Özgürlükçü anayasa için bir ölçüt

GEREK seçimi kazanmasına kesin gözüyle bakılan Adalet ve Kalkınma Partisi ve gerekse seçimden yine anamuhalefet olarak çıkması beklenen Cumhuriyet Halk Partisi, bize bu seçimden sonra ‘Yeni bir anayasa yazmayı’ ve ‘Demokratik standartları yükseltmeyi’ vaad ediyor.

Haberin Devamı

Ben bu vaadleri ciddiye alanlardanım.
Her ne kadar iki partimiz de akıllarındaki Anayasa konusunda somut öneriler yerine genel geçer temenni mahiyetinde sözlerle konuşuyorlarsa da, ‘sivil’ bir Anayasa yazma konusunda kendilerini bağlayıcı sözler ediyorlar.
* * *
Seçimden sonra oluşacak parlamento bir Anayasa yazacaksa, bu elbette ‘sivil’ olacak; zaten bu saatten sonra başka türlüsü düşünülemez bile. O yüzden, bana göre yazılacak yeni Anayasanın ayırt edici özelliği ‘sivil’ler tarafından kaleme alınması olmayacak.
Yeni Anayasanın gerçekten ‘yeni’ olabilmesi için, vatandaşın hak ve özgürlükleri konusunda sahiden ‘yeni’ şeyler söylemesi gerek.
Benim bu konuda bir ölçütüm var. Mevcut Anayasanın 14. maddesi (ve devamındaki birkaç madde) benzeri maddeler ‘yeni’ Anayasada yer alacak mı, almayacak mı?
Hemen mevcut 14. maddeyi hatırlatayım:
“Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.”
Yeni yazılacak ‘sivil’ Anayasada bu maddeye benzeyen başka bir madde yer alırsa o Anayasa hiç de ‘yeni’ olmayacak; baştan söyleyeyim.
* * *
Çünkü, hak ve özgürlüklerimizin kısıtlanmasına vesile teşkil eden yasa maddelerine, ülkede bir türlü ifade özgürlüğünün tam olarak sağlanamamasına, insan hakları konusunda evrensel standardı bir türlü yakalayamamış olmamıza sebep, az önce tam halini okuduğunuz Anayasa maddesidir.
Bu maddeye dayanılarak kanunlar çıkarılır, bu maddeye dayanılarak haklar ve özgürlüklerin kısıtlanmasının önü açılır, bu maddeye dayanılarak her devir kendi hukukunu yaratır, kendi istemedikleri fikirleri dile getirenleri hapse atar.
İnsan hak ve özgürlüklerinin, insan hakları evrensel beyannamesinin uygulanmasının hiçbir istisnası olmasın.
Şu hakların tadına bir varalım.

Haberin Devamı

Toplum Mühendisliği Ana Bilim Dalı: Anayasa yazıcılığı

Haberin Devamı

BAZILARIMIZ için 14. maddenin Anayasada yer almadığı bir hayatı hayal etmek bile imkansız, bilmiyor değilim.
Özgürlükleri konuşmazdan önce onları nasıl ve hangi şartlar altında kısıtlayacağımızı konuşuruz biz hep.
‘Özgürlük sınırsız değildir, başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter’ lafı herkesin ağzındadır.
Tamam ama bütün bu konuları Anayasalarımızda düzenlemek zorunda da değiliz. Bizde Anayasa yazıcılığı, toplum mühendisliğinin bir türü adeta. Generaller zamanında kafalarına göre bir toplum tasarladılar, sonra da bu tasarımın Anayasasını yazdılar. Kısmen başarılı da olmuşlar ki, hatırı sayılır bir kesimimiz başka türlüsünü hayal dahi edemiyor.
Bu sefer toplum mühendislerine ve onların dile getirdiği korkulara teslim olmayalım, Anayasamıza sadece özgürlükleri yazalım,
onları nasıl kısıtlayacağımızı veya insanları sürgüne gönderip göndermeyeceğimizi değil.
Mahkemeler yine de özgürlükleri kısıtlayıcı kararlar verirse yasalarımıza bakalım, içtihadın değişmesini bekleyelim.

Haberin Devamı

Bizim statükoculara bir teselli: ABD’deki Vatanseverlik Yasası

EL Kaide 2001’in 11 Eylül’ünde İkiz Kuleler’i vurduktan sonra Amerika, tarihinin yeni bir olağanüstü dönemine girdi.
Bu döneme damgasını vuran yasalardan biri, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı Vatanseverlik Yasası idi. Bu yasa hâlâ yürürlükte.
Esasen bu yasanın getirdiği rejim Amerikan Anayasası’nın ruhuna açıkça aykırı. Ama Anayasada bu çeşit bir yasa çıkarmayı açıkça yasaklayan veya onaylayan bir madde de yok.
ABD’deki konjonktür öyle ki, en liberaller bile yasaya açıkça karşı çıkamıyor. Son olarak Başkan Obama yasanın yürürlük süresini uzattı.
Bilmiyorum, her fırsatta özgürlük kısıtlamayı düşünen bizim statükocularımıza
bu örnek bir teselli olur mu?
Halkı yeterince korkutursanız, en özgürlükçü Anayasanız olsa dahi özgürlükleri kısıtlayabilirsiniz.
Ama geçici bir süre için.
Bizdeki sorun, kısıtlama halinin kalıcı olması, kalıcı kılınmak istenmesi.

Yazarın Tüm Yazıları