Oktay Ekşi: Arap saçı...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

OLAY tam da Nasrettin Hoca'nın kar helvasına döndü:

Malum... Hoca ‘‘Yaptım ama ben de beğenmedim’’ demiş. Onun gibi af meselesini çözmek için uğraşıp formül üretenler de hemen ardından önerdikleri formülü reddediyorlar.

Aksi söz konusu olsa banka soyanlara af önerisi gündeme gelir miydi?

Bu önerinin önce ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan geldiği ortaya atıldı. Hatta arkadaşımız Muharrem Sarıkaya'nın tanık göstererek bugünkü Hürriyet'te verdiği bilgide bu iddia açıkça doğrulanıyor.

Velakin Ankara'dan gelen öteki haberlere bakarsanız, Mesut Yılmaz banka hortumlayanların affına kesinlikle karşı olduklarını ifade etmiş.

İşin tuhafı Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de öyle:

Hikmet Sami Hoca koalisyon liderlerine sunulmak üzere 5 ayrı seçenek hazırlamış. Ancak hazırladıklarının hepsinin de belirli ölçüde sakıncalar içerdiğini saklamıyor. Yani yaptığı helvadan o da memnun değil. Hatta Sarıkaya'nın aktardığına göre DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'e gönderme yaparcasına, ‘‘Bu affın mucidi ben miyim? Ben miyim ilk gündeme getiren? Bana yap diye talimat verdiler, ben de teknik olarak çalışmamı yaptım ve verdim...’’ diyor.

Resmi tamamlamak için değinelim:

Yapılan hazırlıklardan belli ki MHP lideri Devlet Bahçeli de memnun değil. Çünkü hem 1978'de sırf Türkiye İşçi Partisi üyesi oldukları için 7 genci öldürenlerden Haluk Kırcı'nın hapisten çıkmasını istiyor, hem de kişiler için hüküm getirilmemeli ilkesinden yana tavır koymaya çalışıyor.

Kırcı malum, bu yedi cinayet nedeniyle 7 ayrı idam cezası almıştı. Ancak bu ceza 3713 sayılı yasayla 10'ar yıldan 70 yıl ağır hapse çevrilmişti.

Bahçeli şimdi hem Haluk Kırcı'yı kurtarmak için kendi partisinden gelen baskılara sahip çıkıyor, hem de kişiler için hüküm getirilmemeli ilkesinden yana tavır koymaya çalışıyor.

Yeri gelmişken açıklayalım:

1980 öncesindeki olaylardan yargılanan ülkücüler akıllarınca solcuların düştüğü tuzağa düşmemek için kendi eylemlerinin siyasi bir nitelik taşımadığını savundular. Böylece ceza yasasının adi suçlar için tayin ettiği cezaları aldılar. Oysa solcuların eylemleri siyasi amaçlı sayıldı. Bu yüzden cinayet de işlemiş olsalar neticede anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışmak suçundan mahkûm oldular. Bu da tek suç ve tek ceza idi.

Onların çoğu bu tek cezayı çekip çıktılar. Oysa Haluk Kırcı 7 ayrı cinayetten 7 ayrı ceza aldı. O yüzden şimdi cezası ne kadar (örneğin 10 yıl) indirilse de, dışarı çıkması nerdeyse imkánsız oluyor.

Ehh... Ne yaparsınız? İnsanlar affetse de bazen Allah affetmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları