Oyunun ilk provasında buz kestim

Güncelleme Tarihi:

Oyunun ilk provasında buz kestim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2011 00:00

Onur Bayraktar’ın motosiklet kazası sonucu hayatını kaybetmesiyle birlikte, “Leyla’nın Evi” oyunundaki “Gazeteci Yusuf” rolü de sahipsiz kalmıştı. O rol artık Halim Ercan’ın... “Türk tiyatrosu çok başarılı bir oyuncuyu kaybetti” diyen Ercan, o büyük boşluğu doldurmak ve rolün hakkını vermek için çok çalışıyor.

Haberin Devamı

“Leyla’nın Evi” ekibine acı bir kayıp sonrası dahil oldunuz. Nasıl gelişti olaylar, teklif kimden geldi?

- Image’da seslendirme yaparken, Volkan Severcan yanıma gelip “Senin boşluk durumun nedir?” diye sordu. Projeden bahsetti. O dönem başka bir oyunum olduğu için önce onlarla konuşup izin istedim.
 
Teklif ilk geldiğinde neler düşündünüz peki?      

- Onur Bayraktar’ın kaybının üzerinden çok geçmemişti... Ve onun rolünü üstlenmem isteniyordu. Bu acı olaydan sonra nasıl olacak, nasıl karşılanacağım diye endişeye kapıldım başta... Sonra tereddütlerimden kurtulup “Evet” dedim ama ilk provada resmen buz kestim.

Onur Bayraktar ile aynı projede yer almış mıydınız hiç?

- Hayır, ne yazık ki onunla karşılıklı hiç oynamadık, hatta oyunu o varken izleme şansı da bulamamıştım. Ama şunu söyleyebilirim; Türk tiyatrosu çok başarılı bir oyuncusunu kaybetti. Çok üzgünüm.

DESTEKLERİ SAYESİNDE EKİBE ÇABUK ALIŞTIM

Devraldığınız Yusuf karakteri nasıl biri?

- Sizin gibi gazeteci... Fazlasıyla idealist bir karakter. Leyla Hanım’ın evinden atıldığını öğrenince hemen olayı araştırmaya başlıyor. Haber müdüründen izin alıp, “Bu haberi ben yazacağım” deyip mahalleye gidiyor. Evini kaybeden Leyla Hanım’ı gördükten sonra, onun evini geri alma mücadelesine ortak oluyor. Onu kendi evinde ağırlıyor.

50 küsur oyun oynandı. Ekibe adapte olmanız ne kadar zaman aldı?

- Ekibin sıcaklığı ve samimiyeti sayesinde kısa sürede adapte oldum. Hepsi bana inanılmaz destek verdi. Sadece dört prova ile oyuna çıktım.

Daha önce hiç izlediniz mi oyunu peki?

- Evet, 6 Ocak’ta seyirci olarak salondaydım. Sonunda, hiç farkına varmadan ayakta alkışlamaya başlamışım.

BU OYUNUN LANETLİ OLDUĞUNA İNANMIYORUM

Oyunda Yusuf’un bir de sevgilisi var; Roxy... Acayip bir çift değiller mi?


- Hakikaten öyle... Roxy, Almanya’da doğup büyümüş. Annesini kaybetmiş, babası ikinci evliliğini yapmış. O da kendini müzikle ifade etmeye başlamış. ınişleri ve çıkışları çok fazla. Yusuf bunu dengelemeye çalışıyor. Hem aşırı bir sevgi var hem de dengelenemeyen noktalarda tutku... Bence oyunun en temel noktası da bu tutku.

Oyunun sonu Macbeth’e döner mi? Malum lanetli derler o oyun için...

- Neye inanırsanız öyle olur. Açıkçası ben pozitifim. ıngilizler gerçekten korkar ama o oyundan.

Bu arada siz bir yandan da “Kim Bu Adam” oyununda yer alıyorsunuz.

- Evet, Can Gürzap ile birlikte oynuyoruz. Karakterim oyunun sürprizi. Öğrenmek için oyuna gelmek gerek.

Son olarak; yeni biri dizi projesi görünüyor mu ufukta?

- Yeni sezonda inşallah. Açıkçası su an dizi yapmak istesem de vaktim yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!