Ortadoğu’yu doğru okumak

TEZKERENİN TBMM’den geçmesi doğru karardır. Kullanılıp kullanılmayacağı veya ne zaman kullanılacağı ise ayrı bir meseledir. Bu safhada önemli olan, Türkiye’nin Ortadoğu’ya yerleştirilmeye çalışılan yeni düzene razı olmadığını göstermesidir.

Tabii ki Ortadoğu’ya "düzen vermeye" çalışan ülke ABD. Ancak, galiba Türkiye’de gözlerden kaçan bir diğer aktör de var: İran!

Hatta, İran’ın arkasında Rusya ve Çin’i de görmek çok şaşırtıcı olmamalı.

Bu hafta içinde Tahran’a yaptığı ziyarette "İran’ın barış amaçlı nükleer çalışmalar yapmasına destek" veren Putin, Ortadoğu satrancında kendi ülkesinin de olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Ayrıca, İran’ı Şanghay Antlaşması’na katılmaya davet eden, Hazar Denizi üzerinde denize sınırı olan 5 ülkenin bu deniz üzerinde bütün haklara sahip olacağını vurgulayan Rusya, tekrar emperyal ülke olmak üzere açık girişimlerde bulunmakta ve bu uğurda Batılı ülkeleri karşısına almaktan artık çekinmemektedir.

Komünizm sonrası Batı’ya sığınan Rusya, şimdi Batı’ya kafa tutan Rusya olmuştur.

* * *

Eğer Türkiye, Ortadoğu’nun aktif aktörü olmak istiyorsa; Ortadoğu’da hesap yapan tüm aktörleri doğru saptamalı ve politikalarını doğru okumalıdır.

Ben PKK’nın son saldırılarını yukarıda takdim ettiğim geniş açıdan okumaya çalışıyorum.

Bu ortamda birbiriyle çelişir gibi gözüken iki saptama bence aynı anda geçerli ve çok önemli:

1) TBMM’nin gereğinde Kuzey Irak’a asker göndermek için tezkere çıkaramaması, ülkenin kendi iç çelişkileri nedeniyle artık Ortadoğu’da başat rol oynayamayacağının göstergesidir.

2) Bu tezkereyi tek başına kullanması ise yine Türkiye’yi Ortadoğu’da yalnız bırakacaktır.

Önemli olan, Türkiye’nin tezkereyi kullanmadan Ortadoğu’da varlığını kabul ettirmesidir!

Bunun yöntemi ise bir eline sopayı alan Türkiye’nin, Kuzay Irak’a diğer elinde havuçla yaklaşmasıdır!

İran,
Suriye gibi ülkeler bizi, tezkereyi ABD’ye rağmen ve Kürtlerle karşı karşıya getirmek için kullanmaya iteceklerdir. Bunun için de bizi kışkırtmaktan geri kalmayacaklardır.

Öte yanda, tezkereyi cebine koyan hükümet, Kuzey Irak’a doğrudan ve tek başına saldırmak yerine, diğer eliyle barış çubuğunu uzatırsa Kuzey Irak ve ABD köşeye sıkışacaktır. Tezkerenin kullanılmaması için gayret göstermesi gerekenler onlar olacaktır.

* * *

Türkiye’nin elindeki havuç, hükümetin Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunu kabul ve hazmettiğini tüm dünyaya duyurması ve bir adım daha atarak bu oluşumun garantörü durumuna gelmesidir.

Kuzey Irak’taki Kürt oluşumu iki gerçeği bilmektedir:

1) ABD bölgeden yakında çekilecektir.

2) Çekildiği gün de bölgedeki Şii ve Sünni unsurlar tepesine binecektir.

Kuzey Irak’ta Kürt varlığını kabul eden ve destek veren tek ülke İsrail’dir ve zaten bu destek bile başlı başına Kuzey Irak’ı İran ve Suriye gibi ülkelerin hasmı yapmaktadır.

Kuzey Irak’ı yok edecek ülke Türkiye değil, İran ve Suriye gibi Ortadoğu’daki dengeleri tersine çevirmek isteyen ülkelerdir.

* * *

Türkiye bir eline tezkereyi aldıktan sonra bunu kullanmamanın tek yolunun, Kuzey Irak’ın Türkiye’yi yanına alması olduğunu Batı’ya göstermelidir!
Yazarın Tüm Yazıları