Öylesine bir yazı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın 27 Temmuz 1996 tarihinde öldürülmesinden sonra iz sürmektedir.

Yazıcıoğlu'nun yardımcıları, gelen ihbar üzerine üç özel tim görevlisi Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy ile kumarhane dünyasının tanınan isimlerinden Sami Hoşnav'ı olayla ilişkili olarak gözaltına alırlar.

Soruşturma sürmektedir. Yazıcıoğlu, bu konuda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e bilgi verirken, ‘‘Elimizde önemli karineler var. Soruşturmayı tamamlayabildiğimiz takdirde bu olayı aydınlatabiliriz. Yan delilleri sağladıktan sonra itiraf etmelerini de sağlayabilirim'' diyecektir.

Bu sırada 28 Ağustos günü Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ Ankara'dan İstanbul'a gelir ve Yazıcıoğlu'nun kapısını çalar.

Tuğ, özel timcilerin durumuyla ilgilidir. Kendisini İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın gönderdiğini belirterek, özel timcilerin neden gözaltına alındığını sorar. Aynı gün Ağar da İstanbul'a gelir ve Yazıcıoğlu ile görüşür.

Bu temasların ardından özel timciler aynı akşam Ankara'dan gelen Emniyet Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin tarafından teslim alınarak başkente götürülürler, ardından serbest bırakılırlar.

* * *

Bu operasyonun mimarlarından biri, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ'dur. Ağar, İbrahim Şahin'e özel timcileri İstanbul'dan getirmesi emrini Halil Tuğ aracılığıyla iletir.

Halil Tuğ, İstanbul'a giderken Genel Müdürü Alaaddin Yüksel'e haber vermemiştir.

Yüksel, bu nedenle Tuğ hakkında soruşturma açar. Tuğ ise bakanın kendisini doğrudan aradığını, bakan talimatını yerine getirdiğini söyler.

Daha sonra İçişleri Bakanlığı'na gelen Akşener, önce Yazıcıoğlu'nu, ardından Tuğ'u görevden alır. Ancak Tuğ hakkında açılan soruşturmadan bir şey çıkmaz.

Halil Tuğ, geçenlerde yeni koalisyonun İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu tarafından Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmıştır. Tuğ'a asayiş, terör, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele başkanlıkları bağlanmıştır.

* * *

Söz edeceğimiz ikinci olay, Akşener'in bakanlık dönemi ve Köstebek krizine ilişkindir.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın bu olayla ilgili olarak hazırladığı iddianameye göre, Akşener şubat ayı sonunda Bülent Orakoğlu'nu Emniyet İstihbarat Başkanlığı'na atamak istediğinde, Genel Müdür Alaaddin Yüksel ve İçişleri Müsteşarı Teoman Ünüsan'ın muhalefeti ile karşılaşır.

Ünüsan, Akşener'in yanına giderek, kişisel olarak yaptığı araştırma sonucunda Orakoğlu'nun bu görev için uygun olmadığını bildirir ve bakandan ‘‘Yukarı ile konuşayım'' yanıtını alır.

Akşener, herhalde ‘‘yukarı'' ile konuştuktan sonra atamada ısrarlı olduğunu bildirir. Müsteşar Ünüsan, yeniden Akşener'in yanına gider ve kendisini bu düşüncesinden caydırmaya çalışır. Ünüsan, bu konuda üç-dört kez olumsuz görüş bildirir. Ancak Akşener geri adım atmaz ve Orakoğlu'nu vekaleten bu göreve getirir.

Orakoğlu krizinde bu rolü oynayan Teoman Ünüsan, yeni koalisyonun İçişleri Bakanı Başesgioğlu tarafından müsteşarlık görevinden alınmıştır.

Durup dururken bu olayları neden hatırlattığımız merak edilebilir. Öylesine yazmıştık.

Yazarın Tüm Yazıları