Öğrenciler karnelerini Bakan’dan aldı

Ankara Fen Lisesi 12-A Sınıfı öğrencileri karnelerini Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın elinden aldı. Bakan Yılmaz, öğrencileri tebrik ederek Başbakan’ın selamlarını iletti. Milli Eğitim Bakanı Yılmaz tören öncesi yaptığı konuşmada, “Türkiye’de her üç kişiden biri eğitimle ilgileniyor. Herkesin eğitimle ilgili söyleyecek bir sözü vardır” dedi. Öğretmenlere ödev verilmemesi konusunda tekrar uyarıda bulunan Bakan Yılmaz’ın konuşmalarından satır başları şöyle:

HAYATTA İŞLERİNE YARASIN

Müfredatı değiştirmek gerekirdi. 2007’de genel bir müfredat değişikliği yapılmıştı. Evlatlarımıza daha iyi bir eğitim vermek için sadeleştirdik. 1966’da o zamanlar ilkokulu bitirme sınavı vardı. Aynısı ortaokul ve lisede de vardı. Okulu bitirmek için bu sınava girmeniz gerekiyordu. Burada bitirme sınavlarında bana arının iç organlarını çiz demişlerdi. Biz istiyoruz ki, evlatlarımıza öyle bir şey verelim ki kendi hayatında uygulayabilsin. Hayatta işine yarasın, hayatını kolaylaştırsın. Tartışma konusu olanları vermeyelim.

MÜFREDAT ELEŞTİRİLERİNİ HALK DOĞRU BULMUYOR

51 derste 500 fazla ünite yer alıyor. Ancak sadece Atatürk, İsmet İnönü ve evrim teorisi konuşuluyor. Demek ki müfredat hakkında söyleyecek başka bir şey bulamıyorlar. Bu bizim doğru yaptığımızı gösteriyor. Söylenmeyin, söyleyin. Atatürk, “Cumhuriyet benim en büyük eserimdir” diyor. Eğer Türkiye’yi borçlu hale getirirseniz, bu nasıl bir Atatürkçülük olur? Bir ve İkinci İnönü Savaşları’ndan veya çoklu partili sisteme geçişte İnönü’den bahsetmeden olur mu? Eleştiriler her iki konuda da doğru değil. Zaten bu eleştiriler halk tarafından da doğru bulunmuyor. Halk kimin neyi, ne kadar ve nasıl yaptığına bakar ve terazisinin şaştığı görülmemiştir.

HERKESİN EĞİTİMLE İLGİLİ SÖYLEYECEK SÖZÜ VAR

Öğretmenlerimiz, “Görüşlerimiz alınmadı” diyor. Bir anket çalışmasında size sorulmadı diye, çalışmanın yanlış olduğunu söyleyemezsiniz. Doğru olduğunu kabul etmek için anketörün size mi gelmesi lazım? Çeşitli komisyon ve toplantılarda birçok öğretmenimiz müfredat çalışmalarına destek verdi. Türkiye’de yükseköğretim de dahil toplamda 25 milyon öğrenci var. Bu da her üç kişiden birinin bir şekilde eğitimle ilgisi olduğunu gösteriyor. Herkesin eğitimle ilgili söyleyecek sözü var. Kodlama becerisinin birinci sınıftan itibaren müfredatta yerini almasını istiyoruz. Çocuklarımız kendi geliştirdikleri oyunları yapabilsinler. Fen eğitime STEM yaklaşımı getirdik. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak istiyoruz. Sağlıkta başarılıyız ki dünyadan buraya tedavi olmaya geliyorlar.

SİNEMAYA GİTSİNLER

Şimdi tatile giriyoruz. Kar tatili olduğunda sevindik. Herkes memnun ama Türkiye’nin daha fazla çalışmaya ihtiyacı var. Vatandaşımızın refah içinde yaşaması için daha çok çalışmamız lazım. Daha sağlıklı çalışmak için de tatil gerekli. Öğretmenlerimizden ödev vermemelerini istedik. Hem özel hem devlet okullarında öğrencilerimizin hiçbirisine ödev verilmeyecek. Onun yerine öğrencilerimiz sanatsal, kültürel ve sosyal yönde gelişimlerini sağlayacak aktivitelere yönlendirilebilir. Okuduğu kitabı, sinemaya gidip izlediği bir filmi, orada ne mesaj veriyor, onu sınıfta anlatsın. Veya bir müzeye gitsin, şehrini tanısın. Tatil dönüşü derste üç dakika içinde anlatabilsin, diyoruz. 2016-2017 eğitim öğretim döneminin ilk yarı tatilinin öğrenci, öğretmen ve velilerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Başta öğretmenlerimiz olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.