Ölüm orucuna neden hep ‘mahpus’takiler yatar!

CEZAEVLERİNDE herhangi bir sorun söz konusu olduğu zaman ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek için iki yöntem uygulanıyor: ‘Açlık grevi’ ve ‘ölüm orucu’...

Haberin Devamı


Açlık grevi nispeten daha kontrollü bir eylem, belli destekler sağlanıyor, açlık süresinin, insan yaşamında geri dönülmez noktalara ilerlemesinin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Ölüm orucu daha farklı bir eylem, mukayese etmek gerekirse, ‘intihar bombacısı’ olmakla eşdeğer bir sonuca sebep olabiliyor... Kürtçü siyaset temsilcilerinden, içeride olanlar, Kandil’den aldıkları talimat uyarınca, ‘ölüm orucu’na yattılar, zaman sınırlarını zorluyorlar.
Bedenine bombalar sarıp eyleme geçen insanları ve ölüm orucuna yatan insanları aynı noktada buluşturan bir başka gerçek var...Bir insanı C4 kalıbıyla eşdeğerde düşünen anlayış... Bunlara sorarsanız, “Dava veya mesele çok önemli”, “Sen ya bomba ol, öl ve öldür ya da ölüm orucuna yat, kendini yok et...”
Cezaevlerinde yatanlar, davaları için yeterli bedeli zaten ödüyorlar.
Onlara bu emirleri veren veya onları gaza getirerek dışarıdan gazel okuyanlar, BDP vekilleri neden ölüm orucuna yatmazlar?..
Hem dünya kamuoyunun, hem de uluslararası kuruluşların dikkati, “Milletvekilleri ölüm orucuna yatmış” diye daha fazla sorunun üzerine çekilmiş olmaz mı?
Diyarbakır’da yalandan, “Ya Allah” diyerek biber gazına karşı hücuma geçip ‘kayıkçı kavgası’ yapmak yerine, meydana kurulacak bir çadırda, kanlı canlı vekiller, belediye başkanları vd. ‘ölüm orucu’na yatabilirler.
Yirmili yaşlarda Mehmetler, vatan savunması için, ellerine kınalar yakıp kanlı pusularda ölümle dans ediyorlar. Kandırılmış Kürt çocukları, dağda bayırda ölümle burun buruna... Herkes inandığı dava için bir bedeli göze alıyor. Bu ‘ağalar’ ise ‘ölüme yatmış’ insanların canı kanı üzerinden ucuz siyaset yapmaya devam ediyorlar.
‘Ölüm orucu’ zamanıdır ağalar!..                              S.Ö.

Haberin Devamı

Cumhuriyet’i kutlamamak anayasal suçtur

YARINKİ Cumhuriyet Bayramı’nı kutlatmamak anayasal suçtur!
Anayasa’nın 1. maddesi: “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”
O halde Cumhuriyet’i bayramla kutlamak her Türk vatandaşının görevi ve hakkıdır. Bu hak hiçbir güç tarafından engellenemez!
Devleti yönetenlerin altında yaşadığı bayrağın, üzerinde yaşadığı toprakların milli dayanaklarını inkâr etmeleri asla affedilemez.
Eğer Cumhuriyet Bayramı’na karşı çıkılıyorsa, bu vatana, millete, bayrağa ve üzerinde yaşanılan topraklara ihanettir.
Ü. Lokman ÇAYCI

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Cumhuriyet erdemdir.”
(Montesquieu)

Kaygı duyulmayan bir Türkiye

İTHAL çözüm arayanlar bir anlayabilse...
Türkiye’de barış içerisinde birlikte yaşamanın koşulları
şımarık emperalistlere rağmen ulus-devlet, üniter yapı ve Misak-ı Milli ile hazırlanmış M. Kemal’in ‘Yurtta barış, dünyada barış’ öğretisiyle pekiştirilmiştir.
Barış içerisinde birlikte yaşanan ve çocuklarımızın geleceğinden kaygı duyulmayan bir
Türkiye özlemi içindeyiz.
Zekai BULUÇ

ABD’de coşkulu kutlamalar

ABD’de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm eyaletlerde coşkuyla kutlanıyor.
Türk-Amerikan Dostluk Cemiyeti New Jersey’de, Türk-Amerikan Toplum Merkezi’nde balo düzenlendi. Ayrıca Lyndhurst Belediyesi gibi bazı kentlerde bayrak çekme törenleri yapıldı. Teksas, Seattle, San Antonio, Atlanta, Pittsburgh, Chicago, Houston ve Kaliforniya’daki dernekler de kutlama yaptı. Ayrıca yemekler yenildi, piknikler yapıldı. ATA-CD’nin programı ise Washington’daydı.
Benzer programlar konsoloslurlarda da yapıldı. Asıl 29 Ekim kutlaması bugün Washington’da yapılacak. Görüyorsunuz dışarıdaki Türkler, Cumhuriyet’e ülkelerinden daha duyarlı.

Haberin Devamı

THY ve Turizm Bakanlığı’na

YILLARDIR Avustralya’ya uçmak isteyen THY bir türlü izin alamıyor? Nedeni bilinmiyor.Haritada zor bulunan ülkelere uçmaya devam ediyor. Sydney’de THY’nin bürosu bulunmakta, buradaki kişilere boşuna maaş ödenmektedir. Buna rağmen Avustralya’da Turizm Bakanlığı’nın bürosu bulunmamaktadır. Avustralya, Malezya’dan idare edilmektedir.
Avustralya’dan her yıl on binlerce Avustralya vatandaşı Anzak Günü nedeniyle Çanakkale ve İstanbul’u ziyaret edip en çok iki gün kalmaktadırlar. Halbuki Türkiye bu kişilere tanıtılsa en az bir hafta kalabilirler. Tarihi ve antik değerlerimizi Avustralya’da bilen yok. Zaten elçilik var mı yok mu anlamak imkânsız. Malezya’daki büro ne iş yapar, onu da anlamak imkânsız.
Nejat ÖZGÜN

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ün AA ile ilgili soru önergesini Bülent Arınç üzerinden yanıtlayan AA Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün göreve başladığı 3 Ağustos 2011’den bugüne kadar kurumdan 201 personelin ayrıldığını, 115 personelin alındığını açıklarken, abonelik ücretlerinin, içeriğin yayınlandığı mecranın ulaşılabilirliğine, ortamına ve uluslararası kriterlere göre belirlendiğini belirttiğini, ancak bu ücretlerin aralığına ilişkin bilgi vermediğini...

Yazarın Tüm Yazıları