Oktay Ekşi: Kıvrıkoğlu'nun sözleri

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun önceki akşam gazetecilerle yaptığı sohbette söyledikleri, Türkiye'nin yeni gündemini oluşturdu.

Bu zorunluydu. Çünkü konunun -hepsine bugün değinemesek de- üzerinde durmayı zorunlu kılan pek çok yönü var...

Biz bu konuşmadan memnuniyet duyanlardan değiliz. ‘‘Ama hemen ardından adımız kadar emin olduğumuz bir şeyi söyleyelim:

Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu iyi işleyen bir demokrasiye sahip bir ülkenin (diyelim ABD'nin, İngiltere'nin veya Fransa'nın) Genelkurmay Başkanı olsaydı da buna benzer sözler söylediği ertesi gün gazetelerin manşetlerinde yer alsaydı, önce kendisi hayret eder ve ‘‘Bir Genelkurmay Başkanı bu konulara neden girsin?’’ derdi.

Derdi çünkü o -iyi işleyen- demokrasilerde politikacılar devletin bekasını, Anayasal sistemin korunmasını askere bırakmayacak kadar sorumlu ve seviyeli olduklarını, performanslarıyla ortaya koyarlardı. O yüzden de Genelkurmay Başkanı'na bu tür konularla değil, sadece askeri konularla meşgul olmak kalırdı.

Oysa bizim politikacılar -birkaçı müstesna- ilamaşallah hem kel hem de fodullar.

Örneğin Fazilet Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı Bahri Zengin dün demeç veriyor. Genelkurmay Başkanı'nı siyasi nitelikli beyanlarda bulunduğu için kıyısından kenarından dokundurarak eleştiriyor.

Sayın Zengin'e sormak lazım:

Bir Genelkurmay Başkanı'na bu sözleri söyletmemek için kendinize düşenleri (laik Anayasal sistemi korumak için herkes gibi sizden de beklenenleri) hiç yaptınız mı?

Zengin işin bu tarafına, yani kendi sorumluluklarına hiç değinmiyor. Onun zihninde belli ki, bu sistemi yıkmak için demokrasi isimli araçtan nasıl yararlanırız sorusundan başka bir şey yok.

Nitekim bakın günlerdir Fazilet Partisi'ne, ‘‘bölücü ve gerici kamu görevlilerinin hukuka uygunluğu tartışılmayacak şekilde tasfiye edilmelerine evet mi diyorsunuz hayır mı’’ diye soruyoruz, yanıt veremiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesini tartışmasız bir şekilde uygulamak koşuluyla bile, gerici memurların tasfiyesine razı olamıyorlar. Çünkü onlar laik cumhuriyeti değil, gerici memurları kendilerine yakın buluyorlar.

Aynı soru değişik nedenlerle HADEP ile ÖDP ve İstanbul Baro Başkanı için de geçerli.

Önce unvanlarıyla çağırdık, ses çıkmadı, isimleriyle çağırdık yine duymazdan geldiler. Çünkü belli ki bazıları bu Anayasal sisteme karşılar. Bazıları da bu sistem karşısındaki yerini henüz tayin edebilmiş değil.

Tekrar söylüyoruz... Genelkurmay Başkanı'nın böyle konuşması olağan sayılmamalıdır. Ama onun böyle konuşmaması için önce politikacılar kendi evlerinin önünü süpürmelidirler.

Hem kel hem fodul olmaya kimsenin hakkı yoktur.

Yazarın Tüm Yazıları