Öçal neden kültür elçimiz olmasın

Brüksel’de Aux Armes de Bruxelles Lokantası.

İstanbul’un 2010 yılında Avrupa’nın kültür başkenti olması için Avrupa Parlamentosu’na küçük çaplı bir çıkarma yapmış olan grup akşam yemeğinde.

Masada en fazla rağbet gören şey midye.

Deniz kıyısında yaşayıp "zehirleniriz" korkusuyla midyeye hasret kalanlar için tam bir şölen.

"Denizci usulü midye", "provençale usulü midye" ve aklımda kalmamış bir çeşit midye daha.

Midyeler kabuklarından ayrılıp afiyetle yeniyor.

Kabuklar kova şeklinde bir kaba dolduruluyor.

Kabı en fazla dolduran en fazla midye yemiş oluyor haliyle.

Neşeli masanın bir tarafında ünlü perküsyon ustamız Burhan Öçal var.

Öçal’ın önündeki midye kapları boş.

Çünkü midye yerine haşlanmış sebze ısmarlamış.

Bir dirhem yağ barındırmamasının nedeni bu olsa gerek.

Bir de sürekli hareket halinde olması.

Midyeler henüz mideye indirilmişti ki, baktık Burhan Öçal’ın önündeki boş kapların üçü ters çevrilmiş.

Darbukaya dönüşmüş.

Sanatçının büyülü parmakları bir midye kabından diğerine giderken hayranlıkla dinliyoruz.

Burhan Öçal, çalarken müthiş zevk alıyor.

Doğaçlama ustası ve hayatı müzik.

Aux Armes de Bruxelles’deki mini konserin dinleyicilerinden biri kısa bir süre öncesine kadar Afganistan’da Hikmet Çetin’in sağ kolu olan Faruk Kaymakçı.

İLHAM, YENİLİK İŞKOLİKLİK

Şimdi Türkiye’nin AB’deki daimi heyetinde görevli olan Kaymakçı, Burhan Öçal’a "Afganistan’da konser verir misin" diye soruyor.

Öçal hiç duraksamadan "evet" cevabını veriyor.

Kabil’deki konseri kim dinleyecek peki?

Kabil’de görevli 10 binin üzerinde sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve ISAF askerleri.

Kaymakçı "Bu insanlar Kabil’de sıkıntıdan ölüyor. Yapacak hiçbir şey yok. Burhan Öçal’ın müziği onlara can katar" diyor.

Dönüş yolculuğu sırasında uçakta Burhan Öçal’a soruyorum.

"Gerçekten Afganistan’a gider misin?"

"Kesinlikle."

"Neden?"

"Çünkü Afganistan ilginç bir ülke. Hırçın ve bakir bir doğası var. Bana ilham vereceğini hissediyorum."

İlham mı? Sürekli kovaladığı yenilik arzusu mu? Yoksa işkoliklik hali mi?

Burhan Öçal hep bir koşma, hep bir hareket halinde.

"Hayatta hiç can sıkıcı bir anım olmadı. Ancak can sıkıcı insanlarla karşılaştım."

Ünlü cazcı Dizzy Gillespie’nin bir keresinde kendisine "Can sıkıntısından öleceğime, yorgunluktan ölürüm" dediğini hatırlatıyor.

Bence bu cümle tam Burhan Öçal’a uyan bir cümle.

"Önümüzdeki günlerde program ne" diye sorduğumda öylesine uzun bir liste sayıyor ki, başım dönüyor.

Yakın ilişki içerisinde olduğu "Yehudi Menuhin Vakfı"nın organize ettiği konserde Peter Gabriel’in kızı Melanie Gabriel ile sahneye çıkmak.

Almanya’da Stimmenfestival’e katılmak.

Bir reklam filminin müziğini yapmak, hem de filmde oynamak.

Eylül sonu Paris’te Theatre de la Ville’de üç gece "Silk Road" programında dinleyicilerinin karşısına çıkmak.

Üç gece için üç ayrı program tasarlamış.

İlk gece "Trakya All Stars" grubu, ikinci gece The New Oriental Ensemble, üçüncü gece Osmanlı ve sufi müziği.

Burhan Öçal, Osmanlı ve sufi müziği için yeni bir grup oluşturmuş iki müezzin ve iki hanenden dahil ederek (ilahi ve kaside söyleyenler).

Sanırım bugünlerde en fazla heyecan duyduğu şey bu.

KURTLAR VADİSİ İMAJIMIZA KÖTÜ

Birden ortaya, onu belki daha fazla heyecanlandıracak bir fikir atıyorum.

"Neden Türkiye’nin kültür elçisi olmuyorsun. Hem dünyayı tanıyorsun hem zaten sürekli koşuşturuyorsun. Biraz da Türkiye’nin tanıtımı için koşsan ne olur?"

İyi tahmin etmişim.

Burhan Öçal, söylediklerimi duyar duymaz yerinden sıçrıyor:

"Elbette koşarım. Zaten 30 yıldan beri koşuyorum. Ankara beni sözcüsü olarak görsün. Avrupa’nın tüm ülkelerini, ABD’yi yakından tanıyorum. Yıllarımı geçirdim oralarda. Onların anlayacakları lisanla konuşurum. Vallahi damardan girerim. Politikacısından sanatçısına yüzlerce önemli kişi yakın dostum. Üstelik bende müzik yeteneğinin yanı sıra talk-showcu yeteneği de var. Konuştuğumda ikna etmeyi de başarırım. Potansiyelimden faydalansınlar."

Evet. Burhan Öçal gönüllü kültür elçisi olmaya hazır ama bu arada bir kızgınlığını da dile getirmeyi ihmal etmiyor.

"Kurtlar Vadisi, aleyhimize bir film. İmajımıza hiç katkısı yok. Çok öfkeliyim bu konuda."

Burhan Öçal yıllarca yurtdışında yaşamış biri olarak oraların nabzını iyi tutuyor.

Söylediklerinde doğruluk payı büyük.
Yazarın Tüm Yazıları