Oktay Ekşi: Kurultay'a doğru...

Oktay EKŞİ

Deniz Baykal'ın istifası üzerine ‘‘yeni bir genel başkan’’ seçmek için göreve çağrılan CHP Kurultayı, ‘‘olağanüstü’’ toplantısını bu cumartesi günü yapacak.

Ve son seçimlerin getirdiği bir iç hesaplaşma ilk defa yaşanacak.

Gerçi Genel Merkez Kurultay için 2 gün ayırdı ama, sadece ‘‘Genel Başkan adayları’’nın, partiyi ‘‘nasıl kurtaracaklarını’’ anlatmaları beklenen konuşmalar o kadar uzun zaman almayacağı için herhalde pazar gününe kalmadan işler biter.

Kurultay biter de, ‘‘CHP tekrar başlar mı?’’ o belli değil.

Tarihi misyonuna bakarsanız CHP'nin sonsuza kadar yaşaması Türkiye Cumhuriyeti için hayati derecede önemlidir. Çünkü bu Cumhuriyet'i ilkeleriyle birlikte ayakta tutan kadroların barınağı -SODEP-Halkçı Parti birleşmesiyle başlayan ve sürüp gelen yanlışlara rağmen- o partidir.

Neyse ki, CHP dünyasından sağlıklı sesler geliyor. Genel Merkez'in yıllardır göremediğini yani partiyi sırf parti içi iktidarı elde tutma uğruna marjinal grupların at oynattığı bir alan haline getirme politikasının yanlışlığını delegeler görmüş gibi bir hava var. Çünkü örgütten genellikle ‘‘CHP'yi CHP yapan asli değerlere tekrar sahip çıkma’’ talepleri duyuluyor.

CHP'yi CHP yapan asli değerler Atatürk devrimlerine ödünsüz sahip çıkmaktan geçiyor. Ona sahipmiş gibi görünüp sonra ‘‘Madem ki din bu kadar siyasallaştı, biz de ona göre davranmalıyız’’ politikasından değil.

Zaten -bize sorarsanız- CHP'nin son seçimlerde uğradığı hezimetin altında yatan da Genel Merkez'in, şu yukarıda iki paragraf içine sığdırmaya çalıştığımız yanlışlarıydı.

Neyse ki Deniz Baykal bu hataların bedelini parti genel başkanlığını bırakarak ödedi. Umarız tekrar aday olacak kadar basiretsiz davranmaz.

Doğrusunu isterseniz aynı şeyi Genel Merkez'in ve seçimde bir önceki sonuca göre daha az oy almış il yöneticilerinin de yapması, yani çekilmeleri gerekir. Çünkü bu kadronun marifetini 1995 seçimlerinde görmek istemeyenler bile 1999'da savunacak tek kelime bulamaz oldular.

Olağanüstü Kurultay'da genel başkanlığa talip olanların sayısını mümkünse ‘‘bir’’e indirme amaçlı çabalar bilindiği gibi sonuç vermedi. Ama o çabaların hiç değilse CHP ile fikri doku uyuşmazlığı olanları kenara itmek gibi bir yararı oldu.

Geriye şimdi Ertuğrul Günay, Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Prof. Dr. Hurşit Güneş kalmış gibi görünüyor.

Biz Güneş için bu görevin henüz erken, Karayalçın için -daha önceki deneyimi ışığında- artık geç olduğunu düşünüyoruz. Geriye CHP kültürü ile yetişmiş, onda pişmiş iki aday yani Öymen ile Günay kalıyor.

Günay dinamik ve deneyimli bir partici. Soluklu bir politikacı. Öymen ise sakin ve toparlayıcı bir kişilik. İkisi de umut verici...