Onları gereğinden fazla mı zorluyoruz

Güncelleme Tarihi:

Onları gereğinden fazla mı zorluyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2006 00:00

"Bizi çok sevip şımartsın, ev işlerine yardım etsin, çok para kazansın, çocuklarla ilgilensin, maç izlemesin..." Biz kadınların eşlerinden istedikleri gerçekten sadece bunlar mı? Peki, beklentilerimizi elde ederek, mutlu olmada ne kadar başarılıyız? Sağlıklı bir ilişki ve iletişim için nasıl davranmalıyız?

Günümüzde sosyal hayat ve yaşam tarzları giderek değiştiğinden, her şeyin daha güzeli, daha pahalısı, daha ulaşılmazı olduğundan, para kazanıp güçlü durması, toplum içinde statü sahibi olmak için mücadele vermesi gereken erkekler, artık bunların üstesinden gelmekte zorlanıyorlar. Onlar için yaşamda belirli bir statü oluşturmak, eskisine oranla daha da güçleşti.

Buna karşılık, bizlerin yani kadınların rollerinde de değişimler oldu: Kendi kimliğimizi keşfettik, ideallerimizi belirledik. Daha duygusal, daha doyurucu, bizim güçlü modelimizle baş edebilecek, yardım çağrılarımıza da gerektiğinde cevap verecek erkeklerin arayışına girdik. Dışarıda kendi kimliğini oluşturmaya çalışan erkeğe, evde kadın ve anne rolleri yüklenmeye başladığında, söz konusu erkek ilişki içinde uyum sağlama güçlüğü çekiyor. Bunun sonucunda ise ortaya tükenmiş erkek modeli çıkıyor.

Uyum sağlamakta zorlanıyorlar
/images/100/0x0/55eaf69af018fbb8f8a207b1


Çocuk sahibi olmak, masada sıcak bir yemek, temiz çamaşırlar, derli toplu bir ev isteyen erkeklerin saltanatı, yeni kuşakla birlikte çöküyor çökmesine de, değişmeye çabalayan erkeklerimiz de tükenip gidiyorlar bu arada. Çünkü biz kadınlar yetinmeyi bilmiyoruz!

"Makineyi boşalttım, şimdi ne yapayım?" diye soran eşimizi, "Boşalttın da her şeyi yanlış yere dizmişsin" diye azarlayabiliyor ya da "Bebeğin altını değiştirdim" dediğinde "Belli, her yeri batırmışsın" diyerek eleştirebiliyoruz. Destekleyici olmadığımız için erkekler değişimlerine uyum sağlayamıyorlar.

Beklentilerimiz ağır

"İlgili bir baba olsun, işinde başarılı olsun, düşünceli bir koca olsun!" Eşlerimizden istediklerimiz, beklentilerimiz, öyle yapılması çok zor şeyler de değil aslında. Ama... Unuttuğumuz bir şey var: Hiçbir erkek; ne babamız, ne ağabeyimiz, ne televizyondaki dizi oyuncusu, ne de kocamız...

Hiçbir erkek, bizim gibi ayrıntılı ve ince düşünemez. Çünkü bu onların yapılarına ters. Erkekler olaylara daha düz ve mantık çerçevesinde yaklaşır. Dolayısıyla, bizim gibi duygusal düşünmelerini istememiz ve bunu her defasında gündeme getirip, eleştirmemiz, onları yıpratıyor.

İmkansızı istiyoruz

İnsanların beklentileri asla tükenmez. Tüketim çılgınlığıyla beraber, bizim kuşağımızda hayaller insana erişilebilirmiş gibi geliyor. Nasıl ki erkeklerin kafasında her zaman iş bitirici, hiç yorulmayan "süper kadın" imajı varsa ve bu imaj bizi nasıl "tüketiyorsa", bizim kafamızdaki hatasız, yardımsever, mükemmel erkek tipi de onları "tüketiyor"! İsteklerimizin bir tanesini bile, gerçekleştiremediğimizi gördüğümüzde hem kendimize hem de karşımızdakine yükleniveriyoruz.

Erkekler, eşlerinden daha fazla seks, daha fazla ilgi, daha iyi analık, daha iyi aşçılık beklerken, kadınlar da kocalarından daha çok para, daha fazla sadakat, daha iyi babalık, daha fazla yardımseverlik bekliyorlar. İsteklerin çıtasını her iki cins olarak azamiye indirmeliyiz.

Sorumluluk paylaşma yolları

Aslında kadın veya erkek, evlenecekleri noktada seçimlerine dikkat etmeliler. Yemek pişiren, evin bakımı ile ilgili tüm sorumlulukları üstlenebilecek kapasitede biriyle mi birliktesiniz gerçekten? Öncelikle biz kadınların eşlerimizin hangi konuda değişmeyeceklerini görmemiz ve bu gerçeklerle bir an önce yüzleşmesi gerek. Ardından da değişebileceği, çaba sarf edebileceği alanlara yoğunlaşmalıyız.

Erkek elinden geleni yapıyor ama yine de başarısız oluyorsa, tepesinde dırdır etmek yerine, ona yol gösterebilir, onun yerine boşlukları doldurabilir, onu cesaretlendirebilirsiniz. "Makineyi ne iyi yaptın da boşalttın tatlım", "Harikasın, bebeğin altını değiştirmişsin" gibi cümleler daha yapıcı olmaz mı?

Uzman Görüşü

Doç. Dr. Armağan Samancı

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Psikiyatrist

"Kadınlar beklentilerini dengelemeli"

Kadınların çoğu, özellikle de genç kuşak, geleneksel kadın görevlerini benimsemekte güçlük çekiyor. Halbuki bu görevler, genç kadınlar her ne kadar onlardan kopmaya çalışsalar da, kişisel gelişimleri açısından doyurucu bir süreçtir. Öncelikle, kadınlar bunun bilincinde olmalılar. Bir diğer önerim ise karşılarındaki insanın duygusal ve pratik olma kapasitesini ölçmeye çalışmaları olabilir. Beklentilerini dengelemeye çalışmalılar. Olay aslında eş seçiminden başlıyor. Kadınlar birlikteliğin sadece romantik bir süreçten ibaret olmadığının farkına varmalılar. Aynı zamanda, sorumluluk paylaşımını yapabilecekleri bir evliliği ya da birlikteliği en başından tercih etmeliler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!