısı 2 milyonu buluyor; seçmen sayısı ise 1.5 milyon olarak hesap ediliyor.

2001’de son seçimlerde İspanya’
dan gelen eski Kral Simeon Sakskoburgotski’nin kurduğu Ulusal II. Simeon Hareketi, parlamentodaki 240 milletvekilliğinden 120’sini almıştı. Yüzde 4 barajını dört parti aşmış, bunlardan Ahmet Doğan’ın liderliğindeki Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) 340 bin oy alarak (yaklaşık 40 bini Türkiye’deki konsolosluklarda kullanıldı) 21 milletvekili çıkararak koalisyon ortağı olmuştu. Hükümette de 2 bakanlık ile 6 bakan yardımcılığı sağlamıştı. 2003’teki belediye seçimlerde ise HÖH’nin oyu, bazı yerel Bulgar adayların etkinliği nedeniyle 234 bine düşmüş, 28 belediye başkanlığı sağlamıştı.

Türkler, geçen seçimlerde sandığa gitmeyen veya Bulgar partilerine oy veren yaklaşık 1 milyon ‘Müslüman’ seçmenin oylarını tek bir partide toplayıp ‘demokrasi’ içinde daha aktif hale gelmek ve bölgelerine ekonomik yardım getirmek amacıyla kendi aralarında ittifaka gidiyorlar. Bu nedenle seçim kampanyalarını Türkiye’ye yöneltiyorlar.

Çünkü, Türkiye’de yaşayan Bulgaristan göçmenlerinin sayısı 1 milyonu geçiyor; bunlardan 400 bininin ‘çifte vatandaş’ konumunda olması çok önemli. Bunların içinde 1980’de sınırdışı edilenler ile tezkereli veya kaçak olarak gelenler de bulunuyor.

Bulgaristan’daki seçimlerle ilgili yazılarımızı sürdüreceğiz.

Biliyor musunuz

THY’de istifa etmek zorunda kalan Genel Müdür Abdurrahman Gündoğdu ile Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin arasındaki anlaşmazlık konularından birinin; Gündoğdu’nun bir ülkeye vermek istediği özel bir ‘genel satış acenteliği’ne Karlıtekin’in karşı çıkmasının olduğunu... CHP’li Mustafa Gazalcı ve arkadaşlarının TÜBİTAK Yasası’nda yapılan değişiklik önerisine, bu kurumun özerkliğine son vermek, yasa kararlarını uygulamamak, Başbakan’a bağlı bir kurum yaratmak amacından öte bir anlayış getirmediği için karşı çıktıklarını...

POLİS Sandığı üyeleri arasında noter huzurunda yapılan çekilişle, TOKİ konutlarının yüzde 64’ünün polis memurlarına, yüzde 8’inin 1. sınıf emniyet müdürlerine, yüzde 28’inin de diğer rütbelerdeki personele düştüğünü...
Yazarın Tüm Yazıları