Okur kabul günü

Nedir AC? Air condition. O nedir? Klima. Ne yapar klima? Başkalarını bilmem ama beni genellikle hasta eder. Şu an olduğu gibi. Boğazım batıyor.

Bu cümle aslında sevgilim ve yakın arkadaşlarım arasında geyik konusudur: Yazarımızın, boğazı battığı için bugün yazısını yazamamıştır!’ Ama gördüğünüz gibi yazıyorum. Gribim henüz başlangıç halinde, hani bir kırıklık hissedersin, pis pis terlersin ya, o vaziyet. Pes etmeyeceğim, batan boğazımı ve tutulmuş boynumu normale döndüreceğim. Şu an ‘eğri Ayşe’yim, yarına düzeleceğim. Ama galiba Dubai’de ben en çok bu AC’lerden çekeceğim. Kapatsan terliyorsun. Açsan üşüyorsun. Allah’tan sizden gelen mail’ler içimi ısıtıyor...

SEN ARTIK YOKSUN

Seni sevmek, evimi sevmek demekti. Acıktım dediğinde, tost ekmeğinin üstünde peynir eritmek, sana omletler pişirmek, mutfağımı sevmek demekti. Havlunu özenle benim bornozumun yanına asmak, banyomu sevmek demekti. Kaşık gibi sarılmak, solunu rezerve ettiğim yatağımı sevmek demekti. Birlikte izlediğimiz filmler, DVD player’ımı sevmek demekti. Birlikte şarap içmek, üstünden uzanıp beni öptüğün masamı sevmek demekti. Ben artık evimi sevmiyorum. Sevmek için bir evi, içinde seninle yaşamam gerekiyor. Sen artık yoksun. (Burcu)

- Ben de senin gibi düşünüyorum: Mekanlar, sevdiklerimizle bir anlam kazanıyor. Yoksa istediği kadar şık, lüks olsun, sadece 4 duvar. Umarım barışırsın. En az senin kadar ben de istiyorum. Uzaklarda böyle acıklı mail’ler okuyunca kötü oluyorum.

BU BİR İTİRAFTIR

Eski yazılarınızı araştırırken, gözüm bir röportajınıza takıldı. ‘Çiftler haftada bir ya da ikiden az seks yaparlarsa sorun var demektir’ diye bitirilmiş. Şu an gözlerim dolu olarak size yazıyorum: 16 yıldır evliyim. Bırakın haftada biri, 15 günde bir kez olduğunda kendimi şanslı sayıyordum. Dum diyorum çünkü, sonunda ipler tamamen koptu. En kırıldığım şey de, cinsel hayatımız bu kadar yerlerde sürünürken, eşimin en pişkin halde ‘Ben senin seks makinen değilim!’ demesi oldu. Bunu hakaret olarak kabul ettim, konuşmamaya başladım. Bir yıldır o salonda, ben yatak odasında yatıyoruz. En kötüsü de ergenlik çağındaki çocuğumuz tüm bunlara şahit oluyor. Şimdi mutlu musun derseniz, tabii ki değilim ama o zaman da değildim. Zaten bir kadın olduğumu unutmuştum. ‘Cinsellik önemli değil’ diyenlere bu bir itiraftır bence. (Cansu A.)

- Çok haklısınız. Yalnız olmadığınızdan da emin olun. Sizin konumunuzdaki kadın sayısı milyonlarcadır bu ülkede. Cinselliğin önemli olmadığını söyleyenler bence bu gerçekten tüymeye çalışanlar. Sizin içinde bulunduğunuz durumun insanı mutsuz ettiğini, edeceğini en iyi bilenlerden biriyim. Çünkü seksin varlığı sayesinde ne kadar mutlu olduğumu bildiğim için yokluğu halinde nelere yol açabileceğini görebiliyorum. Ayrıca bence bu, bir ifade biçimi, sevgiyi ifade biçimi. Yoksunluğu halinde insan kurur, sevgisiz kaldığını hisseder. Ne yazık ki size nasıl yardımcı olabileceğimi bilmiyorum, size şans diliyorum. Umarım her şey düzelir.

TOPKAPI’DAN DERS

Oryantal öğrenmek her zaman hayalimdi. Nil Karaibrahimgil röportajını okuyunca tamamdır dedim. Doğru adres Nesrin Topkapı’ymış. Daha fazla bilgi edinmek ve Nesrin Hoca’dan oryantal ders alabilmek için ne yapmam gerekiyor? (Mehvibe S.T.)

- Bilgi Üniversitesi’ni aramanız gerekiyor. Oryantal 1, Oryantal 2, Oryantal 3 diye dersler veriyor. Herkese de açık. Gerçi, ben Nesrin Topkapı’yla oryantal üzerine uzun bir röportaj yapmıştım. Merak ettiğiniz pek çok sorunun yanıtı orada vardı. Yer olmadığı için yayınlanamadı. Ömünüzdeki günlerde yayınlayacağım, söz.

KEDİNİZİ ZAYIFLATALIM

Pazartesi günkü seyahat ilavesindeki yazınızı okuduktan sonra (Kedim de seyyah oldu bu alemde) hem size hem kedinize yardımcı olmaya karar verdik. IAMS kedi mamalarının Türkiye temsilcisi olarak, kabul etmeniz halinde ‘cat light’ ürünlerimizden, amacınıza ulaşana kadar size ücretsiz vereceğiz. Ne dersiniz? (Rıfat S.)

- Kabul edemem. Vallaha. Rüşvete girer. Ama yarın İstanbul’dayım, bilgi almak için sizi arayacağım. Benimki light değil, obez mama yiyor. Ama bir türlü zayıflamıyor. Neden?

YANILIYOR MUYUM?

Yazılarınızdan sizi tanıdığımı zannederken, Sakıp Sabancı’yla ilgili anektodunuzu okuyunca bir kez daha hayretlere düştüğümü itiraf etmeliyim. Böyle cesur bir şeye ancak siz kalkışabilirdiniz. Yener Bey’in dediği gibi sizin iyi bir gazeteci olacağınız o günden belliymiş. Ama bu aynı zamanda ne kadar hırslı olduğunuzu da gösteriyor. Televizyon korkunuzu bilmeme rağmen, bu durumda sizi ileride ekranlarda da görebileceğimizi tahmin ediyorum. Yanılıyor muyum? (Taner A.)

- Yanılıyorsunuz. Hem de kesinlikle. Evet, gazeteci olabilmek için çok uğraştım. Ama televizyoncu olmak gibi bir derdim hiç olmadı. Program yapmak istedim ama ona da şartlar müsaade etmedi. Gazetecilik konusundaki hırsımı televizyon konusunda göremeyeceksiniz yani. Sevgiler.
Yazarın Tüm Yazıları