Öğretmeni kum torbasına çeviriyor

Güncelleme Tarihi:

Öğretmeni kum torbasına çeviriyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2017 15:50

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 12 ilde pilot olarak başlatılan öğretmen performans sistemine ilişkin, “Öğrencilerin öğretmenlere parmak sallayacak noktaya getirilmesine gönlümüz razı değil. Böyle bir şeyi asla kabul edemeyiz” dedi. Öğretmeni ortaya alacak şekilde adım atıp, ‘kum torbası’na çevirmeye çalışmanın kabul edilir olmadığını ifade eden Yalçın, bakanlığın bu tip uygulamalardan vazgeçmesini istedi.

Haberin Devamı

Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, sendika tarafından hazırlanan ‘Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi’ başlıklı raporu açıkladı, öğretmen performans sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eğitim kurumları yönetici görevlendirme sürecine ilişkin sıkıntılara değinen Yalçın, yürütülebilir ve kalıcı bir yönetici görevlendirme sistemini “olmazsa olmaz” şeklinde nitelendirdi.     

VİZYON SAHİBİ YÖNETİCİLERE İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin eğitim kurumlarında, eğitim yönetimi alanında ehliyet sahibi, nitelikli, profesyonel ve vizyon sahibi yöneticilere ihtiyacın gün geçtikçe arttığına işaret eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:     

“Okul yöneticileri, eskiden olduğu gibi sadece mevzuatı uygulayan ve okul binasından sorumlu kişiler değil. Eğitim sistemimizde norm kadro sayıları yüz bini bulan eğitim yöneticileri için liyakate dayalı bir seçme sisteminin hayata geçirilmesi halinde, kamu gücünün yeteneğe ve kişilerin bireysel üstünlüğüne göre paylaşıldığı, en vasıflı, en nitelikli ve en ehil kişilerin görev yapma imkanı yakalayabildiği bir modelin inşa edilmesinin mümkün olacağına inanıyoruz.”     

Haberin Devamı

STATÜLER EREZYONA UĞRUYOR
Eğitim yöneticilerinin seçimi ve eğitimlerinin dünden çok daha önemli hale geldiğine dikkati çeken Yalçın, Türkiye’de sık değişen yönetici atama uygulamaları nedeniyle okullarda kurumsallaşma sağlanamadığını, yönetici statü ve rollerinin erozyona uğradığını söyledi. Bu nedenle eğitim sisteminde esnek ve kendisini geliştirebilen bir yönetici seçme, atama modeli oluşturulması gerektiğini vurgulayan Yalçın, bu modelin katılımcı bir anlayışla, tüm paydaşların önerilerinin alındığı ortak akılla geliştirilmesinin önemine işaret etti. 

Türkiye’de eğitim sisteminde herhangi bir eğitim lideri yetiştirme politikasından bahsedilemeyeceğini ifade eden Yalçın, raporda yer alan, Türkiye’nin eğitim yönetiminde yaşanan temel sorunları ve bunlara yönelik önerileri aktardı.Yalçın, bu önerileri, “Eğitim kurumları yöneticileri mesleki güvenceye kavuşturulmalı. Eğitim yöneticilerinin mesleki yeterlilikleri ve standartları geliştirilmeli. Etkili eğitim için nitelikli eğitim liderleri yetiştirilmeli. Objektif ve adil bir seçme-atama sistemi yürürlüğe konulmalı” diye sıraladı. Ali Yalçın, rapora ilişkin şunları kaydetti:     

Haberin Devamı

“Eğitim sistemini düzenleyen yasal metinlerde değişikliğe gidilerek eğitim yöneticiliği ayrı bir meslek haline getirilmeli. Eğitim kurumu yöneticiliği ‘ikinci görev’ ve ‘görevlendirme’ kapsamından çıkarılmalı. Eğitim yöneticiliğine en iyiler yönlendirilmeli, mesleğin statüsü, ücret ve diğer boyutlarıyla cazip hale getirilerek özendirilmeli, görev, yetki ve sorumluluk dengesi sağlanmalı. Eğitim yöneticisi olmayı seçenlerin profesyonel anlamda hizmet öncesi eğitimden geçmeleri zorunlu olmalı. En başta okul yöneticilerinin sahip olması gereken yeterlilikler belirlenmeli ve bunlar tescil edilmeli. Eğitim yöneticilerinin, öğretmenlik becerileriyle birlikte yönetim süreçleri, insan kaynakları yönetimi, demokratik okul yönetimi, farklılıkların yönetimi, stres yönetimi, çağdaş eğitim denetimi, eğitim ekonomisi, eğitim hukuku, örgütsel iletişim, çatışma yönetimi, takım kurma, yönetsel mevzuat, psikoloji, sosyoloji, etik liderlik, öğretimsel ve teknolojik liderlik gibi alanlarda yeterlilik sahibi olması bekleniyor.”     

Haberin Devamı

EĞİTİM YÖNETİMİ PROGRAMLARI REVİZE EDİLMELİ
Yalçın, üniversitelerin eğitim yönetimi programlarının ciddi revizyondan geçirilmesi, eğitim kurumu yöneticiliklerine atanmak üzere seçilmiş adaylara, hizmet öncesi eğitimin mutlaka zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi.     

 Eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi konusunda üzerinde uzlaşmaya varılacak bir öğretim metodolojisi ve model ortaya konulmalısının önemine değinen Yalçın, Milli Eğitim Bakanlığının eğitim yöneticilerini sadece mülakat benzeri bir sınavla atamaktan vazgeçmesi ve seçme süreçlerinin nesnel, şeffaf ve yargı denetimine açık olması için demokratik metotlardan yararlanılması gerektiğini kaydetti. Yalçın, “Eğitim yönetiminde müsteşar, müsteşar yardımcısı ve genel müdürlerin, eğitime geniş perspektiften bakabilen yöneticiler arasından seçilmesi ve bu makamların ‘istisnai kadrolar’ kapsamına alınarak bakanla gelip bakanla gitmeleri sağlanmalı” dedi.     

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLERE PERFORMANS ZİHNİ SİNİR PROJESİ
Konuşmasının ardından bir gazetecinin “öğretmen performans sistemindeki pilot uygulamada, öğrencilerin öğretmenlere not vermesi” ile ilgili sorusu üzerine Yalçın, “öğretmen performansı” diye alana sürülen bu yaklaşıma ilişkin duruşlarının ortada olduğunu, bunu bir “zihni sinir projesi” gibi değerlendirdiklerini kaydetti.     

 Öğretmenlik mesleğini örseleyecek bir yaklaşımı kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Yalçın, “Performansı değerlendireceksek o performansa bakanlık yöneticilerinden ve bakanlıktan başlamak durumundayız” dedi. Yalçın, performans sistemine ilişkin şöyle konuştu:     

“Öğretmeni, öğrencilerin oyuncağı haline getirirseniz, herkesi şamar oğlanına döndürürseniz... Şu an okulları ayakta tutan merkezde öğretmenler var. Bu anlamda değersizleştirirseniz, buradan bir fayda elde edilmez. Böyle bir konu, eğitim çalışanlarının gündemine sokulmaya çalışılıyor, şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu konuda yan yana duranları karşı karşıya getirmeyin, öğretmen odalarında öğretmenleri birbirine kırdıracak bir şeye vesile olmayın. Öğrencilerin öğretmenlere parmak sallayacak noktaya getirilmesine gönlümüz razı değil. Böyle bir şeyi asla kabul edemeyiz. Onun için eylem kararı aldık. Öğretmenlerin öğretmenlere vereceği puanda ‘Meslektaşımızın notu 100’dür’ yaklaşımıyla herkes tam puan uygulasın. Böyle bir sistemin uygulanamayacağı da alanda görülmüş olacak.”     

 

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!