Orman kanunu

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Orman Kanunu, 2'nci maddesinin B bendi göz önüne alınırsa, hakiki bir orman kanunu. Çünkü bu 2/B, orman yağması için yazılmış. Tabii kılıfı var. Güya amaç, orman niteliğini kaybetmiş arazileri köylülere dağıtmak.

1982'den beri İstanbul ormanlarının 16 milyon 510 bin metrekaresi, bu 2/B'ye dayandırılarak imara açıldı.

Bir müteşebbis bir orman bölgesine göz dikiyor. Orada beş yıldır oturuyormuş gibi yapıyor. İkametgah kağıdı almak çok kolay! Böylece yoksul köylü olarak arazide hak sahibi olmuş oluyor. Sonra işini ayarlıyor, orman komisyonlarının oraya ‘‘orman arazisinden çıkarma işlemi’’ yapmasını sağlıyor. Bu iş olunca arazide kadastro işlemi yapılıyor. Orayı yıllardır güya ‘‘kullanan’’ ve ‘‘hak sahibi’’ olan kişi belirleniyor. Arazi ona satılıyor. Sonra villalar, siteler yükseliyor. Eğer müteşebbis, kendisi ‘‘orman arazisini yıllardır kullanan yoksul köylü’’ rolü oynamayacak durumdaysa, bu işi birkaç yoksul köylünün üstünden de yapabiliyor.

Orman Kanunu'nun 2/B maddesi bu işe yarıyor. Anayasa'ya da aykırı olan bu 2/B'nin kaldırılması için bir mahkemenin, TBMM'nin, Cumhurbaşkanı'nın vb. Anayasa Mahkemesi'ne başvurması gerekiyor.

İstanbul'da orman kanunu çok, buna ihtiyaç yok.

Derneğe giremeyen veliler

Yeşilköy 50. Yıl Anadolu Lisesi'nden bir veli yazıyor:

‘‘Biz okul koruma derneğine üye olmayi 2.5 ay süren uğraşlarına rağmen başaramayan bir grup veliyiz. Aynı zamanda Okul Aile Birliği üyesiyiz. Koruma Derneği'ne üye olarak okulumuza katkımızı artırabilmeyi istedik.

Dilekçelerimizi dernek başkanına ileteceğini söyleyen okul müdürüne bıraktık. Uzunca bir süre yanıt alamadık ve Bakırköy Kaymakamlığı'na bağlı Dernekler Masası'na giderek nasıl bir yol izlememiz gerektiğini sorduk. Onların tavsiyesi üzerine ‘‘Neden üye olamıyoruz’’ sorusunu resmi bir dilekçeye döktük. Daha sonra dilekçemizin, okul müdürüne yönelik ‘‘derneğe kendi yandaşlarını (?) yerleştirmemesi gerektiği, bunun suç olduğu’’ tarzında bir uyarıya dönüştüğünü öğrendik. Bu arada okul binası içindeki dernekle birlikte kullandığımız odadan hakaret içeren sözlerle kovulmuştuk.

Bakırköy Milli Eğitim Müdürü'ne gittik. Onun önerisiyle okul binasında dernek başkanıyla yaptığımız toplantı tam bir sağırlar diyaloğu oldu. Bakırköy Kaymakamı'na bir dilekçe yazdık. Özel Kalem Müdürü dilekçemizi tekrar Dernekler Masası'na gönderdi. Son olarak gittiğimiz bu masadan ‘‘ne amaçla üye olmak istiyorsunuz bakalım, ne çıkarınız var’’ gibi çirkin imalar içeren sorularla adeta kovulduk.’’

Yazarın Tüm Yazıları