Oktay Ekşi: İbrenin gösterdiği...

Oktay EKŞİ

Türkiye'nin siyasi yaşamında en az görülen şeylerden biri ‘‘kriz yaratmadan bir sorunu çözmek’’tir. O nedenle biz, hele cumhurbaşkanlığı seçimi gibi büyük krizlere sebep olduğuna bizzat tanıklık ettiğimiz bir konu nedeniyle endişe içindeydik.

Ama galiba bu defa başka bir durum söz konusu...

Meclis'te temsil edilen siyasi partilerin liderleri, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev süresinin bir şekilde uzatılması yoluyla önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi sorununu çözüme bağlayacakları izlenimini veriyorlar.

Bunun şekli nasıl olur, ayrı bir konu...

Bülent Ecevit önceleri ‘‘Demirel'in süresinin üç yıl uzatılmasını’’ öneriyordu. Bu öneriyi desteklediğimizi biz de yazmıştık.

Demirel'in ‘‘Uzatma formülü, onu kabul edecek insanı daha birinci günden itibaren güçsüz kılar’’ anlamındaki itirazı Ecevit'i etkilemiş olmalı ki dünkü gazetelerde ‘‘yanlış anlaşıldığından’’ şikáyet ederek, ‘‘uzatma değil, ikinci bir dönem için yeniden seçilme’’ anlamında bir görüşe sahip olduğunu ifade ettiği bildiriliyordu.

Doğru Yol Partisi'nin ‘‘Anayasa'da aynı kişinin cumhurbaşkanlığına beşer yıldan iki dönem seçilebilmesini’’ sağlayacak bir öneriye taraftar olduğu biliniyor.

Anavatan Partisi lideri Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığına tekrar seçilmesine sıcak baktığı anlamına gelen mesajlar veriyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli, ‘‘Demirel'in engin deneyimlerinden’’ söz ederek aynı yönde bir değerlendirme yapıyor.

Geriye kalan Fazilet Partisi'nin bu kadar belirgin bir uzlaşmaya karşı direnmesinin anlamı kalmayacağına göre, sonuç üç aşağı beş yukarı kesinmiş gibi görünüyor.

Bunlar iyi işaretler.

Ama formülün ne olacağı ayrı bir konu...

Demirel gerçekçi bir insandır. ‘‘Cumhurbaşkanını halk seçsin’’ formülünün tutmayacağını gördü. Nitekim görüşlerini yumuşattı. ‘‘Ben talip olmam ama milletim isterse görevden kaçmam’’ demeye başladı. Yani ‘‘seçimin şekli fazla mühim değil, siz tekrar seçerseniz ben varım’’ dedi.

Bu durumda Anayasa'daki ‘‘yedi yıllık bir süre için’’ seçilme hükmünün değiştirilip ‘‘beşer yıldan iki defa seçilebilme’’ formülünün getirilmesi ihtimali güçleniyor.

Ve böylece önemli bir konuda görmeyi arzuladığımız bir ‘‘uzlaşma’’ fiilen gerçekleşecekmiş gibi görünüyor.

Demirel'i çok eleştiren bir gazeteci sıfatıyla ve tüm samimiyetimizle söyleyelim:

Sağduyu, Türkiye'nin bu koşullarında bundan daha iyi bir çözüm olamayacağını gösteriyor.