Nişanlım beni dövüyor ama ondan vazgeçemiyorum

Nişanlım ailemi sevmiyor. Üstelik beni de dövüyor. Ondan ayrılmak istiyorum ama başaramıyorum.

Sevgili Güzin Abla, yaşım daha çok genç ama nişanlıyım. Nişanlıma karşı da garip bir bağımlılığım var. O hayatımdan gidince dayanamıyorum, aklımda hep o oluyor.
Aslında birbirimizi seviyoruz. Hasta olsam benimle çok ilgileniyor mesela, hiçbir özel günü atlamıyor.
Ama biraz sorunlu... Annemi, babamı, kız kardeşimi sevmiyor. Üstelik ailesi de bizimkileri sevmiyor.
Nişanlımın ailemi sevmeme nedeni, beni onlardan kıskanması. Ailesinin ailemi sevmeme nedeni ise daha farklı. Nişanlım kardeşime hakaret edip bana vurmuştu, bunun sonucunda da ailem, onlarla tartışmıştı. Çünkü eve parmağım kırık, yüzümde morluklarla gelmiştim.
Bana vurmasının nedeni kıskançlıktı. Başımı duvarlara vurmuştu, az daha ölüyordum...
Evet, aslında canıma yetti, dayanacak halim kalmadı ama o hayatımdan çıkınca da hep ağlıyorum. Bu satırları da size ağlayarak yazdım.
Bir de nişanlım beni ailemden uzaklaştırmaya çalışıyor. Mesela gecenin bir yarısı beni telefonla arıyor, telefonum açık değilse ailemi rahatsız ediyor. Bir keresinde kardeşim onun yüzünden sınavına girememişti.
Babamın adını andığımda şiddete başvuruyor. Kız kardeşime ağza alınmayacak sözler söylüyor. Artık onunla başa çıkamıyorum.
Beni rahat bırakmıyor, sürekli takip ediyor. Odamdan dışarı adım atamıyorum. Akşamları kapıma dayanıyor, şikayet de ettim ama sonuçta hiçbir şey olmadı. Çok çaresizim.
Üç senedir beni kimseyle görüştürmüyor. Her gün onunlayım. Ayrılmak istiyorum, başaramıyorum.
Henüz evlenmemişken en iyisi ayrılmak diyorum kendime ama onunla geçirdiğimiz güzel anları düşününce bunu da yapamıyorum.
Rumuz: Yardımınıza ihtiyacım var

Kızım, ne diyorsun sen! “Biraz sorunlu”ymuş? Ne sorunlusu, bu adam bir psikopat, yani ruh hastası!
Seni duvarlara vuruyor, parmağını kırıyor, babandan söz ettin diye dövüyor. Biraz daha ileri gitse, öldürecek.
Ama sen hâlâ “Kıskançlıktan yapıyor, onsuz olamıyorum” gibi ipe sapa gelmez şeyler saçmalıyorsun. Adamın acilen tedaviye ihtiyacı var.
Ne yani, seni öldürmesini mi bekliyorsun? Vallahi bak açık söyleyeyim, öldüğünle kalırsın. Çünkü akıl hastası diye rapor alır, elini kolunu sallaya sallaya çıkar ortalığa.
Bu iş duygusallıkla, onsuz olamamakla halledilmez kızım, aklını başına topla.
En iyisi, savcılığa şikayette bulunmanız. Sizi gece yarıları rahatsız ettiğini, kapınıza dayandığını, seni dövüp parmağını kırdığını söyleyerek kendinizi korumaya aldırın.

Yeniden gülmeyi hatırlatacak bir kitap

Siz de çevrenizi saran olumsuz haberlerden, kışın bunaltıcı soğuğundan, kesenizi her geçen gün biraz daha boşaltan gizli enflasyondan, sağlık sorunlarından bunaldınız mı benim gibi?
O halde size bir ilaç tavsiye edeceğim. İlaç gibi bir kitap...
Sevgili yazarımız Prof. Dr. Şükrü Kızılot’un son mizah kitabı “Çengelli İğne”yi okuyun. Bana öyle iyi geldi ki, inanmazsınız.
İçeriğinde tanıdıklar da var, sanatçılar, dizi oyuncuları, sık sık manşetlerde gördüğümüz kişiler ve onlarla ilgili sevimli fıkralar, anekdotlar.
Oh, içim ferahladı. Gülmek ne kadar iyi geliyormuş insana meğer. Epeydir unutmuştum gülmeyi.
“Çengelli İğne”, yazarımızın mizah serisinin 7’nci kitabı. Diğerlerini de okumadıysanız, şiddetle tavsiye ederim.
Ellerine sağlık sevgili Şükrü Kızılot.
Feyza Algan
Yazarın Tüm Yazıları