O gecenin sabahında neredeydim

Karaköy’deki Gaspar’da buluştuk. Rezervasyonsuz gelmişiz. Alt kat tamamen dolu. Üst kata aldılar.

Haberin Devamı

Üst kata çıkınca bir şeyin farkına varıyorsun.
Alt katta hep 30’luklar, 40’lıklar. Ve daha da ötesi. Üst katta ise 20’likler. Elbette bile isteye böyle bir yerleştirme yapmamış Gaspar’cılar.
Ama işte dayanamıyor, o berbat espriyi yapıyoruz: “Gaspar’da da kutuplaşma had safhada.”

SONRASI?

Yemek, muhabbet, derken doğum günü olan bir arkadaşımızın daha aramıza katılması...
Gaspar’ın kesmemesi ve soluğun Fenix’te alınması...
Bir süre sonra oranın da yetmemesi ve Şamdan’a uğranması...
Vaziyetin tasviri şu: Son durağını arayan belediye otobüsü gibiyiz. Her durağa mutlaka uğruyor, o duraktaki yolcularla biraz muhabbet edip kaçıyoruz.
Bu arada epeydir gitmediğim Şamdan aynı Şamdan.
Fena halde demode ama eğlenceli. Sallanmanın ötesine geçip dans etmeni motive eden bir hali var.

SONUÇ?

Ertesi sabah kafa kazan uyanınca tipik, “O son kadehi içmemeliydim Leyla” halet-i ruhiyesi, pişmanlığı... Randevun olduğunu anımsayıp apar topar giyinme telaşı...
Takside randevunun içeriğini hatırlayınca, “Ne yaman çelişki” diye kendi kendine, selfie söylenmeler...
Çünkü gidilen yer bir detoks ve sağlıklı yaşam semineri! Geceden kalma bir sabah için hem doğru hem de moral bozucu bir adres.
Nitekim gider gitmez “Buyurmaz mısınız?” diye getirilen içecek bir adet buğday çimi suyu!
Dahası, bir damla kanın mikroskopta büyütülmüş manzarası Dali tablosu gibi, sürrealist!
Olması gerektiği gibi minimal sularda filan yüzmüyor.
Ama semineri veren sakin ve tatlı kadın diyor ki, kısa zamanda minimal yaparız, o gerçeküstü halden eser kalmaz.
Nasıl olacak? Tabii ki detoks yaparak!
Bir hafta boyunca sadece alkali su ve türlü türlü yeşil içecek tüketerek.

KARAR...

“Nasıl olur?”, “Ya sıkılırsam?”, “İçimde çimler büyümeye başlarsa?” gibi gibi bin türlü düşüncenin transit geçişinden sonra nihai karar: Yapılacak!
Çünkü merak ediyorum. En çok bu yüzden yapılacak.
O yüzden elinizde çim suyu bekleyiniz. Son dakika vazgeçmezsem detoks macerası yakındır.
NOT-1:
O sakin ve tatlı kadın Gül Kaynak. Detoks ve sağlıklı yaşam danışmanı diye tanımlıyor kendini.
Finans sektöründeki kariyeri sırasında kilo üstüne kilo alırken patronunun tavsiyesiyle (ne patronlar var!) Tayland’a gitmiş ve ilk detoks deneyimini orada yaşamış.
Sonrası çorap söküğü. Finansı bırakmış ve kendini hızla bu işlere adamış. (Patronu pişman olmuş mudur?)
Kaynak bir süredir The Grand Tarabya Oteli’nde sürdürüyor detoks programını.
NOT-2: Bir damla kanın mikroskopta büyütülmüş haline canlı kan analizi diyor Kaynak ama en güzel tanımı şu: Kan falı! Tıbbi bir yanı yok, sadece kanınızın nasıl göründüğüne bakıyorsunuz, o kadar.

Haberin Devamı

Türkçe modası

Haberin Devamı

Coca-Cola, Türkiye’deki 50. yılı şerefine adının Türkçe okunuşuna (koka-kola) yer verdiği bir reklam yaptırmış.
TDK, selfie kelimesi için Türkçe arayışta.
TDK’nın arayışları genelde duyulmazdı ama Hürriyet Dünyası bu arayışa öncülük etti ve Twitter’daki öneriler çok zıpır.
En beğendiğim şu ikisi oldu mesela: Bengörü ve özçekim!
Bu anlık bir Türkçe modası maalesef.
Önemli olan, özellikle iş toplantılarından gündelik hayata sızmış şu tuhaf dil:
Handle etmek, ignore etmek, accept etmek, check etmek, refuse etmek, enjoy etmek, deal etmek...
Gibi gibi. Örneği çok.

Yazarın Tüm Yazıları