Orhan Kaynar: Ogün ve Abdullah...
Güncelleme Tarihi:
Yeni kuşaklar pek hatırlamaz ama, Trabzonspor'un Ali Kemal adında efsane bir oyuncusu vardı. Sahaya çıktığı zaman tribünleri ayağa kaldırırdı. Atardı, attırırdı. Birçok şampiyonluklarda imzası vardı. Ve bir gün geldi, Ali Kemal F.Bahçe'ye transfer oldu...
Kendisi ünlü Faroz Mahallesi'nde, ben de hemen komşu mahalle Sotha'da oturuyordum. Transfer duyulur duyulmaz, kadını ekeği, çocuğu yaşlısı sokağa döküldük. Hatta sahil yolundan Trabzon'un Taksim Meydanı'na kadar yüzlerce kişi yürüyüş bile yaptı. Ama değişen bir şey olmadı.Ali Kemal DENİZCİ artık Fenerbahçeli'ydi. Daha sonra da Beşiktaş formasını giydi...
Şimdi gelelim, Ogün ve Abdullah olayına... Ankara'da oynanan cezalı Antalyaspor maçı öncesi, yönetim iki oyuncuyla da masaya oturmak istedi. Ancak ikisi de, üç gün izin istedi ve İstanbul'un yolunu tuttular... Fenerbahçe Başkanı Aziz YILDIRIM'la bir görüşme yaptılar... Dahası var; görüşmeden önce, Başkan YILMAZ‘a ‘‘Fenerbahçe formasını giymek istiyoruz’’ dediler. Aziz YILDIRIM, kibar adammış ki, görüşmenin gerçekleşmesi için M.Ali YILMAZ’dan izin istedi...Sonrası malüm; Zigana Tatil Köyü‘nde iki başkanın biraraya gelmesi... YILMAZ, her iki oyuncuya da, Aziz YILDIRIM‘a da, aynen şunları söyler...
‘‘Kimseyi zorla tutacak halim yok... Ben hiçbir oyuncuma ‘Gideceksin' demem... Ama kalmak istemeyene de, zorla ‘kalacaksın' diyemem... Çünkü aklı İstanbul‘da olanlardan, artık Trabzonspor‘a bir fayda gelmez...’’
KİŞİLERE BAĞIMLI KULÜP
İşte olayın özeti böyle... Biliyorum şimdi bazı kesimlerden saldırılar ve karalamalar başlayacak... İki oyuncunun transferi netleşir veya netleşmez bilemem... Sonra, dönemlerinde hangi şampiyonlukları tatmışız ki? Ama bu büyük camia, şayet bu iki oyuncunun gidişiyle yıkılacaksa, zaten çoktaan bitmiş bile. Burada asıl yapılması gereken, gönderdiğiniz oyuncuların yerine, daha genç yetenekleri yerleştirebilme becerisini gösterebilmektir. Yoksa her oyuncunun Trabzonspor'dan emekli olma gibi bir zorunluluğu mu var?
Ogün ile Abdullah‘ın gidişine ben de üzüldüm... Hami‘nin gönderilmesine içim kan ağladı ama, yurt dışında top koşturduğu için de, diğer taraftan gurur duydum. Ama bugün gözüküyor ki, biz sisteme göre değil, kişilere bağımlı bir kulüpmüşüz!...
Şimdi gelelim asıl meseleye... Ve en çok tartışılan konuya... Bazı ciddi başkan adayları, Trabzonspor‘un maddi konumunu merak ediyor. Haklılar da... Ancaak, paylaşım olmazsa, tek adam sisteminde ısrar edilirse, bu sonuç sizler için de doğal değil mi? Cezalı Beşiktaş maçını İzmir'de oynadık, kasamıza 26 milyar civarında para girdi. Ama Avni Aker Stadı'nda oynadığımız maçların çoğunda, hakem ve gözlemci parasını vermekte bile zorlandık. Peki bu kulüp nasıl yaşayabilir ki? Bildiğim kadarıyla, bazı deplasmanların masrafını, sadece yönetici Halis ÇEBİ karşılamış. Ya trilyonlara varan transfer ücretleri, kulüp giderleri gibi diğerlerini?
Ben de kasanın Trabzon‘da olmasından yanayım... Ben de şeffaflık istiyorum. Daha da ileri giderek, M.Ali YILMAZ‘dan Trabzonspor‘un mali durumunu, borcunu, alacağını açıklamasını rica edeceğim. Üstelik bunu kongre öncesi yapmalı. Çünkü kulübe hiç katkısı bulunmayanların bile, ağızları iyice çirkinleşmeye başladı bile!...