GeriSeyahat OlaÄŸanüstü renkler ülkesi: HÄ°NDÄ°STAN-RAJASTAN
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
OlaÄŸanüstü renkler ülkesi: HÄ°NDÄ°STAN-RAJASTAN

OlaÄŸanüstü renkler ülkesi: HÄ°NDÄ°STAN-RAJASTAN

Muazzam tapınaklar, mihracelerin sarayları, enfes malikaneler, kutsal festivaller, acayip ayinler, daracık sokaklar, olaÄŸanüstü renklerde kıyafetler, nefes kesici daÄŸ, çöl ve göl manzaraları, ÅŸehirlerde inekler, develer, kalelerde rengarenk boyanmış filler sırtında gezintiler. Hindistan’ın Rajastan bölgesi bir hayal alemi. Zamana yolculuk burada icat edildi.Hindistan o kadar muazzam bir ülke ki iki sayfada anlatılması, iki üç haftalık bir tatilde görülmeye veya kavranmaya çalışılması kesinlikle bu uçsuz bucaksız, bir o kadar da büyüleyici ülkeye saygısızlık. Biz biraz koÅŸuÅŸturarak da olsa birbirinden tamamen farklı üç ayrı bölgeyi kısa bir sürede gezdik. Bunların arasında benim en çok başımı döndüren, sanki bir uçak deÄŸil de zaman tünelinde seyahat bileti almışım hissi yaratan yer Rajastan oldu. Delhi ve Tac Mahal’in bulunduÄŸu Agra ÅŸehrinin yer aldığı Uttar Pradesh bölgesine komÅŸu olması, zaten tarihi, kültürü ve masalsı atmosferiyle ünlü olan Rajastan’ı, Hindistan’ın en önemli turizm merkezlerinden biri haline getirmiÅŸ. Ben size burada Hindistan’ın pisliÄŸinden, yemeklerinin yer yer dayanılmaz boyutlarda kötülüğünden falan bahsetmeyeceÄŸim. Açıkçası özellikle kutsal Ganj Nehri’nin bulunduÄŸu Varanasi ile baÅŸladığımız seyahatimizde, bunlara en kısa zamanda bağışıklık kazandığımızı ve Hindistan’a baÅŸlangıç kursunu baÅŸarıyla atlattığımızı belirtmemde fayda var. Zira turla ve organize bir ÅŸekilde seyahat etmediÄŸimiz ve her türlü ulaşım vasıtasını kullandığımız için, Rajastan’a vardığımızda zaten birer Hint fakirinden farkımız kalmamıştı. TEKDÃœZE VE RENK FAKÄ°RÄ° DOÄžA56 milyon nüfusuyla olmasa da yüzölçümü olarak Hindistan’ın ikinci büyük bölgesi olan Rajastan’ın büyük bir kısmı Thar Çölü içinde kalıyor. Burayı yöneten ilk savaşçı kabile Rajputlar olarak kabul ediliyor. Tarihleri boyunca Delhi Sultanları’nın, MoÄŸollar’ın, Türkler’in, Maratha Ä°mparatorluÄŸu’nun akınlarına karşı koymaya çalışmış olan bu savaşçı kabile, 17. yüzyıldan itibaren önce ticari anlamda, daha sonra tamamen Ä°ngilizler’in himayesi altına girmiÅŸ. Feodal bir yönetim geleneÄŸine alışık olan bölge halkı uzun süre kolonyel baskılara ses çıkarmamış. Mihracelere Ä°ngilizler tarafından tanınan ayrıcalıklar da zaten sınıf ve kast sistemiyle varolan bu toplumda büyük baÅŸkaldırılara sebebiyet vermemiÅŸ. Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası Mahatma Gandhi önderliÄŸinde ÅŸiddetten uzak bir halk hareketiyle 1947’de özgürlüğüne kavuÅŸan Hindistan, bu sırada Müslüman halkın çoÄŸunlukta olduÄŸu Pakistan’ın, Hindistan’dan ayrılmasına fazla ses çıkaramamış. Ä°ÅŸte Rajastan bu bölünme sırasında geliÅŸimini tamamlayan ve her iki tarafın da kültür izlerini taşıyan bir bölge. DoÄŸasının tekdüze ve renk fakiri oluÅŸu; insanlarının giyimlerine, etrafı süslemelerine, inanışlarına, eÄŸlencelerine öyle bir etki yapmış ki baÅŸka bir ülkeden gelip de bunları hemen benimsemek imkansız. PuÅŸkar sokaklarında beyaz bir atın sırtında savaşçı kıyafetleri ve kılıcıyla acayip oynak Hint Pop’u eÅŸliÄŸinde giden dev türbanlı genç adamın arkasından, ellerindeki koca saksılara baÅŸaÅŸağı dikilmiÅŸ floresan lambalı avizelerle dans ederek koÅŸturan otuz kiÅŸilik bir güruh. Gözünüzde pek absürd bir manzara canlandığını tahmin edebiliyorum. Olsun, geleneksel Rajastan düğün alayının ortasına düştünüz.Veya Jaipur’da bir tren garına geldiniz ve peronda gece ikide yerlerde yatan insanlara basmamak için seksek oynar gibi yürüyorsunuz. Ajmer’de rötar yapan trenden inip gündüz varacağınızı sandığınız PuÅŸkar’a gece birde varıyorsunuz ve sokakta ateÅŸ yakmış dev türbanlı adamlar, her tarafından tütsü dumanları yükselen tapınaklara girip çıkan kalabalık gruplar. AkÅŸam üzeri bir yürüyüşe çıkıyorsunuz ve ‘’Şarkı Söyleyen Tanrılar Ayini’’ olduÄŸunu öğrenip, suya danslar ederek Shiva heykelleri atan kalabalığın arasında bir o yana bir bu yana savruluyorsunuz. YEMEĞİNÄ°ZÄ° KALDIRAN GARSON DEĞİL MAYMUNHer bindiÄŸiniz Ambassador taksi ÅŸoförü yolun ortasında gideceÄŸiniz yere varamadan erkek kardeÅŸine rastlıyor ve erkek kardeÅŸ size yolun kapalı olduÄŸunu anlatmaya ve taksiden indirmeye çalışıyor, bir deÄŸil iki deÄŸil bu hep oluyor ama yine de normal karşılıyorsunuz. Haaak-tuu’nun burada kabul görür bir hareket olduÄŸunu ve iÄŸrenme denen ÅŸeyin kafanızda bloke edilebileceÄŸini idrak ediyorsunuz. Bazen bir kuÅŸ sesiyle damda dolanan maymun kovucusu adamın seslerini ayırt edemeyebileceÄŸinizi burada kabulleniyorsunuz. Masanızda yemek bırakırsanız, bunun garson tarafından deÄŸil de oradan geçen bir maymun tarafından kaldırılacağına hemen vakıf oluyorsunuz. Maymunlar tapınağını gezerken size rehber olan Hintli’den; eÄŸer maymunları bu kadar çok seviyorsanız 200 dolara hemen bir tane kutsal maymunu kendisinden satın alabileceÄŸinizi ve çok güzel bir paket yaparsa havaalanında kimsenin onun maymun olduÄŸunu anlamayacağını öğreniyorsunuz. Demek istediÄŸim ÅŸudur ki, Hindistan’ı ne kadar organize ve lüks koÅŸullarda gezerseniz gezin, burada gerçek anlamda bir tatil yapılamayacağını, daha çok bu karmaÅŸanın ve kaosun içinde kendi iç düzeninizi bulmanın peÅŸinde olduÄŸunuzu farkediyorsunuz. Büyük ÅŸehirlerde delicesine bir trafiÄŸin içinde hareket etmeye çalışırken, sokakların genelde her an maç dağılmışçasına kalabalık olmasına aldırmadan, her taraftan gelen tütsü, masala ve envai çeÅŸit daha enteresan koku, gözlerinize yapılan renk-desen-doku bombardımanı etkisi altında, burada bir ÅŸekilde bir düzen olduÄŸunu hissediyorsunuz.TAPINAK VE SARAYLARIYLA KÜÇÜK MASALSI ÅžEHÄ°RLERRajastan’ın küçük ÅŸehirleri ise kaotik olmaktan daha uzak ve daha masalsı. Muazzam tapınaklar, mihracelerin sarayları, enfes malikaneler, kutsal festivaller, acayip ayinler, daracık sokaklar, olaÄŸanüstü renklerde kıyafetler, nefes kesici daÄŸ, çöl ve göl manzaraları, ÅŸehirlerde inekler, develer, kalelerde rengarenk boyanmış filler sırtında gezintiler. Bunların hiçbiri sizi kendinizden alıp götürmüyorsa ve hálá ‘’Hindistan da amma pismiÅŸ!’’ diye geri dönüyorsanız, başından neden Ä°sviçre’de bir tatil planlamadığınızı düşünmenizde fayda var. Bence Rajastan bir hayal alemi, zamanda yolculuk burada icat edildi, sadece bunun farkına varacak algı kanallarınızı açmalısınız.ALIÅžVERÄ°ÅžRajastan bölgesi Hindistan’ın diÄŸer bölgelerinde seyahat ederken alacağınız envai çeÅŸit süs eÅŸyasının, kumaşın ve turistlere hitap edecek her türlü objenin üretim bölgesi diyebilirim. Yani Rajastan’da her yerde göreceÄŸiniz renkli pazarlarda bu tip etnik objelere meraklı iseniz kendinizi kaybetmemeniz mümkün deÄŸil.Rajastan’da tarihi çok eskilere dayanan bir tekstil ve kumaÅŸ kültürü mevcut. Burası batik boyamanın da anavatanı. Eskiden kullanılan doÄŸal kök boyaların ve tahta baskıların yerini ÅŸimdilerde sentetik üretim almış olsa da doÄŸanın kurak ve tek renk olmasından olacak ki Rajastan’da binbir renge boyanmış ve parıl parıl iÅŸlenmiÅŸ kumaÅŸlara her yerde rastlıyorsunuz. Çok farklı kalitelerde üretilen sarilere ve paÅŸminalara ve kaÅŸmir ÅŸallara bir süre sonra aÅŸina oluyorsunuz.Rajastan’ın kumaÅŸlarının yanında halıları, yarı-deÄŸerli taÅŸları, tahta, seramik ve gümüş işçiliÄŸi de çok ünlü. Rajastan kuklaları ve minyatür resimlerini de unutmamak gerek tabii ki.AlışveriÅŸe meraklı olmasanız da Rajastan pazarlarındaki renk cümbüşünden etkilenmemeniz imkansız.Â
False