O şimdi ‘Üç fidan’ ile beraber

“DENİZ odaya alınmıştı. Biraz sonra can vereceği darağacı tam karşısında duruyordu. Deniz’i darağacına çıkardılar, odaya Yusuf’u getirdiler. Yusuf pencereden Deniz’in son nefesini verişi izledi. Yusuf infaz edilirken de, Hüseyin’i odaya getirdiler. O da, saniye saniye Yusuf’un infazını gördü.

Haberin Devamı

Deniz’in infazını unutamıyorum. 25 dakika sürdü. 86 yıllık yaşamımdaki o çaresizliği anlatamam. (?)
Gözümün önünden gitmeyen bir başka sahne ise, idam cezasını veren mahkemenin başkanı Ali Elverdi’nin, bir ağaca yaslanarak infazları izlemesidir”.
İnsanlık dışı bu sahneyi anlatan pırıl pırıl bir insan, idam edilen o üç gencin avukatı Halit Çelenk.
Halit Bey’i çok yakından tanıma bahtiyarlığına kavuştuğum için mutluyum. Ama, bugün çok üzgünüm. Halit Bey artık aramızda değil. Yakalandığı hastalıktan kurtulamıyor, bizlere veda ediyor.
HEP SOSYALİST
Halit Bey’in siyasal görüşü belli, TİP üyesi. Ömrü boyunca değişmiyor, hep sosyalist kalıyor.
Kimsenin karşısında eğilip bükülmüyor. Konuşması ve tavrı, hangi görüşte olursa olsun, herkeste saygı uyandırıyor. Mesleğini icra ederken aldığı davalar, taşıdığı siyasal düşünceye denk.
Ezilen, sömürülen, haksızlığa uğrayan, işkence gören insanların, bir bütün olarak işçilerin, yazarların, öğrencilerin, gençlerin, sendikaların savunuculuğunu üstleniyor. TİP, DİSK, Dev-Yol, TÖS, TÖB-DER, Barış Derneği gibi 12 Eylül dönemindeki davalarda Halit Bey hep ön sırada.
Onurlu, tutarlı bir hayat.
GÜÇLÜ İRADE
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan 6 Mayıs 1972’de idam ediliyor. “Darağacında Üç Fidan”.
Kaderin cilvesine bakın ki, Halit Bey de, bir başka 6 Mayıs gününe saatler kala hayatını kaybediyor. “Üç Fidan’ın” yanına gidiyor.
Benim Cumhuriyet’te çalıştığım 70’li ve 80’li yıllarda Ankara Cumhuriyet Bürosu’na zaman zaman uğruyor. Hiç kimseyi rahatsız etmemeye özen gösteren o kibar ve fakat bir şey anlatmak isteyen o güçlü iradesi hep gözümün önünde.
Büyük davalara bakan yargıç ve savcıların bazıları sonradan sağ partilerde kendilerine yer ediniyor, milletvekili oluyor.
Halit Bey sol partilerden gelen bu gibi önerileri nezaketle hep geri çeviriyor. Çünkü, o bir dava adamı,  hukuk adamı.
Sevgili ve Sayın Halit Bey, ruhunuz şad olsun.

Haberin Devamı

6 Mayıs 1972, Tuzla Piyade Okulu

DENİZ Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan 6 Mayıs 1972’de idam ediliyor. O günü hiç unutmuyorum. 12 Mart faşizminin esip savurduğu günler.
Ben Tuzla Piyade Okulunda yedek subay öğrenciyim. Sabah talime çıkacağız, o sırada Deniz’lerin idam haberi geliyor. Bazı alçaklar sevinç çığlıkları atıyor, ben göz yaşlarımı tutamıyorum.
Aramızda ajanlar var, sonradan öğreniyorum Hatta, o ajanlardan biri 80’li yıllarda Özal Kabinesinde Bakan oluyor.
Onlardan biri benim göz yaşlarımı kayda alıyor. Elle gelen düğün bayram, ama  benim için kader anı.
Başka saçma sapan gerekçeler daha buluyorlar, hoop güm, haydi askeri mahkeme karşısına, iki ay hapis ve beni yedek subay okulundan çavuş çıkartıyorlar. Asteğmen olmak yerine, erbaş olarak kıtaya çıkıyorum.
Burası Türkiye. İdamlar, hapisler, işkenceler, türlü cezalardan insanlar başını kaldıramıyor.
Dönem dönem. Her dönem kendi özellikleriyle birlikte insanlara acı çektirmeyi şaşmaz hedef alıyor. Okumak suç, kitap yazmak suç, özünde düşünmek suç, hele de iktidarları eleştirmek en büyük suç, cezalardan ceza beğen.
Dün 6 Mayıs, pek çok insan gibi benim için de hüzünlü bir gün.
Ne hüznün sonu geliyor, ne acıların sonu.

Haberin Devamı

Hakkâri’ye dikkat

GÜNEYDOĞU’dan yine her gün ateş ve barut sesleri yükseliyor. İnsanlar yine hayatlarını kaybediyor.
Yeniden azgınlaşan teröre paralel olarak, siyasal hedefler daha keskin hale geliyor.
Güneydoğu’nun her yerinde olay çıkıyor, ancak son zamanlarda en çok olayın patladığı yer Hakkari. Daha örgütlü, daha şiddetli, daha yoğun çatışmalar genellikle Hakkari’de çıkıyor. Hakkari ve ilçelerinde, köylerinde çatışmasız bir gün geçmiyor.
Herkesin gözü Diyarbakır’da, ama Hakkari’de çok daha hazırlıklı bir hava var. Kuzey Irak’tan en çok geçiş yapılan yer Hakkari.

Yazarın Tüm Yazıları