Onu kaybetsem de ayakta duruyorum

Sevgili Güzin abla, 18 yaşında bir erkeğim ve üniversite öğrencisiyim. Geçenlerde şans eseri okuldan bir kızla tanıştım. Kızla tanıştığım günün akşamında da onunla çıktım.

Biliyorum çok acele ve yanlış bir yakınlaşmaydı. Ertesi gün kız bana bir süre normal arkadaş kalalım, dedi haklı olarak. Ben de kabul ettim.

Bir rastlantı eseri o gün onu çok sevdiğim bir arkadaşımla tanıştırdım. Akşam dönerken, benden hoşlandığını ama çıkamayacağımızı, bu ilişkinin yürümeyeceğini söyledi. Çok şaşırdım, çok üzüldüm, hatta ağladım bile.

Ona duyduğum his bu kadar sürede aşk olmazdı, bunun farkındaydım. Ama belki de aradığım insan o diye düşünmüştüm, o yüzden bu kadar üzülmüştüm. Araya hafta sonu girdi, düşünmek için zamanım oldu.

Ama pazartesi okula geldiğimde onunla şans eseri tanışan yakın arkadaşımla çıkmaya başladıklarını öğrendim. Bu beni çok üzdü.

Sonra birkaç arkadaşımla konuştum ve bir hafta içersinde düşündüm. O zaman döktüğüm gözyaşının ne kadar gereksiz olduğunu ve üzülmemin yersiz olduğunu anladım.

Şükrediyorum ailem yanımda, sağlığım iyi. Bunun için üzülmeye, ağlamaya değmeyeceğini anladım.

Şimdi mutluyum. Onu çoktan unuttum. Unutmak zorundaydım çünkü hayat devam ediyor.

Bunu sana neden anlattığıma gelince. Köşendeki gençleri hep okuyorum. Üzülen, ağlayan, aşk acısı çeken, unutamayan. Onlara söyle, lütfen üzülmesinler.

Çünkü ilerde üzüldüklerine, döktükleri gözyaşına pişman olacaklar. Hep gülsünler, hayata asılsınlar. Ben kendimden örnek vermek istedim.

Yazımı çok sevdiğim bir arkadaşımın bana söylediği bir sözle bitirmek istiyorum: Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin. Hayata hep gülümseyin.

RUMUZ: HAYATA GÜLÜMSEYİN

Sevgili oğlum, önce o arkadaşını listenden sil. Görüyorum, toparlanmış ve tecrübelerinden yola çıkarak, genç okurlarıma boş yere acı çekmemeleri için nasihat vermişsin. Bu düşüncelere ulaşman gerçekten çok mantıklı ve çok büyük bir olgunluk.

İşte ben de yıllardır, bir aşk acısı uğruna ölümden söz eden, hayata küsen, perişan olan genç okurlarıma hep bu senin söylediklerini anlatmak istiyorum.

Ama işte yaşayan bilir, derler ya, eminim senin gibi bunu bizzat yaşamış birinin sözleri çok daha fazla etkileyecektir okurlarımı.

Sağol.

Mert insanlar aşkta kaybediyor

Köşenizin tiryakisi oldum. Benim derdim karşılıksız aşk. Ve genellikle Avrupa’da daha sık yaşanıyor. 20 yaşındayım, buraya geldikten 2,5 yıl sonra birine aşık oldum, ama nedendir bilmiyorum, beni beş ay sonra bıraktı.

Gece hayatım, sigaram, içkim, çapkınlığım ve kumarım yok. Şükürler olsun iyi bir ailem ve iyi bir işim var. Ailesi dindar olduğu için o hanım kızla ilişkiye de girmedim. Çıkarsam, sevdiğim için çıkarım, seversem tam severim ve evlenirim. Belki de bu yüzden bıraktı beni.

Nedense hayatta mert insanlar hep kaybediyor. Bazı genç kız ve erkekler zevk, sefa içinde. Belki sayenizde ciddi ve hoşgörülü bir hanımla tanışırım diyorum. Mail adresim şöyle:

Baylan.Abdurrahim@web.de

Sevgili oğlum, genelleme yapmak bence pek doğru değil ama, aşka ve sevgiye önem veren gençlerin mutlu olmadığı da ortada.

Aksi halde benim bunca okurum olur muydu?

Yaşadıkları aşk acıları hep iyi niyetli, dürüst ve insanlara güvenmelerinden kaynaklanıyor.

Boşanırsam eşim çocuklarımı alır mı

Sevgili Güzin ablacığım ben 33 yaşında evli ve iki çocuklu bir kadınım. Eşimle, kayınvalidem yüzünden uzun zamandır anlaşamıyoruz ve bu yüzden de evliliğim maalesef iyi gitmiyor.

Ayrılmayı ne kadar istemesem de sonunda ayrılmaya karar vereceğim gibi gözüküyor. Çünkü eşim beni çok üzüyor ve düzeleceğini de artık ummuyorum. İyi bir işim var, bu yönden çok şanslıyım ve ailem de bana destek çıkacak.

Eşim beni, boşanma durumunda çocuklarımı elimden alacağını söyleyerek, tehdit ediyor. Bu da beni düşündürüyor. Gerçekten onları elimden alabilmesinden korkuyorum.

Çocuklarımın velayetini babaya verme gibi bir durum olabilir mi? Büyük çocuğum dört, küçük çocuğum iki yaşında. Çocukların yaşı ne kadar büyürse, o kadar kolay alabileceğini duydum. Bu doğru mu?

RUMUZ: B.R.



Sevgili kızım, daha önce senin durumundaki bir hanıma bu konuda bilgi verebilmek için avukatıma danışmıştım. Boşanmalarda çocukların velayeti babaya veya anneye verilir. Ancak dediğin gibi çocuklar çok küçükse, anneye muhtaç bir yaştaysa, babaya verilmesi zorlaşır.

Genelde, iki çocuk anne ve baba arasında paylaşılır. Yine de velayet hakkı için birtakım şartlar aranır.

Örneğin çocuklara iyi bakabilecek maddi imkanı olması, yüz kızartıcı bir suç işlememiş olması gibi... Kadının meşru olmayan bir beraberliği olmaması, kadın çalışıyorsa, evde çocuklara bakabilecek bir büyüğün bulunması gerekir.

Kızım, bana boşanma konusunda tereddüt içindesin gibi geldi. Tek sorun kayınvalideyse, bu konuyu halletme yoluna gidemez misiniz, diye sormak isterim sana. Karar vermeden önce, eşinle karşılıklı oturup bir kez daha konuşamaz mısınız?
Yazarın Tüm Yazıları