Oktay Ekşi: Oyunun başındayız...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Kimse İran'da sokaklara dökülen ve çok masum bazı değişim isteklerini dile getiren üniversiteli gençlerin, 20 yıl önce kurulmuş Mollarşi'yi bir hamlede devirmesini beklemiyordu.

Tam tersine Mollaların, bir karşı hamle ile gençleri sindirmek istemesi ve mümkünse ezmesi, beklenecek en büyük ihtimal idi.

Nitekim o oldu:

Mollalar önceki gün Tahran sokaklarını, on binleri bulan taraftarlarıyla doldurdular.

Ve gençlere... Kadınlara.... Aydınlara, ‘‘Biz buradayız. Biz burada olduğumuz sürece de size hayat hakkı vermeyeceğiz’’ mesajını ilettiler.

Dünkü gazetelerde yayınlanan fotoğraflarda dikkatinizi çekmiştir... Mollaların sözcülerinden biri olan İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hasan Ruhani, bir yandan öğrencilerin ‘‘bozguncu ve fitneci’’ oldukları iddiasıyla yargılanacağını söylerken öte yandan da bir eliyle Kalaşnikof denen otomatik silahı tutuyordu.

Nasıl bir ‘‘hukuk’’ ve ‘‘devlet’’ anlayışı ise?

Üniversite gençliğinin ‘‘sınavlar’’ gerekçesiyle eylemlerine bir hafta ara verdiği bildiriliyor.

Bu, gerçeği yansıtıyor olabilir veya yeterince hazırlanmadan örneğin, organize hale gelmeden sokağa dökülmüş olmanın yanlışını gördükleri için öğrenciler zaman kazanmak amacıyla da bu yola başvurabilirler.

İki ihtimalin farkı yok... Gerçek şu ki, şimdi İran belirgin bir şekilde ikiye ayrılmış bulunuyor. İki tarafın da devletin en üst kademesinde temsilcisi var. Değişimcileri Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, muhafazakárları da İran'ın dini ve Anayasal lideri Ali Hamaney temsil ediyor. Yani sokaktaki kavga, aslında devletin tepesinde de var. Var ama elbet araçlar ve metotlar farklı.

Nitekim Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin önceki gün üniversiteli gençlere nerdeyse Ali Hamaney ağzıyla ağır bir uyarıda bulunması, cereyan eden olayların Hatemi'nin amacına uygun olsa bile zamanlamasına ve metoduna uygun olmadığını ortaya koyuyor:

Belli ki Hatemi daha mutedil bir şekilde hareket etmek ve gelecek mart ayında yapılacak yerel yönetim seçimlerinde iyi bir sonuç aldıktan, meclisteki muhafazakár çoğunluğu da azınlığa düşürdükten sonra asıl hamleyi yapmayı düşünüyordu. Oysa gençler her şeyi erkenden sokağa dökmüş oldular.

Görüldüğü gibi İran olaylarının henüz çok başında bulunuyoruz. Daha önce de yazdığımız gibi, bugüne kadar cereyan edenlere bakarak ‘‘rejim değişikliği olur’’ demek aşırı hayalciliktir.

Ama taşın bir kere yerinden kımıldadığı veya tekerleğin döndüğü bellidir. Artık eski yerine getirseniz de yaşanmış olanı silemezsiniz. Tabii onun getireceği sonuçları da...



Yazarın Tüm Yazıları