Ortağımız Mr. FIAT

İtalya, FIAT otomobillerini dünya markası yapıp ülke sanayiini diğer sanayilerle yarışır düzeye getiren Gianni Agnelli'nin geçen haftaki vefatıyla sarsıldı.

Hükümet resmi yas ilán etti, Agnelli'nin katafalka konan tabutunun önünden yüzbinlerce İtalyan saygı geçişi yaptı ve cenaze devlet töreniyle kaldırıldı. Gianni Agnelli, Türkiye'yi yakından tanıyıp güvenmiş büyük bir işadamıydı. Dostumuz ve ortağımız olan ve kendisine ölümü bir türlü yakıştıramadığım Gianni Agnelli'yi bir de benden okumanızı ve İstanbul'a yaptığı ama gerçekleşmesi maalesef engellenen çok önemli bir bağışını öğrenmenizi istedim.

Bu dünyada hiç kimse ölümsüz değil. Elbet bir gün gelecek hepimiz ebediyete intikal edeceğiz. Allah'ın işine karışmak gibi olmasın ama, bazı insanlara ölümü yakıştıramıyorum. İşte, Giovanni veya kısaca 'Gianni' denilen ve benim de bu isimle andığım Agnelli de, ölümü yakıştıramadığım böyle insanlardan biri...

Agnelli'nin, Allah babanın lütufkár davrandığı kullarından biri olduğu muhakkak. Zira, Agnelli, hem servetin içine doğmuştu, hem yakışıklıydı, hem akıllıydı, hem karizmatikti, hem her hareketi değişik olan, arkasından bir stilin yaratıldığı, dünyanın yakından takip ettiği insanlardan biriydi. Bir zamanlar dünya sosyetesini kasıp kavurmuş, pek çok kadının gönlünü çalmıştı. Adamcağıza yaşlılık bile yakışmıştı.

Ortağımız olan F.I.A.T, yahut tam adıyla ‘‘Fabbrica Italiana di Automobili di Torino’’, ufacık bir otomobil fabrikasından doğdu, bugün İtalya'nın ve dünyanın bir endüstri devi haline geldi. Gianni'nin büyükbabası olan Giovanni Agnelli'nin başlattığı FIAT ufacık bir otomobil fabrikasıyken şimdi karşımıza bir dev olarak çıkıyor.

Giovanni Agnelli iş dünyasına hem ortak, hem de bu fabrikanın müdürü olarak adım attı. Kısa zaman sonra öbür ortağın hisselerini de satın alarak FIAT'ın tam sahibi olma şansını elde etti.

Agnelli ailesi politikacılara daima yakın durmuş, faşist Mussolini'den komünist d'Allema'ya kadar geniş bir politik yelpazenin içinde yaşayarak, yuvarlanarak, barınarak İtalya'nın en büyük sanayi kuruluşları arasına girmişti. Bu arada büyükbaba Giovanni Agnelli, bir Torino yayını olan ‘‘La Stampa’’ gazetesinin bazı hisselerini de satın almış ve altı sene zarfında gazetenin tamamının sahibi olmuştu.

JUVENTUS'UN SAHİBİ

Giovanni Agnelli'nin yedi çocuğundan sadece ikincisi erkekti: Edoardo Agnelli. Edoardo bu büyük otomotiv endüstrisinin varisi ve Gianni Agnelli'nin de babasıydı. Bolluk ve şımarıklık içinde büyütülen Edoardo hakkında ‘‘Ceketleri, düşüncelerinden daha zariftir’’ cümlesi bile yazılmıştı. Babası Giovanni ile oğlu Gianni gibi güzel kadınlara ve mavi kan taşıyanlara meraklıydı. Futbola da meraklıydı ve Juventus futbol takımını kurmuştu. Bu meşhur takım bugün bile hala FIAT'a, dolayısıyla da Agnelli ailesine aittir.

Edoardo'nun hayatında yaptığı ikinci iş, Alp dağlarının Fransa hududuna yakın Sestriere kayak merkezini kurup meşhur etmek olmuştu. Sestriere, orta halli İtalyanlar için hálá önemli bir kayak merkezidir.

Gianni'nin babası Edoardo, bir gün Toscana sahillerindeki aile malikánesindeki sosyal aktivitelerden sonra Torino'ya trenle dönmek yerine deniz kenarında iki saat daha kalmak için deniz uçağı ile Cenova üzerinden dönmeye karar verdi. Uçağı iniş sırasında kaza geçirdi ve 43 yaşındaki Edoardo hayata veda etti. Oğlu Gianni 14 yaşındaydı.

Gianni Agnelli'nin annesi bir San Faustino Prensesi, Bourbon del Monte'li Virginia'dır. Virginia'nın annesi Jane ise, Amerikalı idi. Akıllıydı, zekiydi ve her cümlesi atasözü kıymetindeydi. Çok içki içen, dedikodu seven, güzelliği takdir eden ve torunları tarafından da çok sevilen bir anneanneydi. 1938 senesinde, Gianni 17 yaşındayken vefat etti.

Virginia'nın babası ise, İtalya'nın en asil ailesine mensuptu. 1945 Kasım'ında Pisa yakınlarında geçirdiği bir otomobil kazasında öldü. Gianni ile kardeşlerini büyükbaba Giovanni Agnelli yetiştirdi.

Gianni'nin babası Edoardo öldüğünde, Annesi Virginia'nın, Curzio Malaparte adındaki bir gazeteci yazarla aşk yaşadığı, hatta en küçük erkek kardeş Umberto'nun bu yazardan olduğu iddia ediliyordu. O dönemin tanınmış yazarlarından olan Malaparte'nin yazdığı ‘‘Kaputt’’ ve ‘‘Darbe-i Hükümet Sanatı’’, kendi alanlarında klasikleşmiş eserlerdi.

Mussolini'nin ‘‘hayat boyu senatör’’ ilán ettiği büyükbaba Giovanni Agnelli, yarı Amerikalı gelininden hiç hoşlanmamış, Virginia'nın başka biriyle aşk yaşadığı gerekçesiyle, çocukların veláyetini almak üzere mahkemeye gitmişti. Taaa Roma'ya, Mussolini'ye kadar gidip kayınpederini şikáyet eden anne Virginia çocuklarının veláyetini Mussolini'nin bir telefonu ile geri aldı ve kurt Senatör Giovanni Agnelli, hayatında belki ilk defa istediğini elde edememiş oldu.

Gianni Agnelli'nin altı kardeşi daha vardı. Kendinden bir yaş büyük olan ablası Clara Fürstenberg, Avrupa sosyetesinin en meşhur isimlerinden Prenses Ira Fürstenberg'in annesiydi. Bir yaş ufak kızkardeşi Susanna ‘‘Sunni’’ ise politikaya girmiş yegáne kardeşti, Dışişleri ve Kültür Bakanlığı yapmıştı. İtalya Kültür Bakanı iken Istanbul'a gelen Sunni Agnelli ile kardeşim Suna'nın evinde yemek yiyip uzun uzun sohbet etmiştik. Gianni'nin en sevdiği kardeşi, politikaya bulaşmış olan bu Sunni idi.

Kardeşler arasında daha sonra Maria Sole Agnelli, Cristiana Agnelli ve bir başka erkek kardeş, Giorgio Agnelli geliyordu. Giorgio çok kötü bir hastalıkla hayatı boyunca boğuşmuş ve 1965'te 35 yaşında vefat etmişti.

Küçük erkek kardeş Umberto Agnelli ise 30 yaşındaki oğlu kansere yenik düşmüş olan talihsiz bir babaydı. Şimdi zannedersem, aileyi temsilen FIAT'ın başına geçerek işleri toparlamaya o çalışacak.

Gianni Agnelli de tıpkı babası gibi ve annesi kadar asil bir aileye mensup bir hanımla, Marella Caracciolo di Castagneto adında bir Napolili prensesle evlendi. Marella'nın annesi de kayınvalidesi Virginia gibi, yarım Amerikalı idi ve Margareth Clarke adında İllinois'li bir hanımdı. O devirlerde zengin Amerikalı kızların fakir Avrupalı asilzadelerle evlenmeleri çok modaydı ve Margareth Clarke da bu modaya uymuştu.

Çok zarif ve elegan olan Marella, Avrupa'nın en uzun boyunlu kadınlarındandı. Hatta o günlerde yazarlardan biri ‘‘Marella, Tiffany'de manken olsaydı, uzun boynundan dolayı en pahalı kolyeyi takması gerekirdi’’ gibilerinden yorumlar bile yapmıştı.

VELİAHT 26 YAŞINDA

Bütün kadınları cezbetmesine ve aşırı çapkınlığına rağmen, Gianni'nin başından tek bir evlilik geçti. Bu evlilikten bir oğlu ve bir de kızı oldu. Oğlu Edoardo, maalesef intihar etti. Kızı Margherita ise iki defa evlendi ve her iki kocadan toplam sekiz çocuk sahibi oldu; maaaşallah! Allah, Margherita'ya sabır versin. Şimdi Margherita'nın 26 yaşında olan oğlu John Philip Elkann, FIAT'ın ilerideki idarecisi olarak yetiştiriliyor.

Gianni spora çok meraklıydı fakat iki bacağını da kayakta kırıp son zamanlarda bastonlara mahkum olmuştu. Ama adamcağız o kadar karizmatik ve hoş idi ki, bastonlar bile yakışmıştı.

Bugünlerde Torino'da müthiş bir dedikodu dolaşıyor. Ferrari fabrikasının başında bulunan Luca'nın, Gianni'nin gayrimeşru oğlu olduğu ve işlerin başına onun geçirileceği söyleniyor. Tabii işler böyle büyük, aileler de meşhur olunca her türlü dedikodu üretiliyor. Agnelli ailesi sadece endüstri burjuvası değildi, hepsi asillerle evlenmişlerdi, dolayısıyla her iki taraftan da dedikoduya maruz kalmaya mahkum niteliklere sahiptiler.

Gianni Agnelli'nin dedesi Giovanni öldüğünde işlerin başında C.E.O. olan Valletta vardı. Gianni, Valletta'dan devraldığı FIAT'ı otomotiv sektörü dışında da yaptığı büyük yatırımlarla gerçek bir sanayi devi haline getirdi. Aynı zamanda Türkiye'yi yakından tanıyan, Türkiye'ye güvenen iyi bir iş adamıydı. 1970'li senelerde, diğer yabancı şirketler bize mesafeli dururken FIAT'ın ülkemize gelmesinde öncülük etmiş, o yıllarda ülkemizde yaşanan zorluklardan yılmamış ve TOFAŞ'ın yaşaması için her türlü desteği vermişti. Aynı zamanda Koç Üniversitesi'nin kuruluş aşamasında, yabancılardan kurulu danışmanlar arasında Gianni Agnelli de vardı. Keşke, Türkiye'nin de böyle bir kaç tane Gianni Agnelli'si olsaydı...

Agnelli'nin bağışını, kanser hastalarımıza çok gördüler

Agnelli ailesinden bu soyadını taşıyan ve varis olan sadece iki erkek vardı. Biri, Gianni Agnelli'nin oğlu Edoardo Agnelli idi ama maalesef uyuşturucu müptelasıydı ve intihar etti. Ümit bağlanan ikinci Agnelli ise, Gianni'nin kadeşi Umberto Agnelli'nin oğlu Giovanni Alberto Agnelli idi. Fakat o da fazla yaşayamadı ve kansere yakalanarak genç yaşında vefat etti. Agnelli ailesi, işte bu delikanlının adına, kanserli hastaların tedavisinde kullanılmak üzere, İstanbul'daki İtalyan Hastanesi'ne milyonlarca dolar bağışladı. Bir zamanlar İtalyan Hükümeti tarafından finanse edilen ve hastalara rahibe hemşirelerin baktığı bu hastane zamanla hem maddi sıkıntıya düşmüştü, hem de rahibe hemşire kalmamış ve bakımsızlıktan dökülmeye yüz tutmuştu. Sonra, İtalyan Hükümeti tarafından Vehbi Koç Vakfı'na verildi. Hastane, Agnelli ailesinin de yardımıyla en son sistem radyoterapi aletiyle bir kanser merkezine dönüştürüldü. Fevkaláde şık ve güzel bir görüntüye sahip olan bina, maalesef etraftaki bazı art niyetli kişilerin gayretiyle ‘‘usulsüz yapı olduğu’’ gerekçesiyle kapattırıldı ve halen işletilemiyor. Ben, bir kanser hastası olarak bu duruma fevkaláde üzülüyor ve hastanenin çalışmasına engel olanları yüce Allah'ıma havale etmiş bulunuyorum. Biz Koçlar, bu ülkeye zaten ne zaman yararlı bir şeyler vermeye kalksak, bazı düşman kafalar mutlaka karşımıza çıkıyor ve engel oluyorlar. Gençler belki hatırlamazlar ama, İstanbul Belediyesi'ne Atatürk Kitaplığı'nı hediye ettiğimiz zaman da çok engellenmiştik ve nasıl engellendiğimizi de sizlere bir gün anlatacağım.

OTOMOBİL AŞKI, ONA AYAKKABI İCAD ETTİRMİŞTİ

Gianni Agnelli, otomobili üretmeye de, kullanmaya da, yarışmaya da son derece meraklıydı. Süratli otomobil kullanırken káh frene káh debriyaja basmak, normal bir ayakkabıyı fena halde eskitir. Gianni Agnelli de bunu bilmektedir ve 'Todd' adında o zamanlar kimsenin tanımadığı bir ayakkabıcı bulup kendisine özel bir ayakkabı ısmarlar. Bu ayakkabı bugün Todd'u meşhur eden çivi gibi çıkıntılı lastik tabanı olan ve tabanı hafifçe topuğa doğru dönen ayakkabılardır. Çivili lastik taban kaymamakta, yere değen çivili topuk ta eskimemektedir. Bugün bütün erkeklerin sahip olmak istedikleri bu hafif ve şık mokasenlerin yaratıcısı, Gianni Agnelli'dir. Todd da, İtalya'daki aleláde bir ayakkabı üreticisi iken şimdi bütün dünyaya yayılmış ve bir dünya markasının sahibidir.
Yazarın Tüm Yazıları