Onurun mimarı öğretmenler

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Herkesin hayatında unutamadığı bir öğretmeni vardır. Kişiliğinin mimarıdır.

Belli günlerde belli törenler, ikiyüzlülük gösterileridir. Romanlardaki öğretmen kahramanları bir bir hatırlarız, hangimiz bunu hayatımızla örtüştürebildik.

Öğrencilerine edebiyat zevki vermiş, yaşama biçimini aktarmış öğretmenleri sadece böyle günlerde değil, yaşamımın her anında hatırlarım.

Sanırım bazı kelimelerin bugün pek bir değeri yok. İdealist, bunlardan biri. Yüzeysel bir gerçekçilik adına yanımıza yaklaştırmadığımız saygıdeğer soylu bir kelime. Sözlükte öğretmenler sayesinde kalabilmiş.

Reşat Nuri'nin Çalıkuşu'ndaki Feride öğretmen bugün de aramızda, Güneydoğu'da aynı direnci gösteriyor. Romanının yazılmasını beklemiyor ama katledildiği zaman da aydın demokrat görüntüsü uğruna anılmamasından da muazzeb oluyor.

Ferit Edgü'nün O romanındaki ve bu romandan yapılan Hakkâri'de Bir Mevsim filmindeki öğretmen kahramanı, bugünün gerçekçi tablosuna oturuyor, artık o bir klasik. Gerçekleriyle ve duyarlığıyla.

***

BİR kaç kuşağa sadece okuma, edebiyat zevki değil, adam olmayı öğreten öğretmen dostları anmalıyım:

Hâlâ bize en güzel şiirleri okuyan, anılarıyla, bildikleriyle bizim edebiyat dünyamızı zenginleştiren Salim Rıza Kırkpınar çok yaşasın. Okuttuğu her öğrencide güzelliğin, alçakgönüllüğün izini bırakan Behçet Necatigil'i, öğrencilerine araştırmanın, okumanın bilincini aşılayan Tahir Alangu'yu, yazılarındaki ve hayatındaki dürüstlüğü, onuru öğrencilerine aktaran Rauf Mutluay'ı, felsefe dersini, bir akademi tartışması atmosferine dönüştüren İhsan Kongar'ı, şiir dünyasındaki gezintilerimde beni destekleyen Cemal Gültekin'i, inancımız uğruna direnmeyi öğreten Baha Kâhyaoğlu'nu saygıyla anıyorum.

Peki öğretmenin cezasını, bedelini ödeyen Türk edebiyatının iyi romancıları, iyi şairleri, edebiyat tarihçileri nasıl cezalandırıldı.

Vedat Türkali gibi, Rifat Ilgaz gibi, Cevdet Kudret gibi hocaların öğretim hakları ellerinden alındı. Ne istiyorlardı?.. Okuduklarını sindiren çocuklar yetişmesini, onların kendilerini ve başkalarını sorgulamasını, 'evet efendim'cilik yüzünden kafa sallayan birer robot olmamalarını. Kısacısı gerçek demokrasiyi öğretiyorlardı.

Bilim adamlarımızı, Pertev Naili Boratav'ı, Behice Boran'ı, Niyazi Berkes'i nasıl ödüllendirdiğimizi (!) hepimiz biliyoruz.

Yüksek öğrenim tarihimizin özeti, belleğimizde kalan iki kara sayı: 147 ve 1402. Tard ve sürgün. Biri 1960'ın, biri 1980'in öğretim yaşamımıza katkısı.

***

BÜTÜN bunlardan sonra öğretmenlerimize gününüz kutlu olsun diyebilir miyim? Gene de kutlu olsun.

Yazarın Tüm Yazıları