Oktay Ekşi: Üniversite'de neler oluyor?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Bir süredir İstanbul Üniversitesi'nde bir şeyler oluyor:

Hukuk ve İktisat gibi yerleşik fakültelerin dekanları ve yönetim kurulları istifa ediyor, Burhan Şenatalar, Çetin Özek, Bülent Tanör, Ülkü Azrak gibi tanınmış profesörler Rektör Kemal Alemdaroğlu'nu protesto ederek idari görevlerini bırakıyorlar.

Bunlara Prof. Dr. Cemal Akal ve başkaları ekleniyor.

Üstelik istifa edenler arasında -bizim bildiğimize göre- Rektör Kemal Alemdaroğlu ile temel değerler konusunda büyük farklılık olan kimse de yok.

Kısaca Türkiye'nin en eski ve en köklü üniversitesinden dumanlar çıkıyor.

Konuyu hem çeşitli 10 fakültenin dekanları ile hem de Alemdaroğlu'nu protesto ederek görevinden ayrılan saygıdeğer bir öğretim üyesiyle görüştük. Tartışmalarla ilgili belgeleri inceledik. Bunlardan edindiğimiz izlenimi de size aktaralım istedik:

Rektör Kemal Alemdaroğlu bilindiği gibi bir cerrahtır. Yani tedavide en radikal metodu benimseyen ve uygulayan bir kimsedir. Anladığımız o ki, İstanbul Üniversitesi'ndeki sorun da, üniversitenin hastalıkları ile onlara konan teşhislerle ilgili değil, sadece tedavinin şekliyle ilgilidir.

Örnek vermek gerekirse Kemal Alemdaroğlu tıpkı ‘‘başörtüsü’’ olayında olduğu gibi kararlı bir tutum ve gerekirse kestirme metotlarla sonuç almaktan yanadır. Nitekim bugün tüm üniversiteler içinde ‘‘başörtüsü’’ sorununda en başarılı sonucu alan İstanbul Üniversitesi'dir.

Alemdaroğlu üniversitenin yeniden yapılandırılması için uğraşmaktadır. Onu savunanlar Alemdaroğlu'nun bu görüşlerini rektör olmasının hemen ardından tüm fakülteleri tek tek dolaşarak yetkililere açtığını, onlardan görüş istediğini, çalışmaların aşama aşama yürütüldüğünü ama her şey bitip de Üniversite Senatosu gerekli kararı aldıktan sonra bazı fakültelerin (veya hocaların) isyan ettiğini söylüyorlar.

Karşı görüştekiler sözü edilen ‘‘aşama’’ların resmi hiçbir nitelik taşımadığında ve senato kararının bir olupbittiye getirildiğinde ısrarlılar.

Bizim anladığımız o ki Rektör herkesin onayını önceden ancak özel olarak aldığı konuda sonuca ulaşmak için olupbitti yapmış. Bu arada Hukuk ve İktisat Fakülteleri gibi yeni şablona uygun olmadığı ileri sürülenleri de ‘‘aynı elbiseyi giymeye’’ zorlamış. Sorun da ondan çıkmış.

Ama Rektör bu arada önemli atılımlar yapmış: Öğrencilerin ve asistanların kendilerini yönetimde temsil ettirmelerinin yolunu açmış. Üniversite öğrencilerinin üçte birine burs sağlamış. Üniversiteyi hareketlendirmiş. Ama anlaşılan bu iyi şeyleri yaparken üslubunu ayarlayamamış.

Kısaca şikáyet Rektör'den değil, yönetim üslubundan... Belli ki Alemdaroğlu bu üslubu tartışmaya açar da eleştirileri dinlerse sorun biter.



Yazarın Tüm Yazıları