Öcalan’dan başkanlık sistemi için kritik mesaj

BUGÜN mayıs ayının son günü. Yarından itibaren TBMM’deki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmaları için son 30 güne girilecek.

Haberin Devamı

Bu sürenin sonunda artık ne olacağına bir karar verilmesi gerekiyor. Yeni bir anayasa olacak mı? Olmayacaksa ne olacak?
Dün bir grup meslektaşımızla birlikte BDP’nin komisyondaki temsilcileri olan Altan Tan, Meral Danış Beştaş ve Sırrı Süreyya Önder’in bu sorulara ilişkin değerlendirmelerini dinleme imkânını bulduk. 

* * *

BDP temsilcileri, komisyondan bir uzlaşı çıkmasını mümkün görmüyor. Örneğin Altan Tan, “10 sene tartışsak da bir uzlaşı çıkmaz” diye özetledi durumu.
Geçen bir buçuk yıllık süre içinde görüşülen toplam 174 maddeden ancak 43’ü üzerinde tam mutabakat sağlanmış 4 parti arasında. Kalan 131 madde üzerinde 1 ya da 1’den çok partinin şerhi var. Örneğin, Anayasa’nın “Başlangıç” bölümünde yalnızca 2 madde üzerinde mutabakat bulunuyor, 11 madde üzerinde şerh var. “Yargı” bölümünde yalnızca 1 madde üzerinde anlaşmaya varılmış. Kalan 22 madde çekinceli. Başkanlık tartışmasını da yakından ilgilendiren “Yürütme” başlığı altında mutabakat sağlanan madde sayısı 0.
Bazı maddelerde AKP ile BDP birbirlerine yakın dururken, BDP ile CHP’nin ya da CHP ile MHP’nin anlaştıkları başlıklar da olabiliyor.
Farklılıklara çarpıcı bir örnek vatandaşlığın adının konduğu madde. BDP “Türkiye vatandaşlığı” derken, AK Parti “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” ifadesini istiyor, buna karşılık CHP ve MHP “Türk vatandaşlığı”nda ısrar ediyor.

* * *

Haberin Devamı

Yeni bir anayasa çıkmayacağı kesin. ‘Peki o zaman ne olacak’ sorusuna gelince, başlıca üç geçerli seçenek beliriyor. Birincisi, A) Kısa bir geçiş anayasası, B) Sınırlı bir anayasa değişikliği paketi ve C) Anayasa değişikliğinin 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına bırakılması.
Bütün bu senaryolarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ve Cumhurbaşkanlığı hesapları ile Kürtlerin barış sürecindeki beklentilerinin kesiştiği alanların içine giriyoruz. Burada Erdoğan’ın CHP ve MHP ile anlaşmadığı takdirde özellikle birinci ve ikinci seçeneklerde BDP’nin desteğini alabilmesi şart. Bunu sağlamak için Kürt siyasi hareketinin yeni anayasadaki kimlik ve yerinden yönetim gibi beklentilerini karşılaması gerekiyor.
İşte tam bu noktada BDP temsilcileri, AK Parti’nin son dönemde Kürtlerin demokratik talepleri karşısında belirgin bir isteksizliğin içine girdiği görüşünde. Bu tutumun özellikle MHP’nin Mart ayı sonundaki Bursa mitinginden sonra ortaya çıktığı görüşündeler.
AK Parti’nin herhangi bir anayasa değişikliğini BDP ile ikili işbirliği içinde yapmayı tabanı açısından riskli gördüğü kanısı hâkim BDP’lilerde.
Bu arada BDP’nin de asgari müşterekleri içermeyen, içi boş bir geçiş anayasasına destek vermesi söz konusu olmayacak. Altan Tan “İçi boş bir pakete evet diyeceğimizi düşünmek bizi aptal yerine koymak olur” dedi. 

* * *

Haberin Devamı

BDP temsilcileri, bu bağlamda AK Parti’nin başkanlık ve yarı başkanlık sisteminden şimdilik vazgeçtiği kanısında. Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın bu konudaki tutumunu “Başkanlık sistemini tartışabiliriz ama bu hegemonik bir yapıya dönüşmeyecekse ve tam bir demokratikleşmeyi sağlayacaksa olabilir. Bizim sırtımızda CHP ve Kemalizm kamburu varken buna yeni bir kambur eklemek istemeyiz” şeklindeki sözlerini hatırlattı. Bu sözleri, Öcalan’ın da Erdoğan’ın istediği geniş başkanlık yetkilerine yeşil ışık yakmayacağı şeklinde anlamak gerekiyor.
Bu noktada Erdoğan küçük bir anayasa değişikliğiyle hiç olmazsa “partili Cumhurbaşkanı” modelini denemek isteyebilir.
Altan Tan, Başbakan Erdoğan’ın 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi ile 2015’te yapılması gereken milletvekili seçimini öne alıp iki sandıklı bir seçimi deneyebileceğini, bu takdirde milletvekili listelerini kendisini yapmak gibi bir imkâna da sahip olacağını belirtti. Ancak bunun için partisinin Meclis grubunu erken seçime ikna etmesi gerekiyor. Tan, “Yorganı ne tarafa çekersen çek bir taraf açıkta kalıyor” diye konuştu.

* * *

Haberin Devamı

Bu arada dünkü sohbette çok ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. BDP’liler, AK Parti temsilcilerinin son günlerde komisyon çalışmasını haziran sonunda kapatmak yerine önümüzdeki sonbahara erteleme eğiliminden söz etmeye başladıklarını aktardı. Bu eğilim ciddi ise, bundan Başbakan Erdoğan’ın oyun planını hâlâ netleştiremediği ve stratejik hamlelerini yapmadan önce biraz daha zaman kazanmaya çalıştığı sonucunu çıkarmamız gerekir.
Her halükârda bu konulardaki belirsizlikler Kürt sorununun çözümüne dönük kapsamlı adımları geciktireceği, 2014 ve sonrasına erteleyebileceği için, Kürt kamuoyunun beklentileri açısından barış sürecini basınçlı bir alanın içine sokabilir.

Yazarın Tüm Yazıları