Ödülleri marka haline getirmek

ÜNLÜ sinema yönetmeni Francis Ford Coppola ile yapılmış bir söyleşiyi (10 Questions for Francis Ford Coppola, Time, August 28, 2006) okurken, ödüller konusunda bir not dikkatimi çekti.

"Oscar Ödüllü rejisör..."

Edebiyat dünyası için de bir yazarın önemini, tanınmışlığını vurgulamak için, "Nobel Edebiyat Ödüllü yazar" cümlesi kullanılıyor.

Oscar Ödülü’nün (Academy Award) yaygınlığını, en azından gişe açısından önemini biliyoruz. Ama bu vurgulama, aslında ödülün uluslararası niteliğinden kaynaklanıyor. Yalnız bu ödülü kazanana değil, aday olan filmlere, oyunculara bile bir ayrıcalık kazandırıyor. Biyografilerinde, film eleştirilerinde mutlaka bu adaylıktan söz ediliyor.

Benim için bu ödüllerin belirleyicilik oranı düşüktür; çünkü nice Oscar kazanan film, nice Nobel kazanan yazarın bugün adını bile anmayız, okumayız. Ödüller kalıcılık için bir ölçüt değil.

Yaşar Kemal, Türkiye’de birçok ödül aldı ama uluslararası yayın, edebiyat dünyasında, kendi ülkesinde aldığı ödülleri yazmak, oradaki okurlar için tahrik edici, okumaya yöneltici bir unsur olmadığı için sözü edilmiyor.

Sinema dünyası için de geçerli değil mi?

Genç yönetmenlerimiz, yurtdışında epeyce ödül aldılar; ama acaba Yılmaz Güney’in Yol’un Cannes Film Festivali’nde aldığı ödül, (ödülü Costa Gavras’ın Missing - Kayıp filmiyle bölüşmüştü) ve Metin Erksan’ın Susuz Yaz’la Berlin Film Festivali’nde aldığı ödüller kadar ün kazandırdı mı? Biyografilerini daha etkileyici kıldı mı?

Demek ki ödüllerin saygınlığı kadar tanınmışlığı da önemli. Yanlış anlaşılmasın, her tanınmış ödül saygın değildir ya da her saygın ödül az bilinir gibi bir şey söylemiyorum. Ödüllerin de markalaşması gerektiğinin altını çiziyorum.

* * *

AYDIN DOĞAN ULUSLARARASI KARİKATÜR YARIŞMASI
’nda ödül kazanmak, uluslararası karikatür dünyasında bir önem arz ediyor. Çünkü geçerlik alanı sınırla kısıtlı değil. Markalaşmış bir yarışma çünkü.

Biz çoğu zaman kazananlar açısından bakıyoruz, seçici kuruldan hiç söz etmiyoruz.

İşin bu yanı da var, Oscar Ödülü’nü aldı, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı diye yazılır da, ona bu ödülü veren jüri de şu adlardan oluşuyordu, denmez.

Seçiciler kurulu üyesi olmak nankör bir iştir, bu yolla tarihe geçemezsiniz.

Uluslararası marka niteliğindeki bir başka yarışmamız da ünlü sopranomuz Leylá Gencer adına düzenlenen Leylá Gencer Şan Yarışması’dır.

Şimdiye kadar bu yarışmada kazananlar, dünyanın çeşitli ülkelerinde kariyer yapma, kariyerlerini geliştirme olanağı buldular.

* * *

YURTDIŞINDA
da etkisi olan ödüllerimiz neden bu

kadar az?
Yazarın Tüm Yazıları