Oktay Ekşi: Devekuşu mantığı...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Aşağıdaki sözleri -buna benzerlerini daha önce yüzlerce defa söylediğimizi gözardı edip- biz söylesek yetkililer önemsemeyebilirdi.

Bakalım ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Marc Grossman'ın, Philadelphia'da söyledikleri işe yarayacak m?

Grossman, ‘‘Eğer Türkiye, bölgesinde ilerlemenin simgesi olarak kalacaksa, vatandaşlarının birinci sınıf bir ekonominin yanı sıra birinci sınıf bir demokrasiye sahip olmaları gerekiyor. Güvenlik, refah ve demokrasi bir arada olmalı. Türkiye, bu yönde verdiği sözleri yerine getirebilir mi? Ben yapabileceğine inanıyorum’’ demiş.

Gerçekten, lütfen söyleyin, yukarıdaki sözlerin, herhangi bir Türk aydınının hatta aklı eren herhangi bir Türk vatandaşının söylediklerinden farkı var mı?

Onu bırakın... Bugün parlamentoda temsil edilen -ve edilmeyen- herhangi bir siyasi parti var mı bunların aksine tek kelime söyleyen?

Peki o halde neden Türkler'e Marc Grossman kadar bile güvenmeyen kim? Türkiye'yi birinci sınıf bir ekonominin yanı sıra birinci sınıf bir demokrasiye sahip olmaktan alıkoyan kim?

Özellikle şu Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesinin gündeme yeniden gelip oturduğu bugünlerde, bu sorunun yanıtını iyi vermemiz ve ‘‘engel olan’’ ne ise veya kim ise, ona karşı toplu bir şekilde tavır koymamız lazım.

Söz konusu 312'nci madde ile sadece o maddeyi değil, ‘‘düşünceleri ifade özgürlüğünü kısıtlayan öteki yasal hükümleri’’ de kastettiğimizi belirtelim. Keza yargı reformu yapılmadıkça ve yargımız tam olarak bağımsız hale getirilmedikçe o yasalarda değişiklik yapılsa bile sonuç alınamayacağını da vurgulayalım.

Bazıları sanıyorlar ki, insanlar düşüncelerini -özellikle onların beğenmediği düşünceleri- ifade etmezlerse (yahut ettikleri için cezalandırılırlarsa) huzur ve sükûnu korunmuş olur.

Demokrasi'nin ‘‘D’’ harfini dahi hazmetmemiş olan bu kişi ve çevrelere o akılla gidince neler olacağını dünkü gazetelerde yayınlanan bir haber gayet açık bir şekilde gösteriyordu... Okumamış olanlar için özetleyelim:

Özgür Gündem isimli gazetenin 1994 yılında yaptığı yayınlar nedeniyle sorumluları Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesine göre yargılanmış ve mahkûm olmuşlardı. Gazete de mahkeme kararıyla kapatılmıştı.

Gazetenin yetkilileri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptıkları başvuruda haklı bulundular ve Türkiye devleti, söz konusu gazete yayınlarının ‘‘düşünceleri ifade özgürlüğünü ihlal etmediği’’ gerekçesiyle davacılara toplam 31 milyar TL. tazminat ödemeye mahkûm edildi.

Geçen yıl aynı mahkemenin yine ifade özgürlüğü ile ilgili olarak Türkiye aleyhine yapılmış başvurulardan 18'ini karara bağladığını, bunlardan 14'ünde Türkiye'nin tazminat ödemeye mahkûm olduğunu anımsatırsak, başımızı kuma gömerek bir yere varamayacağımızı daha kolay anlarız.

Yazarın Tüm Yazıları