Oktay Ekşi: Bir cinayet kronolojisi

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Yoksa dolduruşa gelip biraz erken mi sevindik? ‘‘Uğur Mumcu'nun katilleri bulundu’’ haberi üzerine İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ı ve İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'i kutlarken pek mi acele ettik?

Oysa gönlümüz buna o kadar da hazırdı ki...

Dünkü gelişmeler zihnimizde bazı kuşkuların doğmasına yol açtı. O yüzden bir yandan sevgili Uğur Mumcu'yu öldüren alçakların yakalandığı haberinin sevincini yaşarken, öte yandan da dün eski dosyaları karıştırdık.

Ve gördük ki Uğur Mumcu'yu öldürmekle suçlanmadık nerdeyse kimse kalmamış. Üstelik tanık ve muhbir bulmakta da devlet hiç zorlanmamış.

Birkaç örnek verelim:

Önce -bizim de yıllardır savunduğumuz şekilde- bu olayda İran'ın parmağı aranmış. İranlı yetkililerin, örneğin o tarihte cumhurbaşkanı olan Haşimi Rafsancani'nin -aynen birkaç gün önce İran'ın Ankara Büyükelçiliği'nin yaptığı gibi- ‘‘İki ülke arasında iyi ilişkiler olmasını istemeyen bazı güçlerin İran'a karşı bir propaganda savaşı yürüttüklerini’’ ve ‘‘bu tür olaylarla İran'ın ilişkisi bulunduğu iddialarının asılsız olduğunu’’ söylemesine rağmen bu sözlere kimse inanmamış. Bu arada İran'daki Mollarşiyi devirmeye çalışan Halkın Mücahitleri örgütü ‘‘Uğur Mumcu'yu İran destekli 'Müfreze 5000' isimli örgüt mensuplarının öldürdüklerini’’ ileri sürmüş.

Mumcu suikastının hemen ardından gözaltına alınan Ortadoğu kökenli 11 kişi, aradan bir hafta geçmeden ‘‘olayla ilişkileri olmadığı’’ anlaşılarak serbest bırakılmış.

Sonra Çetin Emeç cinayeti sanıklarından Kutbettin Gök'le birlikte Ankara'da oturan ancak suikasttan bir gün önce ortadan kaybolan Ali ve Selim adında iki kişi üzerinde durulmuş ama polis bunları bulamamış.

Derken ‘‘Bu işin altında (merkezi Lübnan'da bulunan) Hizbullah örgütü var’’ denmiş ama örgütün askeri kanadının başkanı Hüseyin Müsavi iddiaları tekzip edince kimse üstüne gidememiş.

Bu arada dönemin Ankara DGM Saşsavcısı Nusret Demiral, ‘‘Mumcu cinayetinde kilit rol sahibi altı kişinin belirlendiğini’’ söylemiş. Anlaşılan bununla ‘‘İslami Hareket’’ örgütünün daha sonra yakalanan lider kadrosunu kastetmiş ama bundan da bir sonuç alınamamış.

Ve en çarpıcı iddia, cinayet üzerinden altı ay geçtikten sonra Refah Partisi Milletvekili Zeki Ergezen'den gelmiş. Ergezen, ‘‘Uğur Mumcu'yu öldürenler teşkilatımızca tespit edildi. İsrailli bir örgüt. Şu an orada. Gidin yakalayın diye Başbakanlığa bildirdik. Kendileri de biliyorlardı. Çekilen faksımız masalarının üzerindeydi, yakalamadılar’’ demiş.

Bu arada polise yapılan ve ciddiye alınan ihbarların sayısı 67'yi bulmuş. İki ayrı tanığın adaleti aldattığı sonucuna varılmış. Ve neticede koskoca bir sıfırdan başka elde bir şey kalmadığı görülmüş.

Görüldüğü gibi sütten ağzımız yanmış bulunuyor. Şimdi sıra yoğurdu üfleyerek yemeye geldi.

Yazarın Tüm Yazıları