Nükleer kuşu bu kez hangi ülkenin başına konacak?

NÜKLEER santral ihalesi beklenildiği gibi iptal edildi.

Haberin Devamı

TEDAŞ’ın Türk-Rus konsorsiyumunun ihalesini resmen iptal ettiğinin duyurulmasından kısa bir süre sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin davetinde konuşmacı.
Tabii ki konuşmasından sonra yöneltilen sorular en fazla nükleer ile ilgili.
Herkes nükleeri merak ediyor.
Türkiye nükleerden tümden mi vazgeçecek?
Vazgeçmeyecek ise bundan sonra nasıl bir süreç izlenecek?
Yıldız ihalenin iptalinin kesinlikle “nükleer programının” iptali anlamına gelmediğinin altını çiziyor.
“2010 yılında mutlaka iki nükleer santral kararı alınması gerekiyor” diyor.
Karar alınacak ancak şu anda Yıldız’ın söylediklerinden anladığım kadarıyla her şey belirsiz.
Nükleer santral için ihale yapılabilir de, yapılmayabilir de.
Sadece özel sektöre de bırakılabilir, kamu ortaklığı da olabilir.
Taner Yıldız’ın söylediğine göre, çeşitli yöntem ve modellerin kanuni altyapısı mevcut.
Yıldız’ın deyişiyle “görünce insanı heyecanlandıran” santralın çelik ve beton yapısının Türk müteahhitler tarafından üstlenileceğine kuşku yok.

RUSYA’YA KAPI KAPALI DEĞİL

Peki nükleer teknoloji hangi ülkeden gelecek?
İptal edilen ihalenin ortaklarından Rusya’ya kapı tümden kapalı mı?
Yıldız “Rusya yeni süreçten tamamen soyutlanmış değil” diyor. Belli ki halen çeşitli ülkelerle nükleerle ilgili görüşmeler sürüyor.
Bunlardan birinin ABD olduğunu bizzat Yıldız söylüyor.
Zaten geçen akşam Türk-Amerikan İş Konseyi’nin ağırladığı Amerikan Türk Konseyi’nin (ATC) Başkanı General Brent Scrowcroft bununla ilgili bazı ipuçları veriyor.
2010 yılından itibaren ATC Başkanlığını eski ABD Dışişleri Yardımcısı Richard Armitage’a devredecek olan Scrowcroft, ATC’nin Amerikan Enerji Bakanlığı ile sıkı bir işbirliği içerisine gireceğini söylüyor.
İki kurumun önümüzdeki yıl İstanbul’da bir konferans düzenlemeleri mümkün.
ABD’nin yanı sıra Fransa da nükleer süreci yakından izleyen başka bir ülke.Geçtiğimiz ay “Bizans’tan İstanbul”a Sergisi’nin açılışı için Paris’e giden Cumhurbaşkanı Gül, Fransa’nın da nükleer ile ilgilendiğini söylemişti.
Nükleer enerjide en iddialı ülkeler arasında olan Fransa’nın Türkiye ile “limoni ilişkilere” rağmen böyle bir sürece ilgisiz kalması düşünülemez.

YENİLENEBİLİR ENERJİ BİZE YETMEZ

Rusya, ABD, Fransa’nın yanı sıra Kanada ve Güney Kore gibi ülkelerin de adları geçiyor.
Önümüzdeki günlerde “nükleer kuşun” bunlardan hangisinin başına konacağını göreceğiz elbette.
Bu arada “nükleere karşı 1 milyon kişi” toplamayı hedefleyen Greenpeace gibi örgütler de boş durmayacak.
Peki “yenilenebilir enerji” zengini Türkiye, Greenpeace WWF gibi çevre örgütlerinin kapsamlı raporlarında talep ettikleri gibi bu enerjiye ağırlık verip nükleerden vazgeçemez mi?
Taner Yıldız’a göre, Türkiye gibi ekonomisi hızla büyüyen bir ülkenin hem “yenilenebilir enerji”ye, hem nükleere ihtiyacı var.
“Nükleer santral yılda 8 bin 649 saat çalışıyor. Rüzgâr ve güneş enerjisinin böyle bir kapasitesi yok” diyor.
Dolayısıyla Türkiye için yeni bir nükleer serüveni başlıyor.

Haberin Devamı

İptal edilen nükleer ihalenin Türkiye’ye maliyeti 2 milyar dolar

Haberin Devamı

DÜN tesadüfen  aynı günde iki bakana kulak verme fırsatım oldu.
Sabah saatlerinde, Aile ve Kadından sorumlu Bakan Selma Aliye Kavaf’ı KAGİDER’de, akşam saatlerinde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ı Ankara’da.
Her iki bakanın da “değişim ve dönüşüm” sözcüklerini bir kaç kez kullanmaları özellikle dikkatimi çekiyor. “Değişim ve dönüşüm” AKP’nin fazlasıyla üzerinde durduğu bir kavram.
Hem değişime, hem dönüşüme kimsenin itirazı yok.
Ne ki, son günlerde peş peşe gelen “nükleer ihale iptali”, GDO Yönetmeliği’nde “geri adım” gibi gelişmeler “değişim, dönüşüm” derken bazı kararların  fazlasıyla aceleye getirildiğini gösteriyor.
Nükleer süreci yakından izleyen Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Sinan Ülgen, önceki gün akşam saatlerinde gönderdiği e-postasında “nükleer ihale beceriksizliğinin” Türkiye’ye maliyetinin 2 milyar dolar olduğunu iddia ediyor.
Ülgen’e göre, ihalenin açıldığı günden bu yana geçen ve bir sonraki ihaleye kadar geçecek süreyi göz önüne aldığınızda, Türkiye’nin ucuz nükleer enerjiye geçişten uğradığı zarar 2 milyar dolar.
Böyle bir hesaba Taner Yıldız ne der bilemem? Ancak bizzat kendisi rüzgâr enerjisinde 2 yıldan beri bürokratik sıkıntının içersine düştüklerini söyledi.
Elbet sözü edilen sıkıntı yine alelacele alınmış kararlar yüzünden.

Yazarın Tüm Yazıları